Tazminat davaları
HINCAL Uluç, yüklü tazminat davalarının yazarların özgürlüğünü
kısıtladığına dikkat çekiyor. Haklı... Pek çok yazarın ‘‘tazminat
talebi’’ korkusuyla otosansür uyguladığını biliyorum.
Çünkü yasalar bu duruma göz yumuyor. Türkiye'de en kolay şey dava
açmak. Hele hele tazminat davası. Git harcı yatır, davayı aç.
Kazanamazsan harcın iade. At yarışından iyi. Kaybetsen bile
kaybetmediğin bir kumar.
Oysa ilk yapılması gereken değişiklik, davayı açanın harcına el
konulması.
Bu, dava açana da bir ‘‘izan’’ getirecektir. Yargının dava yükünü
de azaltacaktır.
Gazeteciye düşen ise doğru bildiği yolda ‘‘davadan’’ korkmamaktır.
Yazdığın doğruysa, yazdığına inanıyor ve güveniyorsa tazminattan,
davadan ürkmemeli.
Yazılarım nedeniyle şu anda 2 bini aşkın davayla uğraşıyorum.
Bunların yüzde 99.9'u aynı kişi ve grup tarafından açılmış
davalar.
Benden istenen tazminat miktarı 30 küsur trilyon.
Mesaimin bir bölümü adliyelerde geçiyor.
Gerekirse bütün günüm orada geçecek.
Ama yazmaktan geri kalmayacağım. Yazdıklarımın doğruluğuna,
belgelerime ve Türk adaletine güveniyorum.
İbrahim Tatlıses, Almanya'da bir kadına tecavüz ettiği iddiasıyla
aranıyordu. Bunu bir dizi haber yaptık.
‘‘Yalaaan’’ diye bağırdı ve 500 milyar liralık tazminat davası
açtı.
Belgelerimizi sunduk.
Doğruluğu ortaya çıktı. Takipsizlik kararı verildi.
Tatlıses'in tehditlerinden, dava miktarından korksaydık hem haberi
yapamayacaktık, hem de haklılığımızı gösteremeyecektik.
Ama yine de Uluç haklı. En azından yerli yersiz dava açmanın önüne
geçmek için davayı kaybedenin dava harcını iadesini önlemek
lazım.
Hiç değilse devletimize bir gelir olur.
FATİH ALTAYLI: MESAİMİN BİR BÖLÜMÜ ADLİYELERDE GEÇİYOR
Fatih Altaylı yazıları nedeniyle aleyhinde açılmış iki bin davayla uğraşıyor. Dolayısıyla, Hıncal Uluç´un ´yüklü tazminat davalarının yazarların özgürlüğünü kısıtladığı´nın söylediği yazısına o destek vermesin de kim versin... Altaylı diyor ki...
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin