GORALI NEDİR? ENGİN ARDIÇ DA, AHMET HAKAN DA EKSİK BİLİYOR…

Selda Uskan'ın yeni yazısı...

Google Haberlere Abone ol
GORALI NEDİR? ENGİN ARDIÇ DA, AHMET HAKAN DA EKSİK BİLİYOR…

Önce Engin Ardıç yazdı… “Goralı sandviçten sonra, şimdi de Arog’lusu moda olacak” dedi, Cem Yılmaz’a gönderme yaparak… Ahmet Hakan ise bu günkü yazısında düzeltti, “Goralı zaten vardı, Cem Yılmaz kopya etti” dedi. Ben de diyorum ki, ikisi de eksik biliyor… Goralı bütün bunlardan öte bir şeydir!


Evet Goralı bir sandviçtir ve her şeyden önce Ankaralıdır…


Evet 1945’den bu yana bilinir…


Evet 1960’lı yıllarda İstanbul’la tanışır… Cem Yılmaz’ın doğumundan yaklaşık 20 sene, önce yani…


GORA filminin çekimlerin ise daha 45 yıl vardır…


Evet onu diğer sandviçlerden ayıran içindeki mayonez ağırlıklı püresidir…


Ama GORALI bunlardan daha çoook öte bir şeydir… Özellikle Ankaralılar için…


O, Sakarya caddesindeki, uzunca ama küçücük dükkanında, yaşanan tüm zamanların en yakın tanığıdır en başta. Çünkü, ünlü-ünsüz herkesin ‘buluşma noktasıdır.’ Ve öyle sırlar taşır ki, şaşarsınız…


Goralı’yı bilmeyen yoktur. Özellikle çevre semtlerin insanı için ayrıcalıklı bir mekandır. Ankara Koleji, Devlet Balesi, caddenin diğer ucundaki Ankara Kız lisesinin tüm öğrencilerinin birinci tercihidir. Kızların örgülerini ve at kuyruklarını açıp omuzlarına saldıkları, gözlerine bir de şöyle hülyalı bakış yerleştirdikleri yerdir Goralı…


Bir yandan da caddeden geçenlerin izlendiği yerdir. Aa! Bakın o şişe dibi gözlüklü genç yine piyasada. Adı İzzet Öz… Henüz onsekizinde… Goralı’ya takılan hiçbir güzel kızı kaçırmaz, hemen asılır! Cenk Koray… Bülent Özveren… Ne kadar neşeliler… kahkahaları Sıhhiye’den duyuluyor neredeyse…


Goralı böylesine, daha pek çok insanın genç bedenlerine tanık olmuştur…Yıldırım Gürses’ler, Semih Sergen’ler, Kızılay’daki Plakçı Tansel, Uzun Vural, Feyman’lar, Bahçelievler’in çapkın motosikletli gençleri burada büyüyüp serpilmişlerdir...


Goralı bu yüzden, o kuşağın yüreklerinde tatlı bir sızıdır… Hemen her sevgili mekanın hemen yanındaki duvara dayanıp, o kuytulukta birbirlerinin gözlerine bakarak Goralı’larını yemişlerdir… Dudaklarının yanına bulaşan mayonezi hafifçe silme teşebbüsü ise o günlerin an müthiş erotizmidir.


O dönemin ünlü sanatçıları, kendilerine Greta Gabro muamelesi yapıp ‘halkın arasına karışmama kararı’ alsalar da, bu kural Goralı’da sandviç yemek için bozulur… Göl Gazinosunda sahne alan sanatçılarının, televizyonun olmadığı günlerde onun kadar önemli olan Ankara Radyosu ünlülerinin ve çevredeki tek tük gazete bürolarında çalışan gazetecilerin uğrak yeridir burası…


Cumartesi günleri ‘halk matinesi’ yapan Büyük Tiyatro’da “Justinyen ve Teodora’yı izledikten sonra salınarak gelen yeni yetme kızların, mini etekleri ile taburelerine tünedikleri,


Gençlerin ise, Büyük Sinema’da, Elvis’in ‘Bluemoon’ filminden çıkıp, ellerde sandviç rock figürlerinin denendiği yerdir Goralı…


Her izlediği film aktörü ile özdeşleşen bu delikanlıların kendini, bazen West Side Story’nin George Charikis’i, bazen Come September’ın Bobby Darin’ı, bazen de The Young Ones’ ın Cliff Richard’ı sanmalarına tanıklık eden yerdir…


Ve sonuçta -ömrünün neresinde olduğu bilinmez- eski Ankaralıların özlemle, ama illaki hüzünle andıkları bir yerdir… Hani dersiniz ya, artık sisler ardında kaybolmakta olan anılarımız… İşte öylece yitip giden gençliğimiz gibi, oralarda bir yerdedir bizim için Goralı…


Teşekkür Notu; Magazin gazetemiz, sankigazete.com sitemize gösterdiğiniz ilgiye teşekkürler. Desteğiniz bize daha iye şeyler yapmak için güç oldu. Sağolun arkadaşlar…


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin