Ezgi Başaran yazısında, isim vermeden bir fakültenin gazetecilik yüksek lisans dersinde hocanın Körfez Savaşı'nı söz ederek “Bak Amerikan medyası o dönemde ne iyi etti. Hep savaşa girilmesinin gerekliliğiyle ilgili haberler yaptı. Olması gereken de budur zaten. Bir gazeteci, bir ajans ülkesinin lehine haberle yapar.” Sonra da ekliyor: “Milletimin, devletimin lehine sansür de yaptım, yanlış haber de. Bununla gurur duyarım" dediğini ifade etti.
Aynı hocanın derste öğrencilere küfür ettiğini de vurgulayan Ezgi Başaran, sözettiği kişinin gazetecilik anlatmasını tehlikeli bulduğunu, "Bu kişinin gazetecilik anlatması kurtla kuzunun karşılaşması kadar tehlikesi aleni olan bir durumdur" sözleriyle ifade etti.
Yazısında olayı gazetecilik zihniyetinde bir irtifa kaybı olarak değerlendiren Ezgi Başaran, "70’ine merdiven dayamış bir adama terbiye, izan, gazetecilik filan anlatacak değiliz. Yahut. Bir ak kaşık olmasa da Amerikan medyasının 1. Körfez Savaşı, Irak Savaşı, 11 Eylül ertesi olmak üzere nasıl tavır aldığını, bu aralar sunulduğu gibi yayın yasağı diye bir şeyin olmadığını anlatmanın da bir yararı olmaz" diye yazdı.
Ezgi Başaran'ın yazısına twitter takipçilerinden "ben de bu fakültede halkla ilişkiler okudum bahsi geçen hocanın dersine girme gafletnde bir kere bulundum pişmanlığm hala sürüyor", "Fakültenin haline mi üzülsen kendini tüm bunlar olmadan önce kurtardığına mı sevinsen", "Twitter üzerinden gelen bilgilere göre Ezgi Başaran'ın bugün söz ettiği kişi benim de mezun olduğum Marmara İletişim'de öğretim üyesiymiş" gibi tepkiler geldi.
Ezgi Başaran'da twitter hesabından, "Yazıda ismini yazmama rağmen kim olduğunun anlaşılması 10 dk. sürdü. Bu da o sınıfta küfür işiten öğrencilerin yüzlerce şahidi var demek. Öğrenci fişlemede dünya markası olan dekandan yahut devletine küfürbazca aşık hocadan “Vay o. seni” çıkışı bekliyorum. Öğlene gelir" diye yazdı.
Ezgi Başaran'ın yazısının tamamını okumak için tıklayın