Ünlü yazar Elif Şafak, Frankfurt Kitap Fuarı’nda büyük ilgi gören “Avrupa ve İslam” konulu özel bir panele katıldı.
Gerek Orta Doğu’da gerekse Türkiye’de Kadın Erkek eşitliği konusunda hiçbir yapıcı ilerleme kaydedilmediğini söyleyen Şafak, “Tarihle bağımızı kopardık” dedi.
Frankfurt Kitap Fuarı kapsamında düzenlenen, Avrupa Parlamentosu
eski milletvekili Daniel
Cohn Bendit’in yönettiği ‘Avrupa ve İslam’ konulu panele
Almanya’dan Dr. Andreas Görğen ile Cezayirli Boualem Şansal de
katıldı.
Panelde bütün dünyada demokrasinin gerilemesi ve Ortadoğu’da
yaşanan sorunlar
nedeniyle kötümser olduğunu belirten Elif Şafak, kadınların
sistematik bir şekilde adeta
yeniden evlerine hapsedilmek ve sadece annelik rolüne indirgenmek
hapsedilmek istendiğini
söyledi.
Demokrasilerde farklı görüşlerin dile getirebilmesi gerektiğini
belirten Elif Şafak,
kadınların son gelişmelerde kaybedenler olduğunu savundu.
‘ÇOK ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİM OLABİLMELİ’
Yeni kitabında farklı üç kadını işlediğini anlatan Elif Şafak,
“Bir sistem çoğulcu
demokrasiden uzaklaşıp geriye doğru gitmeye başladığında, eşitlik
ve özgürlük konularında,
erkek kadın eşitliğinde biz kadınlar daha çok kaybedeniz.
Tarihle ilgili farklı görüşlerimizi beyan edebilmeliyiz.
Berlin’e, Londra’ya gittiğimizde tarihi binaların levhasında daha
önce kimlerin yaşadığı yazılı. Bizlerse tarihle bağımızı
kopardık.
Bütün bağnazların kökten dincilerin ve aşırı milliyetçilerin ortak
bir özelliği vardır: Çoğulculuktan hazzetmezler.
İnsanları tek bir kimliğe indirgemek isterler. Halbuki bizler
insan olarak çok çeşitli
seslerden müteşekkiliz.
Ben İstanbul’dan, Balkanlardan, hem Akdenizden, hem Orta Doğudan ve Doğudan, hem Avrupadan ve Batıdan özellikler taşıyorum ruhumda, zihnimde. Hem İstanbul, hem Londra, hem bütün dünya evim olabilir. Tek bir kimliğe indirgenmeyi reddediyorum,” diye konuştu.
HÜMANİZM EVİMİZ YIKILIYOR
Boualem Şansal da Avrupa’da demokratik değerlerin önemini
yitirmeye başladığını,
tarihin Pasifik ve Uzakdoğu’da yazıldığını savunan Şansal,
“Avrupa’da demokrasi yorgun
düştü. Halkın demokratik değerleri artık önemsiz görüp demokrasi
yerine otoriter rejim
istemesi endişe verici. Teröre küresel olarak politik ve ekonomik,
çevresel çareler
düşünmeliyiz. Hümanizm evimiz yıkılıyor. Sorumluluk almalıyız”
dedi.
Dr. Anderas Görğen ise Almanya’nın kendi geçmişini iyi işlediği
ve bir göç ülkesi olduğu
için umutlu olduğunu dile getirdi. Görğen sanatın da gelecekle
ilgili umutlu olmak için iyi
bir neden olduğunu kaydetti.