Kemal YILMAZ / RADİKAL
Burgazada'da bir Cihangir düğünü
Ben Burgazada’ya tarifeli vapurla gitmeyi tercih ettim. Anadolu
Kültür’den Meltem Aslan ile Sabah gazetesinden Murat Çelikkan’ın
düğünü vardı. Tabii ki davetli değildim, ama Cihangir semtinin en
seçkin simalarının davetli olduğunu düşündüğüm, sonra davet
edilmeyenlerin edilenlere karşı bir eziklik duyacaklarını sandığım
düğüne katılmadan edemezdim. O nedenle atladım vapura, çıktım
yola.
Daha vapurda tanıdık simaları ayıklamaya başladım. Onlar eski
dostluklardan kaynaklanan küçük tatlı sohbetlere dalarken, ben de
martılara baktım uzun uzun. İskeleye yanaştıktan az sonra
faytonların önünde sabırsız bir kuyruk oluşturuldu. Küçük gruplar
halinde binilen faytonlarda, herkes değil ama pek çoğu şık
elbiseler içindeki davetliler, bir eski İstanbul eğlencesine giden
geçmiş zaman beyzadeleri gibi Kalpazankaya’nın dik yolunda birbiri
ardına yola koyuldu. Efendim, bilen bilir; bu Kalpazankaya’daki kır
lokantası, fiyatları eskisi kadar masum olmasa da hala kentimizin
en makul düğün mekanlarından biridir. Bir ‘kır düğünü’ rahatlığı,
gözden ırak olma huzuru ve özgün mekan gururu davetlilere hep iyi
gelir. Bu sefer de öyle oldu. Ben kendime duruma hakim bir köşe
ayarlayıp ağaçların altına dizilmiş masalarda, denize nazır
rakılarını yudumlayan neşeli kalabalığa dikkat kesildim. Farkettim
ki öyle çok fazla şöhret yoktu. Belli ki sadece ‘yakınlar’ın
çağrıldığı ölçülü bir düğündeydik... Tabii ki Cihangir
Cumhuriyeti’nin Tuğrul Eryılmaz, Yıldırım Türker
gibi önde gelen simaları ile Osman Kavala, Adnan
Bostancıoğlu, Halit Kakınç, Deniz Türkali, Şenay Gürler, Melek
Ulagay, Meral Özbek gibi biraz meşhur gazeteci, aydın ve
aktrisler dikkatimi çekti. Bir masada Murat Çelikkan’ın birlikte
kanas oynadığı ekibi İpek Bilgin, Bilal Dede ve Meltem
Cumbul, diğer bir masada tıpkı Sezen Aksu gibi
Kalpazankaya’ya özel tekneyle gelen Elçin Yahşi
liderliğindeki Sabah ekibi oturuyordu.
Adı geçmişken söyleyeyim, Sezen Aksu ‘sahne
almadı’. Ama nezaketen oturduğu yerden bir şarkı söylememezlik de
etmedi.
Damat Bey, Yıldırım Türker’in hediyesi olduğunu işittiğim Armani
takımı içinde her zamankinden daha yakışıklı, gelin hanım ise
duvaksız kırık beyaz elbisesiyle bütün gelinler gibi masum ve de
kendisi gibi şahaneydi. Ne var ki Murat Çelikkan ilk fırsatta
takımları çıkartıp sandaletleri giyerek Armani’ye ihanet etmekten
geri durmadı.
Genelde rakı tercih eden kalabalık ‘No Name’ adlı dj’in 80’ler
ağırlıklı şarkılarıyla bol bol dans etti ve o oranda içti.
İlerleyen saatlerdeki ‘seks on the beach’ servisiyle ayakta
kalabilen son insanlar da birer birer devrildi. Öyle ki saat 02.00
vapurunu bekleyecek hali kalmayanlar arasında, küçük bir ‘fayton
kapma, deniz taksi yakalama’ itiş kakışı bile yaşandı. (Tabii ki
Sezen Aksu’nun teknesiyle dönenler böyle bir şey yaşamadı...)
Twitter’ın çılgınca işlediği, an be an düğünün yine o düğüne
katılanlar tarafından takip edilip yorumlandığı, bir ayağı adalarda
bir ayağı sanal alemde diğeri ise Cihangir’de olan bu geceyi
şimdilik bu durgun yaz aylarının en flaş etkinliği olarak
kaydediyorum.