'Ekşi üzümler' başlıklı yazıda, Türkiye'de hükümetin yurt içinde şarap endüstrisine baskı uygularken sektör ürünlerinin ihracatına ise yardımcı olduğu belirtiliyor.
Yazıda özetle şu ifadeler yer alıyor:
"Laik ama ağırlıklı olarak Müslüman bir ülke olan, 75 milyon nüfuslu Türkiye, bir 'sağlam içiciler' ulusu değil. Türkiye'de yılda ortalama kişi başı 1.6 litre alkol tüketiliyor. Bu, OECD üyesi ve ortağı 40 ülke arasında, ikinci en düşük seviye. Bu ülkeler arasında en içki karşıtı yer ise, yine nüfusunun çoğu Müslümanlardan oluşan bir laik ülke olan Endonezya.
"Türkiye'de iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi, İslamcı köklerine uygun olarak, bu yolu sürdürmek için elinden geleni yapıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkleri içki içmeyi bırakmaya ya da bunu en azından sadece evde yapmaya çağırıyor. 1920'de kurulan Yeşilay da onu teşvik ediyor. 2004'ten bu yana ki büyük vergi artırımları, rakının reel fiyatını üç kattan fazla artırdı. (…) Kaçak içki satışı, bazıları ölümcül oluyor, artıyor. OECD'ye göre Türkiye'de tüketilen içkinin muhtemelen yüzde 29'u yasadışı olarak satılıyor.
Economist, "vergilerin şarap sektörünü de vurduğunu, 2013'te AKP hükümeti tarafından çıkartılan yasayla her tür alkol reklamlarının, sponsorluk anlaşmalarının, hatta şarap tadımının yasaklandığını" yazıyor.
'Türkiye'de üretilen şarabın kalitesi arttı'
Dergi, "bunun sonucu olarak da daha önceden atılımın eşiğine gelen şarap endüstrisinin şimdi hiçbir ilerleme kaydetmediğini" belirtiyor:
"2006 ila 2010 arasında ikiye katlanarak 58 litreye ulaşan
üretim daha sonra hız kaybetti. Yurt içi tüketim de düştü. Bazı
şirketler şarap üretiminden vazgeçip bunun yerine üzüm suyuna
yöneldi. Türkiye, dünyanın en büyük altı üzüm üreticisinden biri.
Şili ve Arjantin'in de önünde."
Economist, Türkiye'deki şarapçılık açısından iyi haberinse son on
yılda şarap kalitesinin artması olduğunu ve yeni teknoloji ile
yabancı danışmanları kullanan şarap üreticilerinin, uluslararası
ödüller almaya başladığını yazıyor.
Haberin tamamı için TIKLAYINIZ