Elon Musk'ın Twitter ifşaları Amerika'yı sallıyor

Elon Musk, Twitter’ın arşivlerinde kamuoyunu ilgilendiren skandalları ifşa ettikten sonra ABD’de ortalık birbirine girdi. Gazeteci Matt Taibbi tarafından paylaşılan belgeler 2020 ABD seçimlerine gölge düşürdü. Patlayan skandallar Biden hükümetine nasıl bir zarar verecek? Araştırmacı gazeteci Sinan Hacır, Medyatava için yazdı.

Google Haberlere Abone ol
Elon Musk'ın Twitter ifşaları Amerika'yı sallıyor

Musk’ın Twitter’ı satın almasından bu yana ABD müesses nizamı ve kendisi arasındaki kavga giderek büyüdü. Elon Musk Cumhuriyetçi Parti’ye yakın olmakla birlikte Jeff Bezos gibi rakiplerine de savaş açmıştı.

Kavganın boyutlarına gelmeden önce iddialara bir bakalım. 2020 Amerikan seçimlerine haftalar kala büyük bir skandal patladı. Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın laptopunda bulunan bilgiler sızdırılmış, Biden’ın seçim kampanyası tehlike altına girmişti.

Sızıntılarda epey bir iddia vardı ama en korkuncu Hunter’ın Ukraynalı bir oligarkın şirketinde çalışması ve babasının başkan yardımcısı gücünü kullanarak bu oligarkı Ukraynalı savcılardan korumaya çalışmasıydı. Joe Biden o dönemde oligarkın peşindeki savcıların görevden alınmaması halinde ABD’nin Ukrayna’ya yaptırım uygulayacağını söylemişti. Yani özetle Başkan Yardımcısı gücünü bireysel işleri için kullanmıştı.

Bu skandal Twitter’da patladığı gibi sansüre uğradı. Haberin yapıldığı gün Twitter’a erişim bir kaç saatliğine durmuştu. Geri açıldığında ise kullanıcılar haberi paylaşan New York Post sitesi de dahil olmak üzere bir çok haber kuruluşunun ve paylaşan hesabın ya askıya alındığını ya da paylaşımlarının silindiğini fark ettiler.

Elon Musk neyi ifşa etti?

Elon Musk Twitter’ı aldıktan sonra şirketteki çoğu çalışanı işten çıkardı. Özellikle ünlüleri kızdıran değişikliklerinin ardından arşivlere daldı ve büyük paylaşımlar yapacağını söyledi. Ancak paylaşımı kendi yapmadı, onun yerine bilinen bir gazeteci olan Matt Taibbi’nin tweet selini paylaştı.

Musk’ın verdiği belgeleri açıklayan Taibbi’nin paylaşımları gündeme bomba gibi düştü. Belgelerdeki iddiaya göre laptop skandalına uygulanan sansür Demokrat Parti’nin kontrolüyle yapılmıştı. Biden ekibinden uyarılar geldikçe “hemen ilgileniyoruz” gibi cevaplar veriyordu Twitter çalışanları. O denli senkronize bir çalışma vardı ki bütün paylaşımlar bir günde kaldırılmıştı.

Daha korkuncu ise sadece istismar gibi özel durumlarda kullanılan direkt mesajı engelleme özelliğinin bu haberin paylaşımını durdurmak için kullanılmasıydı. Yani o gün bu haberi özelden arkadaşınıza göndermek isteseniz bunu yapamayacaktınız.

Belgelerde bir aykırı ses de vardı; Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Ro Khanna. Khanna sansürün kontrolden çıktığı günlerde Twitter yetkililerine defalarca mail atmış, yaptıklarının anayasanın birinci maddesi olan düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu ve kendi partisi de dahil olmak üzere bunun altından hiçbirinin kalkamayacağını söylemişti. Twitter’ın en üst yetkililerinden biri olan Vijaya Gadde, Khanna’ya cevap olarak konuyu geçiştiren bir cevap verdi.

O dönemde laptop skandalı neredeyse bir-iki saat içinde “Rusya kaynaklı dezenformasyon” olarak işaretlendi. Laptopu elinde bulunduran FBI, Rus dezenformasyonu üzerinde duruyoruz dedi ancak belgelerin gerçekliğini o dönemde de biliyorlardı.

Bu sırada şirketin CEO’su Jark Dorsey’nin olaylardan haberi yoktu. Twitter çalışanları iddiaya göre Demokrat Parti’ye yakınlardı. Bu nedenle Dorsey’e haber vermeden bu sansür işlerine girdiler. Kontrolü sağlayamayınca 2021’de CEO koltuğunu terk etti Dorsey.

Musk’ın Twitter’ı satın alması gündeme geldiğinde destek açıklamasının sebebi de buydu. “En büyük pişmanlığım” diyordu Dorsey Twitter için. Twitter, görüşlerinde epey radikal ve bir partiye yakın bir grubun eline düşmüştü.

Bu iddialar ilk değil

Açıkçası sansürle ilgili en büyük itiraf Mark Zuckerberg’den geldi. Facebook’un CEO’su laptop skandalı patlamadan günler önce istihbarat yetkililerinin kendilerine ulaşıp “büyük bir şeyin yaklaştığını ve sansür uygulamaları gerektiğini” söyledi.

Ancak Zuckerberg “biz Twitter gibi kökten engellemedik sadece algoritmalarla oynayıp haberin yayılmasının önüne geçtik” dedi.

Medyanın tepkisi ve işin yasal boyutu

Olayın en utanç verici kısmı ise ABD merkez medyasının haberi yapan gazeteciye gösterdikleri tepkiydi. “Sanki tek bir noktadan dağıtılmış” gibi aynı cümleyi tekrarlayan düzinelerce gazeteci gördük. Hepsi Taibbi’ye “dünyanın en zengin adamının PR’ını yapıyor” cümlesini yazmıştı. Bu kadar gazeteci Taibbi’ye saldırmanın dışında  haberin içeriğiyle ilgili bir açıklama yapmadılar.

Sonuçta seçimlerin bir adayı hakkında bir skandal patlıyor, sosyal medya şirketleri bu adayın partisinin emriyle çıkan haberleri sansürlüyordu. Ancak bu merkez medya gazetecileri olayda haber değeri görmediler.

Açıkçası yasal olarak işin ne seviyede yaptırımı olabilir bilmiyoruz. Twitter özel şirket olduğu için “anayasanın birinci maddesi bizi bağlamaz” diyor. Ancak Musk’ın da dediği gibi Twitter kullanımının şehir meydanında foruma katılmaktan farkı yok. Buradan kovulmak vatandaşların kendini ifadenin modern versiyonuna erişimini kısıtlıyor. Yani özel şirket bile olsa telekomünikasyon şirketleri gibi kritik altyapı olarak sayılması gerekiyor.

Biden ve eski Twitter yetkilileri yasal bir yükün altına girmeseler bile 2020 seçimlerine gölge düşürdüler. 4-5 yıldır tekrarladıkları “seçimlere Rus müdahalesi” iddialarının aynısını manipülasyonla kendileri yaptılar. Dahası “dezenformasyon” ile mücadele konseptinin ne kadar sorunlu olduğunu gözler önüne serdiler. Bundan sonra “dezenformasyon” denilerek yasaklanan içeriklere herkes farklı bir gözle bakacaktır.

Şunu da hatırlatayım. Musk bunları iyi kalbinden ortaya çıkarmıyor. Twitter’ın veri tabanını ele geçirmesinin yanı sıra Cumhuriyetçi Parti’ye de epey fayda sağladı. Biden’a kalsa bu yaptıklarıyla “Rusya ve Çin’e de çalışıyor”.

Haberi yapan gazeteciyle ilgili not

Üzerine gelen merkez medya politikacılarının sebebi açıkça müesses nizamı savunmak olsa da Musk’ın haberi ulaştırdığı gazeteciyle ilgili soru işaretleri de yok değil.

Matt Taibbi uzun yıllar Moğolistan, Özbekistan ve sonrasında Rusya’da yaşadı. Moscow Times’da yazmasının yanı sıra Rusya’da “The eXile” isimli epey tepki çeken radikal bir haftalık gazete çıkardı. Bu gazetede sonradan yasaklanan “Nasyonal Bolveşik Partisi” lideri Eduard Limonov’un da yazdığını hatırlatalım.  Limonov’un Vladimir Putin’in (eski) İdeologu Alexandr Dugin ile yakınlığından ve 2020’deki ölümünden önce Putin’le arasını düzeltmesinden de bahsetmek gerekir. Yani kısacası gazeteci Taibbi sonu Putin’e ulaşan ilginç bir halkanın parçası.

Bu iddialar ne kadar Rusya bağını doğruluyor bilinmez ancak yine de Musk ile ABD müesses nizamının savaşı daha da büyüyecek gibi gözüküyor.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin