Gazetecilik en zor dönemlerinden birini yaşıyor

Yerel Gazetecilik Semineri'nde söz alan gazeteciler, sektörün durumunu değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol
Gazetecilik en zor dönemlerinden birini yaşıyor

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenauer Stiftung’un (KAS) ortaklaşa düzenlediği 67’nci Yerel Gazetecilikte Meslek İçi Eğitim Semineri; Manisa, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale, Kütahya, Bursa ile çevre il ve ilçelerden gelen 150’e yakın gazetecinin katılımıyla Bandırma’da gerçekleştirildi. Eken Prestige Hotel’de yapılan seminerin sunuculuğunu Mehmet Mahmudoğlu yaptı. Seminere; TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, TGC Yönetim Kurulu Üyesi-CNN Türk muhabiri Göksel Göksu, TGC Yönetim Kurulu Üyesi ve karikatürist Kamil Masaracı, TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, TGC Balıkesir Temsilcisi Önder Balıkçı, Bandırma Kaymakamı Ali Mantı, Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel’in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.



BAŞKAN OLCAYTO: 64 GAZETECİ CEZAEVİNDE



Seminer, Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşları, basın emekçileri ve öldürülen gazeteciler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Açılış konuşmasında TGC Başkanı Turgay Olcayto, gazetecilerin yaşadığı zorluklardan söz ederek şu değerlendirmeyi yaptı: “Gazetecilik, Türkiye basın tarihi açısından en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Terörle Mücadele Yasası, Ceza Muhakemeleri Usul Yasası, Terörle Mücadele Yasası’ndan dolayı 64 arkadaşımız cezaevinde.  Cezaevindeki arkadaşlarımızın büyük bir kısmı gazeteci, çok küçük bir kısmı ise dağıtıcı. Bu yasalarda iyileştirme yapılması için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak uğraş veriyoruz. Adalet Bakanlığı nezdinde yazıyoruz, çiziyoruz. Ne yazık ki; çıkan paketlerde iyileştirme diye birçok yok. Yazıyla, çiziyle uğraşan meslektaşlarımız maalesef parmaklıklar arkasında.”   Medyadaki sermaye siyaset ilişkisinden bahseden Başkan Olcayto, şöyle devam etti: “Medya-siyaset-sermaye ilişkilerinin yoğunlaşması nedeniyle pek çok arkadaşımız işsiz. Yaygın basında işsizlik son derece fazla. En son örneği, TV8’de görüldü. Habere ihtiyaç yok gerekçesiyle, televizyon el değiştirdiği anda içi boşaltıldı. Deneyimli meslektaşlarımızın hemen hepsi işsiz. TMSF, Akşam Gazetesi’ne el koymuştu. TMSF mali suçlarla ilgilenmesi gerekirken gazetecilik yapmaya kalkıyor. Gazetecileri işten çıkarıyor. Çok zor günlerden geçiyoruz ama umudumuzu hiçbir zaman kaybetmiyoruz. Yerel basının da çok sorunları var biliyorum. Gazetelerin birleşmesiyle yerel basında da arkadaşlarımız işsiz kalıyor. Bütün bu olumsuzlukları aşacağız. Buna kesinlikle inanıyorum.”



BANDIRMA BELEDİYE BAŞKANI PEKEL: GAZETECİLER ÖZGÜRCE YAZAMIYOR



Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel,  başta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Turgay Olcayto olmak üzere semineri düzenleyen TGC ve KAS’a teşekkür ederek sözlerine başladı. Gazetecilik mesleğin çok zor ve özveriyle yapılan bir meslek olduğunu dile getiren Pekel, şöyle konuştu: “Gazeteciler, toplumların doğruya ulaşmasında, sağlıklı bir şekilde bilgilenmesinde de son derece önemli bir aktör. Gazetecilik sevgiyle yapılan bir iş ve kişinin bedenine girdikten sonra bir türlü çıkmıyor. Gazetecilerin, ne kadar ekonomik olarak az kazançları az olsa, çeşitli sorunlarla karşılaşsalar da bir bilgiyi kamuoyuyla paylaşınca bütün sıkıntılarını unutuyorlar.  O nedenle gazetecilerin önünde saygıyla eğiliyoruz” diye konuştu. Basının önündeki engellerden rahatsızlığını dile getiren Pekel, “Türkiye’deki basın özgürlüğü ile ilgili ‘utanç belgesi’ olarak ortaya konan belgelerden sizler kadar biz de rahatsızız. Gazeteciler özgürce yazamıyor. Otosansür nedeniyle kendilerini sansürlüyorlar” dedi.



ALİ MANTI: GAZETECİLİK TARİHE NOT DÜŞEN BİR MESLEK



 Seminerin Bandırma’da düzenlenmesinden dolayı memnuniyeti dile getiren Bandırma Kaymakamı Ali Mantı, “Millet olarak yazılı kültüre önem vermeyen bir milletiz. Genelde bilgi kırıntılarıyla hareket eden bir millet haline geldik. Oysa gazetecilik anı anına tarihe not düşme işidir.  Bugün olan bir şeyi yüzyıl sonraki nesile aktarılmasında, tarihe not düşülmesinde gazeteciler önemli bir görev üstleniyor. Bu nedenle de çok önemli bir meslektir. İnsanlar bir iş yapar o iş yapıp bitirince biter ama gazeteciliğin açtığı ufuk bitmez. Gazeteciler, zor şartlar altında insanlara bilgi ulaştırmanın peşindeler” dedi.



 NİYAZİ DALYANCI: MUTLAKA ARAŞTIRMA YAPIN



Başkan Olcayto’nun açılış konuşmasının ardından konusunda uzman gazeteci, akademisyen, hukukçular tarafından mesleki konuların ele alındığı oturumlara geçildi. Seminerin birinci oturumunu TGC Balıkesir Temsilcisi Önder Balıkçı yönetti.  . Bu oturumda TGC Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, haber yazım tekniği konusunda gazetecilere bilgi verdi. “Haber nasıl vermeli?” konusunu aktaran Dalyancı, muhabirin ilkelerini,”doğruluk, objektiflik kısalık, açıklık, kaynak belirtmek” olarak sıraladı.  Gazetelerden örneklerle konuyu anlatan Dalyancı, şöyle sürdürdü: “5N1K’nın bütün unsurlarını giriş paragrafında vermek zorunda değilsiniz. Haber yazımının en önemli tarafı tercih yapmaktır.  Hangi konuyu önemli görüyorsak onu giriş cümlesine alıp, 5N1K’daki diğer unsurları diğer paragraflara bırakabilirsiniz. Haber sözcüklere boğulmamalı, haber okurda soru yaratmamalı. Kaynağın güvenirliliği çok önemli. Konunun uzmanından bilgi alınmalı. Kaynaktan aldığımız bir bilgiyi ikinci, üçüncü kaynaktan doğrulatmak gerekir. Yüreğinizden, aklınızdan geçeni haberleştirmeyin. Haberleştirdiğimiz konuyu muhakkak araştırmış, doğruluğundan emin olmanız gerekir. Dürüst gazetecilik çok önemlidir. Muhabirleri kendi yazdığından bile şüphe duymalı. Yazısını birkaç kez okumalı. Eksik yanları varsa tamamlamalıdır. Çok uzun cümleler kurmaktan kaçının.”



SİBEL GÜNEŞ: GAZETECİNİN YOL HARİTASI MESLEĞİN ETİK İLKELERİDİR



TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Türkiye’de gazeteciler sansür, oto sansür, işsizlik, işten çıkartılma baskısı, haklarında açılan davalar, cezaevi tehdidi altında mesleğini yapmaya çalışıyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:  “Gazetecilere mesleklerini yerine getirirken Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önderliğinde hazırlanan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi mutlaka dikkate alınmalı. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal bir nitelik taşır. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı konusu yapamaz. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz. İçinde bulunduğumuz dönemde gazetecinin nefret dilinden uzak bir gazetecilik yapmasına çok ihtiyaç duyuyoruz.”



KERİM EVREN:  DİLİ DOĞRU KULLANMAK YURTTAŞLIK GÖREVİDİR



 TGC Bizim Gazete Yazarı Kerim Evren “Dil Yanlışları” konularında birer konuşma yaptı. Evren, “Ana dilini doğru ve güzel kullanmak, bir yurttaşlık görevidir. İnsanın sözcüklerle düşündüğü bilimsel bir gerçek olduğuna göre, sözcük dağarcığımızın zenginliği, düşünce dünyamızı da olumlu etkiler.  Medya mensupları olarak bizim Türkçemiz, pek çok meslek mensubu için olduğundan daha önemlidir. Birincisi yanlış Türkçeyle hedef kitleye meramımızı doğru anlatamayız. İkincisi bizim yaptığımız dil yanlışları, prizmanın yansıttığı ışık gibi topluma dalga dalga yayılır, doğru olarak benimsenir. Üçüncüsü ise doğru ve güzel Türkçe bilen okur / izleyici / dinleyici gözünde gülünç / gayri ciddi durumlara düşebiliriz.Bu nedenlerle dilimizi geliştirmek için düzenli olarak okumalı, çalışmalarımız sırasında da elimizin altında mutlaka sözlük ve yazım kılavuzu bulundurmalıyız” şeklinde konuştu. Kitap okumanın önemini vurgulayan Evren, katılımcılara her zaman yanlarında sözlük ve yazım kılavuzu bulundurmalarını önerdi.



 TGC-KAS 67. Yerel Gazetecilikte Meslek İçi Eğitim Semineri, yoğun ilgiyle devam etti. Semineri ikinci oturumumda başkanlığı Balıkesir Yeni Haber Gazetesi İmtiyaz Sahibi Esen Balıbek üstlendi. Oturumun ilk konuşmacısı Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu, “Medya Okur Yazarlığı” başlıklı konuşmasında şunları söyledi: “1970’li yıllarda, medyanın eğitimin bir parçası olarak kullanıldığını, sınıfta gazete, dergi okunduğunu, televizyon yayınlarının okulda topluca izlendiğini, okul radyosu, okul gazetesi gibi uygulamaların ilk-orta öğretimde yer aldığını görüyoruz. 1980’li yılların sonlarında medyada varlığını gösteren globalleşme ile birlikte bu kez, yurttaşların medyanın etkisine karşı korunması gündeme geldi; uluslararası kurum ve kuruluşların çeşitli projelerinde “medya okuryazarlığı” eğitiminin önemi tartışılmaya başlandı. Bilgi edinme ve edinilen bilgiyi kullanma hakkının, temel yurttaşlık hakkı olduğunu kabul ettiğimize göre; kitle iletişim araçları, bu hakkın gerçekleştirilmesi için vazgeçilmez kaynaklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazılı ve görsel tüm kaynakların oluşturduğu iletilerle donatılmış bir dünyada etkin bir yurttaş olarak yaşamak için yeni iletişim becerilerine gerek var. Medya okuryazarlığını tartışırken unutulmaması gereken, bir etkinlik halinin olduğudur; yani önemli olan sadece beceri sahibi olmak değil, bu becerilerin hayata geçirilebilmesidir. Bu kavramdaki "okuryazarlık" vurgusu, medyaya erişimin, değerlendirme ve eleştiri yapabilecek donanıma sahip olmak, iletileri yalnızca alma becerisiyle yetinmeyerek, yeni iletileri oluşturabilmek ve dile getirebilmek gibi etkin katılımı da içerir.”



GAZETECİ ŞİDDETTEN YANA TARAF OLMAMALI



TGC Yönetim Kurulu Üyesi-CNNTÜRK muhabiri Göksel Göksu isek kadın ve medya konulu konuşmasına Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu Kadın ve Cinsel Yönelik kitapçığından bahsederek başladı. Göksu, “Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu, 2005 yılında British Council’ın BBC World Service Trust (WST) işbirliği ile medyanın toplumsal katılımdaki rolünü desteklemek amacıyla başlattığı ve 2006 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ulusal ortak olarak yer aldığı Medya ve Toplumsal Katılım projesi kapsamında hazırlanmıştır” dedi. Göksu, kitapçığın medya kuruluşları ve medya çalışanları, cinsiyet ve cinsel yönelim farklılığına dayalı ayrımcılıkla mücadele etmeyi hedef olarak belirlediğini belirtti. Göksu, medyadaki kadınla ilgili istatistiki bilgileri paylaştı: “1960 yılında kadınlar yüzde 44 oranında cinsel obje olarak temsil ediliyor. 2009 Kadınlar % 83 oranında cinsel obje olarak temsil ediliyor. Son 7 yılda kadın cinayetlerindeki artışta yüzde 1400 artış olduğu görülüyor. Cinayetlerin nedenleri arasında “kıskançlık, etek boyu kısa, camdan baktı, tırnağını uzattı, telefonu geç açtı, tuzluğu uzatmadı, eve geç geldi, boşanma talebi” sayılabiliyor” dedi. Bu noktada medya çalışanlarının haberi nasıl verdiği, kullandığı dilin çok önemli olduğunun altını çizen Göksu, “Yapılan haberlerde de cinsiyet ayrımı yapıyoruz. Şiddetten yana taraf olmamalıyız. Seçtiğimiz kelimelere dikkat etmeliyiz. Gazeteciyiz ama her şeyden önce insanız” dedi.



 HABERİN HUKUKA UYGUNLUĞU NASIL SAĞLANIR?



TGC Hukuk Danışmanı Avukat Gökhan Küçük ise konuşmasında haber yapmanın hukuksal kurallarını anlattı. “Bir haber yaptığında gazetecinin hukuki, cezai ve idari sorumluluğu var. Basın Kanunu, Medeni Kanun Borçlar Kanunu ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu haberin alanını etkiliyor. Cezai sorumluluk ise TCK, TMK, CMK, Basın Kanunu aracılığıyla habere yansıyor. Gazeteciler, yaptıkları haberlerle ilgili kanunların “hakaret, haberleşmenin ihlali, konuşmaların kayda alınması, suç işlemeye tahrik, suç ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek, kimliğin açıklanması, basılmış eserleri bozma, düzeltme veya cevabın yayınlanmaması” gibi maddelerle yargılanıyor. Haberi hukuksal olarak da sorun yaşamadan yapmak isteyen gazeteciler bu nedenle TGC’nin Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi iyi okumak, anlamak ve uygulamak zorunda.” 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin