HABERDEN VAZGEÇİP EVLİLİKLERİNİ KURTARAN GAZETECİ ÇİFT KİM?

Star, gazeteci karı-kocaları haber yaptı. Bakın gazeteci çiftler birbirlerine nasıl haber atlatıyor ya da atlatamıyor...

Google Haberlere Abone ol
HABERDEN VAZGEÇİP EVLİLİKLERİNİ KURTARAN GAZETECİ ÇİFT KİM?


Haberden vazgeçip evliliklerini kurtardılar!


Gazeteci karı-kocalar haber kıskançlıklarını da kaçınılmaz olarak yaşamak zorunda kalıyor. İşte örnekler..


 
Gazete ve televizyonlarda yazarlık, muhabirlik yapan karı-koca gazeteciler denildiğinde ilk akla gelenler, Ruhat-Güngör Mengi, Canan-Mehmet Barlas, Emre Aköz-Nur Çintay, Zuhal-Şükrü Kızılot, Nermin-Kemal Yurteri, Halide-Şamil Tayyar, Nevin Bilgin-Ercan Yavuz, Semra-Bilal Çetin. Genellikle eşlerin rakip gazete ya da televizyonlarda çalışması, haber kıskançlıklarını, çatışmaları da beraberinde getiriyor.



İşte medyanın karı-koca olan tanınmış gazetecileri.. 



YAZILARIMIZI GÖSTERİRİZ


star’da vergi düzenlemelerinin günlük yaşamımıza etkilerini hukukçu gözüyle irdeleyen yazarımız Zuhal Kızılot, Hürriyet gazetesinde vergi konulu yazılar yazan Prof. Dr. Şükrü Kızılot’un eşi. Aynı alanda çalışmanın güzel olduğunu düşünen Zuhal Kızılot ‘Avantajımız aynı sektörde, konularda uzman olmamız. Ben vergi hukukçusuyum, eşim Maliye profesörü. Paslaşmaların oranı daha yüksek. Ama atlatma da oluyor. Eşim vergisel derinliği yüksek yazılar yazarken, ben hukukçu olduğum için hukuki meseleleri, sokaktaki insanların anlayacağı şekle indirgemeyi başarabiliyorum’ diyor. Kızılot, eşiyle yayınlanmadan önce yazılarını birbirlerine gösterdiklerini, böylece en azından maddi hata olmasının önüne geçtiklerini söylüyor.



EVLİLİĞİMİZİ KURTARDIK


Gazeteci çiftlerden birisi de star Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar ile eşi, Anadolu Ajansı İç Haberler Müdürlüğü redaktörlerinden Halide Tayyar. 17 yıllık evli olan Şamil Tayyar, karı-koca gazeteci olmanın ne demek olduğunu, daha evlendiklerinin ilk günü anladığını söylüyor: ‘22 Aralık 1989’da evlendik. Balayı ve yılbaşını geçirmek üzere Uludağ’a gittik. Bir gün geziyoruz, karşıdan bir grup geliyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Doğan Güreş ve daha birçok komutan kayak kıyafetleriyle karşımızda. Eşim Halide kendi makinesiyle, tabii izin aldıktan sonra bir kare çekti. Düşünsenize komuta kademesindeki birçok paşayı kayak kıyafetleriyle görüntülemişiz. Ben çalıştığım Milliyet gazetesine fotoğrafı ve haberi geçmek istedim. Halide, ‘Benim makinemle çektim. Bunu ajansa geçmem lazım. Fotoğrafı veremem’ demez mi? Oturduk, 2-3 saat ne yapacağımızı tartıştık. En sonunda evliliğimizi kurtarmak için haberden vazgeçtik...’



FARKLILIK KURTARIYOR


Haberci çiftlere bir başka örnek, NTV muhabiri Nermin Yurteri ile CNN Türk muhabiri Kemal Yurteri. Eşiyle farklı alanlarda çalışıyor olmalarının işleri kolaylaştırdığını, ancak kimi zaman aynı gündemi takip etmek durumunda da kaldıklarını belirten Nermin Yurteri ‘Süleymaniye baskınında Türk askerlerinin serbest bırakıldığı haberini aldığımızda evdeydik. Birbirimize haberi söylemeden sağı-solu aradık. En sonunda kanallara bağlanıp haberi verdik. Bu halimize sonradan çok güldük’ diyor. Kemal Yurteri ise ‘Basında ‘paslaşma’ yaygındır. Çok iç içe yapılan bir iş gazetecilik. Bir grup gazeteci, bir işi hep birlikte izler, oradan kendimize özel bir şeyler çıkarmaya çalışırız. Siz bir konuyu izlediğinizde veya habere ulaşmaya çalıştığınızda en az 40 gazeteci daha o işin peşindedir. Evde köşe kapmaca oynamıyoruz tabii. Nermin de ben de kendi işlerimizi izliyoruz, telefonla görüşüyoruz. Az çok biliriz ama o bizde kalır’ diye konuşuyor.



FİKİR JENARATÖRÜ DEĞİLİZ


Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz ve Radikal gazetesi yazarı Nur Çintay A., aynı mesleğe sahip bir başka evli çift. ‘Birçok şeyi birlikte gözlemler, tanır ve tartışırız. Birbirimizden etkilendiğimiz de olur. Ama şu kesin ki ikimizin 100 yazısını yan yana koysunlar en çok beş yazı içerik ya da yaklaşım olarak birbirine benzer. Bu da bence çok doğal’ diyor Emre Aköz. ‘Pişti’ olmamak için dikkat ediyorlarmış tabii, kimin, neyi yazacağı baştan belli oluyormuş zaten: ‘Diyelim ki bir yere gittik ve çok ilginç bir bilgi aldık. Bu bilgiyi kimin yazacağı bellidir. Ama kendi aramızda onu konuşur, tartışırız. Bu yazıyı da zenginleştirir. Sonra eşimin ve benim ilgi alanlarım farklı. Yani çoğu zaman baştan bir ayrışma sözkonusu. Benim yazmak istediklerim onun ilgisini çekmez, en azından yazmak için. Mesela ben tarihi konuları sever, araştırır yazarım. Başbakanın eşinin ne giydiğini ne tam olarak anlayabilirim ne de yazarım ama o ilgilenir. Özetle Aköz ailesini fikir jeneratörü değil.’  STAR

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin