Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel ziyareti, Avrupa basınında Türkiye'deki yeni gelişmelerin ışığında pek de iyimser olmayan yorumlara yol açtı. AB-Türkiye ilişkilerinin "tehlikede" olduğunu savunan Financial Times, durumu bir Türk sözü ile değerlendirerek "Bir Türk deyimine göre, yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal. Yani, hangi yolu seçersen seç, mutlaka bir karmakarışıklık var ve bu AB-Türkiye ilişkilerini durumunu oldukça iyi özetliyor" sözlerini kullandı.
İngiliz gazetesi Financial Times, Avrupa editörü Tony Barber'in
imzasıyla yayımladığı haberde Başbakan Erdoğan'ın 11 yıllık
yönetimin döneminin büyük bir bölümünde başta Fransa olmak üzere,
bazı AB devletlerinin ortaklarını "Erdoğan'ın liderliği stilinde
tırmanan bir "Putin tarzı' otoriterleşme gibi gördükleri konusunda
uyardıklarını" yazdı.
"SON HAFTALARDA ERDOĞAN İLE İLGİLİ
KAYGILAR..."
Ancak AB'nin genel olarak Türkiye ile yapıcı bir ilişkiyi
istediğini ve Türkiye'nin birliğe katılımı meselesi AB hükümetleri
bölen bir konu olmayı sürdürse de üyelik müzakerelerini ayakta
tutmaya hazır olduğunu kaydeden FT şöyle devam etti:
"Son 4 haftada AB'nin Erdoğan ile ilgili kaygıları, yeni zirveler yaptı. Erdoğan'ın Türk devlet kurumlarında gerçekleştirdiği görev almalarına, son birkaç gün polis ve yargı ötesine geçerek bankacılık düzenleyici kurumu, devlet yayıncısı ve telekomünikasyon müdürlüğünü de dahil etti. Yargı ve savcı atamalarından sorumlu yüksek yargı kurulu üzerindeki siyasi kontrolü sağlama çabalarını ise yoğunlaştırıyor."
AB yetkililerinin ise, bu tür adımların Türkiye gibi aday bir ülkenin saygı göstermesi gereken yargı bağımsızlığı ilkesi ile bağdaşmadığını söylediklerine dikkat çekildiği haberde bu adımların, Türkiye'yi hiçbir zaman AB içinde istemedikleri için üyelik müzakerelerinin süresiz olarak askıya alınması için herhangi bir fırsatı olumlu karşılayacak olanların argümanlarını güçlendirdiği uyarısı yapıldı.
Başbakan Erdoğan'ın Brüksel görüşmeleri sırasında "paralel devlet" gibi kullanması olası argümanları da dile getiren gazete, "Brüksel görüşmeleri, sağırlar arasında diyaloğa dönüşmesi riski var" diye yazdı.
Erdoğan'ın 2009'daki Brüksel ziyareti sırasında ise Türkiye'nin
üyeliğine karşı çıkan Avrupalı politikacıları "dar görüşlü",
"popülist" gibi ifadesini kullanarak eleştirdiğini anımsatan
gazete, o dönemde Erdoğan'ın, Almanya ve Fransa'nın "imtiyazlı
ortaklık" önerisini eleştirme hakkının bulunduğunu belirtikten
sonra şu görüşü dile getirdi:
"ŞİMDİ DURUM ÇOK FARKLI"
"Ancak şimdi durum çok farklı. Türkiye'nin siyasi sorunlarının
kökünde devletin kontrolü için her şeyi göze alınan bir mücadele
var. Bu da, Erdoğan ve çevresinde kuşatma zihniyetini yaratmakta
olduğu gibi görünüyor. Böylece, 2013 yılında AB-Türkiye
ilişkilerinde görülebilir mütevazi ilerleme tehlikede. Bu da,
AB'nin eleştirileri, Erdoğan'ın muhaliflerine sert baskılarına,
aşırı tepeden bakan ve iki yüzlü gibi gelirse eğer ters yöne
gidecek."(ANKA)