İşte Eugene’nin hikayesi…
Eugene Falleni, 1875 yılında İtalya’da doğdu, 17 kardeşin en büyüğüydü. O, 2 yaşındayken ailesi Yeni Zelanda’ya göç etti. Babası sert ve baskıcı biriydi. Ailesinin yanından kaçtı. 1898 yılında Avustralya’ya geldi, burada evlendi ve Josephine adını verdiği bir kızı oldu.
Falleni, çocuğunu evlatlık olarak bir aileye verdi, onu nadiren ziyaret etti ve ona babasının bir deniz kaptanı olduğunu söyledi. Güney Galler’e taşındı ve orada çeşitli işlerde çalıştı. Hatta bir çocuğu olan Annie Birkett adlı kadınla evlendi. Birkett, onun kadın olduğunu bilmiyordu çünkü Falleni göğüslerini bir bezle sarıyor ve erkek gibi giyiniyordu. Kendini geceleri nasıl sakladığı ise bir muamma. Belki ışıkları kapatıyordu…
Kocasının kadın olduğunu fark etti
Annie Birkett, 4 yıllık evliliğinin ardından kocasının aslında kadın olduğunu fark etti. Bu Falleni’yi oldukça tedirgin etti çünkü transseksüellik o yıllarda henüz bilinmiyordu ve bu durumu anlaşılırsa kendini öldürebilirdi. Bu nedenle karısını öldürmeye karar verdi. Onu dövdü ve yakarak öldürdü.
Eve geldiğinde Birkett’in oğluna, annesinin başka biriyle kaçtığını söyledi. Falleni başka bir kadınla evlendi. Fakat bu süreçte Birkett’in oğlu da büyümüş ve annesini aramaya başlamıştı. Sonunda annesinin korkunç bir şekilde öldürüldüğünü bunu yapanın da Falleni olduğunu anladı.
İkinci eşi biliyordu
Falleni, 1920 yılında tutuklandı. Hakkındaki gerçeği de yıllar sonra orada itiraf etti, “Beni kadınlar koğuşuna gönderin çünkü ben kadınım” dedi. İkinci karısı, Falleni’nin transseksüel olduğunu bildiğini söyledi.
Mahkeme onu, cinayet suçundan idam cezasına çarptırdı. 11 yıl cezaevinde kaldı ve 1931 yılında “kadın gibi yaşaması” şartıyla serbest bırakıldı. 1938 yılında bir arabanın altında kalarak hayatını kaybetti.