TAHA KIVANÇ / YENİ ŞAFAK
Yeni kanala 'Hoşgeldin' diyorum
Basiretim mi bağlanıyor, yoksa tembelliğim mazeret uydurmada dur durak mı bilmiyor? Nedendir bilmem, bazen tarihin yazıldığı yerde bulunma fırsatını kendi elimle kaçırıyorum. Son zamanlarda şu daha çok oluyor: Daha önce bir yere söz vermiş oluyorum, son dakikada gelen tekliflere ister istemez olumsuz cevap veriyorum; son gelen davetin daha önemli olduğunu bildiğim halde...
Pazartesi gecesi TRT-1'de yayımlanan programına Tayfun Talipoğlu davet ettiğinde bunlardan biri oldu işte: Ya basiretim bağlandı, ya tembelliğim işi ele aldı; daha önce verilmiş sözümü bahane ederek programa katılamayacağımı söyledim.
Gecenin bir vakti süregiden konuşmalara kulak verdiğimde ne kadar pişman olduğumu tahmin edemezsiniz. Ağzımı açmasam bile orada olmam gerektiğini düşünüyorum şimdi. Gerçekten tarihî bir olay olduğu için... Sağolsun, katılımcılar, program boyu sarf ettikleri çarpıcı görüşlerle, pişmanlığımı artırdılar da artırdılar...
Konu, TRT'nin 24 saat Kürtçe yayın yapan yeni kanalı... Geçen akşam bir sosyal ortamda karşılaştığım TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin etrafını saran siyasilerden en çok bu konuda övgü alıyordu. Konuya ne kadar önem verdiğinin yakın tanığıyım. Türkiye'de devlete rağmen devletin yaptığı en hayırlı işlerin başında geliyor 'Kürtçe TRT' ve bu kanalda yapılacak yayınlar sadece bir başka dilden aynı öyküyü anlatmayacak, yılların bağnazlığı için açık bir 'özür' yerine de geçecek...
Programa katılanlardan bazıları, gayet haklı olarak, “Bu işin arkasında ne iş var?” sorusunu döne döne sordular. 15 yıl önce resmen 'yasak' olan bir dil, üç-beş yıl öncesinde varlığı inkâr edilmek için Japon dil uzmanlarından görüş alınırken, o zaman 'yasakçılık' yapan devlet tarafından şimdilerde televizyon yayın-dili haline getiriliyor... Dili konuşanlar bir zamanlar cezaevlerini boylarken, son zamanlarda baştacı ediliyor...
Onların yerinde ben de olsam gördüğüme, işittiğime inanmazdım. Fakat oldu ve bu işe yüreğini koyanlar sayesinde daha iyi de olacak işte... Yeter ki, itirazlar şaşırmışlık düzeyinde kalsın; itirazcıları kalıcı yanlışlara sürüklemesin... Böylesine keskin dönüşler için bazen onlarca hatta yüzlerce yıl geçmesi gerektiği gibi, bir inançlı devlet görevlisinin ikna gücü yolu bir yıla da indirebilir... 'TRT Şeş' öyle bir azmin sonucu işte.
Kürtçeyi dil saymayanlara, anadili Kürtçe olan fikir sahipleri, gazeteciler ve sanatçılar ne kadar yanlış düşündüklerini bu kanala yapacakları katkılarla göstereceklerdir.
Tayfun Talipoğlu'nun davetine icabet edip programa katılamadım, ama hazırlık aşamasında İstanbul'da yapılan toplantıya katılıp görüşlerimi ifade etme fırsatı bulmuştum.
TRT-Şeş'e bütün kalbimle “Hoşgeldin” diyorum.
www.yenisafak.com.tr
