Remzi Özdemir'in Yeniçağ gazetesindeki yazısı
Sahipsiz SGK emeklileri
Bir kurum düşünün 14 milyon 300 bin kişi oradan emekli olsun ve bu kişiler o kurumun umurunda olmasın.
Ben emekli maaşını veriyorum nasıl olsa, deyip sonrasını düşünmesin.
Emekli maaş promosyonu günlerdir Türkiye'nin gündeminde.
8 bin liraya varan emekli promosyonundan almak için emekliler yazın en sıcak gününde banka önünde kuyrukta bekliyor.
Bayılanlar, rahatsız olanlar, koronaya yakalananlar… Tam bir rezalet.
Bu nasıl bir kurum ki, emeklisini bu kadar sahipsiz bırakmış.
Bu bankalarla oturup "Siz ne yapıyorsunuz?" demiyor.
Senin kurumunun emeklileri, banka promosyonu için kuyruklarda saatlerce bekliyor ve sen bu bankalardan hesap sormuyorsun.
Oyunun kuralı için masaya oturmuyorsun.
500 personelli şirketler bile, bankalarla pazarlık yaparken, onlara 40 şart koşarken, 14 milyon 300 bin emekli bankaların elinde promosyon oyuncağı olmuş.
SGK ne yapmalı?
Öncelikle bankalarla oturup bir kural belirlemeli. Madem bankalar bu emeklilere ihtiyaç duyuyor ve onun için 8 bin liraya kadar para ödemeyi göze alıyor o halde bu işin bir düzeni ve kuralı olmalı.
Bankalar başka maaş promosyonu anlaşması yaptığı şirketlerin personellerine SGK emeklisine yaptığı muameleyi yapabiliyor mu?
Elbette hayır!
O halde SGK emeklisine yapılan bu zulüm neden?
Güneş altında 6-7 saat kuyruk neden?
Bir de başka konu, maaşlara bankalar tarafından konulan keyfi bloke.
Bazı bankalar 3 kuruş promosyondan dolayı emeklinin maaşına bloke koyuyor. Hiçbir yere taşımasına izin vermiyor.
Oysa Yargıtay'ın bu konuda emsal kararı var. Nafaka davalarının dışında emekli maaşına bloke koyamazsın.
O halde bankalar 300 lira için emeklinin maaşına nasıl bloke koyabiliyor? Emekliye imzalatılan sözleşmeye SGK neden taraf olmuyor?
SGK'nın öncelikle bu bloke rezaletine bir el atması lazım. Bankaların promosyon verdiği için maaşa bloke koyması suçtur, kanunsuzluktur.
Bununla zavallı emekli mücadele edemiyor.
Bankalarla bunun muhatabı SGK'dır. SGK, milyonlarca emekliyi adeta kaderine terk etmiş durumda.