Gerilla belgeseli Bakur’un yönetmeni Mavioğlu: Şimdilik karşıt propaganda kampanyası yok!

Profesyonel kameranın ilk kez girdiği PKK kamplarında gerillanın kişisel hikayelerine de şahit olduğunuz Bakur/Kuzey, yarın İstanbul Film Festivali’nde gösterilecek. Belgeselin yönetmenlerinden Ertuğrul Mavioğlu, Medyatava’nın sorularını yanıtladı.

Google Haberlere Abone ol
Gerilla belgeseli Bakur’un yönetmeni Mavioğlu: Şimdilik karşıt propaganda kampanyası yok!

Neslihan Akdaş  / Twitter: @nakdas



Ertuğrul Mavioğlu ile Çayan Demirel’in yönetmenliğini yaptığı Bakur / Kuzey, yarın İstanbul Fİlm Festivali’nde seyirci karşısına çıkıyor. Çekimleri, 2013 yılının yaz ve sonbahar aylarında; ateşkes ortamında, başta Dersim, Amed ve Botan olmak üzere Kuzey ve Güney Kürdistan'daki çeşitli kamplarda gerçekleştirilen film, Türkiye sınırları içindeki gerillanın yaşamına tanıklık ediyor.



Sonu gelmez gibi görünen yürüyüşler, kültür fizik çalışmaları, dağın orta yerinde hamur yapılarak hazırlanan ekmek, orta oyunları, köşe kapmacalar (film zaten böyle bir oyunla açılıyor)… Kış aylarında çetin hava koşullarından korunabilmek için girilen dağ kovukları, gizli yollar… PKK’yı sevin ya da nefret edin; Mavioğlu ve Çayan’ın belgeseli bugün artık kaçamayacağınız, ayrıntıları yıllarca gizli kalmış bir gerçekliği, ‘dağdaki gerilla’ gerçekliğini gözler önüne seriyor.



Belgeselin basın gösteriminden sonra konuştuğumuz Ertuğrul Mavioğlu, “Gerillayı takip ederken fiziki koşullardan dolayı çok zorlandıklarını anlatıyor. Belgeseli çekerken en çok neden etkilendiniz’ sorusuna, ‘Dağdakilerin insanlığından’ yanıtını veriyor.



30 NİSAN’DA ANKARA’DA



Bakur’un yönetmenlerinden Çayan Demir, Festival gösteriminden iki hafta önce kalp krizi geçirdiği için, belgeselin Diyarbakır’da yapılması planlanan gala gösterimi de iptal edildi. Demir’in hastanedeki tedavisi halen devam ediyor. Ancak filmi görmek isteyen Ankaralılara müjdeyi verelim; Bakur 30 Nisan’da Ankara Film Festivali’nde gösterilecek. Ardından Dersim ve Van’da da seyirciyle buluşacak. Mavioğlu, filmin vizyona girmesini, daha büyük bir çoğunluğa ulaşmasını istediklerini vurguluyor. Bunun için çalışmalara başlanmış. Daha tanıtımı yapılmadan Bakur’un yarın Festival kapsamında gerçekleşecek ilk gösteriminin biletleri satışa çıkar çıkmaz bitmiş.



Mavioğlu’nun bir iddiası da var “Bakur’u izlemeyen kalmayacak.” Bu kadar önyargı, kutuplaşma varken mümkün mü? diye soruyoruz. “Bu memlekette ne zaman bu kadar kin, nefret birikti? Birbirimizin gözüne oymak için değil anlamak için bakmamız lazım” diyor.



“FİLMİ SEYREDENDEN DEĞİL SEYRETMEYENDEN KORK”



Belgeseli şu ana kadar izleyen ve izlemeyenleri tepkisi soruyoruz. Konu çetrefilli, yılların birikimi önyargılar var. “Şimdilik karşıt bir propaganda kampanyası yok ama işaretleri var. Bu kurmaca bir film değil belgesel. Ayrıca bir propaganda filmi de değil. PKK’nın bunu yapması için kendi araçları var. Biz merak ettiklerimizin peşine düştük. Bunun Kandil’de Cemil Bayık, Murat Karayılan’la röportaj yapmaktan farkı yok. Belgesel ve gazetecilik birbirini kavrar. Medya gerçekten uzaklaştı. Karşılarına bin kere tekrarladıkları yalanların tezatı çıkınca afallıyor. Filmi seyredenden değil seyretmeyenden korkmak gerek.”



“SÖZÜ GÖRÜNTÜYE FEDA ETTİK”



Mavioğlu’na kamplardan dönüşteki ruh halini, kendilerinde neler değiştiğini şöyle anlatıyor: “Çalışmayı yürütüyorsanız herkesten daha çok bilginiz olmanız lazım. Dersimize çalışmıştık. Dönüşte aldığımız cevaplar değil, hissiyat da oluştu. Hissettiğimiz duyguların tamamını seyirciye geçirmemiz gerekiyordu. İzledikten sonra hissettiklerimizi filme geçirebildiğimizi gördüm. Sözü görüntüye feda ettik. Seyirciye neyse onu aktarmaya çalıştık. Orada izlediklerimizi aktardık.”



“DÖRT KİŞİLİK EKİPTE NEDEN KADIN YOK?”



Peki gerillanın Türkiye’den gelen film ekibine yaklaşımı nasıldı? “Sonuçta bu alanda bilinen insanlarız Çayan da, ben de. Onlar dağda medyayı, gündemi, olup biteni takip ediyor. Kendilerini politik aktör olarak görüyorlar. Belgelemek amacıyla gittik; onlar da bunun farkındaydılar. Dostane bir ilişkimiz oldu. Bize önyargıları yoktu. Hep yardımcı oldular. Günlük yaşama birebir dahil olduktan sonra kamerayı da unutuyor insan” diye anlatıyor Mavioğlu. Gerillanın aslında belgesel ekibine şöyle bir eleştirisi olmuş; “4 kişilik ekipte neden kadın yok?” Bu hassasiyeti aslında Bakur’u izlerken anlıyorsunuz; Kürt hareketinin “kadın hareketi”ni nasıl temel aldığını, değer verdiğini.



Hiç kimseden finans desteği almayan belgesel, PKK’nın izniyle çekildi. “Bakur, hiç kimsenin, PKK’nın da ön denetiminden geçmedi” diyor Mavioğlu. “Bu profesyonel bir çalışma. Çayan gibi bir yönetmen vardı. Ve Koray Kesik gibi şahane görüntüler ortaya çıkaran bir görüntü yönetmeni.”



PKK, belgeseli henüz izlememiş. Yüzleri gözüken, konuşan gerillanın kendini izlerken ne hissedeceği merak konusu. Mavioğlu, “onlarla birlikte izlemek isterim” diyor. Bakur’un fragmanından bile dağdaki akrabasnı, yakınını tanıyanlar olmuş. Mavioğlu’na, “Fragmanda teyzemi gördüm. Uzun süredir haber alamıyorduk. Nasıl?" diye arayanlar da var.



"Gerilla belgeseli Bakur’un yönetmeni Mavioğlu: Şimdilik karşıt propaganda kampanyası yok!" Galerisine Göz At


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin