ENGİN ARDIÇ / SABAH
Hoşgeldin Haşmet
Süleyman Demirel'in bir lafı vardır: "Barışmasını bilmeyen kavga
etmesin."
Aramıza, daha doğrusu asıl yuvana hoşgeldin Haşmet. İstersen
"hoşdöndün" diyelim.
Öncelikle, "oradan" kurtulduğun için seni kutlarım.
Oranın başını da ayağını da iyi tanırım çünkü... Hepimiz
tanırız.
Onlar kendi hırçınlıklarında boğulacaklardır, sen doğrusunu
yaptın.
Artık "geçici serüvenlerimizi" gerilerde bırakıp gemilerimizi
dinginlik limanına sokma, eve dönme yaşımız geldi çünkü... Benimki
on yedi yıl sürmüştü.
Üstelik, kavgalar gürültüler edilmiş olsa da, konuşacak, paylaşacak
şeyler hep daha fazladır ikimizin arasında...
Öyle değil mi Hıncal ağabey?
Üç satırcık yazamadın yahu, üç satır, "ben bu adama Atatürk düşmanı
dedim, kalbini kırdım, galiba abarttım" diyemedin, bu kadarı
yeterdi, özür dilemen gerekmezdi. Canın sağolsun.
Hoşbulduk, hoşgördük Haşmet kardeşim, eminim sen de artık bana
"cahil" demezsin. Deli de, küfürbaz de, ama bu haksızlığı
yapma.
Çünkü başbakanın dediği gibi hepimiz öleceğiz ve sevgi bakidir.
Öyle değil mi Hıncal ağabey, tanıdığım en tatlı faşo?
www.sabah.com.tr