DOĞAN HIZLAN´I GEÇMİŞE GÖTÜREN SERGİ

Sıraselviler´deki İstanbul Bilgi Üniversitesi´nin sergi salonunda Darülfünundan Günümüze Üniversite Yayıncılığı ve Yaşamı sergisi var. Orayı gezen Hızlan bakın ne yazdı...

Google Haberlere Abone ol
DOĞAN HIZLAN´I GEÇMİŞE GÖTÜREN SERGİ

SARARMAYA yüz tutmuş bir fotoğraf. Traktör üzerinde bir erkek ve bir kız. Yıl 1930. İkisi de Ziraat Mektebi'nde öğrenci, bir staj hatırası.



Cumhuriyet kuşağının, yarına inanan, güler yüzlü, umutlu iki genci.



Bir kitap kapağı, Beyaz kitap-147'ler Meselesi, iyimserliğimi alıp götürüyor.



27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından, üniversitedeki hocaları kürsüsünden alıp sokağa atan fırtınanın korkunç belgesi. Üzerinde Sermet Matbaası-Şemsi Arkadaş yazıyor. Benim Altın Kitaplar'da yayın yönetmeni olduğum yıllarda bir üst sokaktaki basımevi. Üniversite ders kitaplarını basardı. 1962 tarihli kara (!) kitabı da o basmış.



Üniversite tarihini, darbeler tarihinden okumak ne kadar hüzünlü.



27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980. 147'lerden sonra 1402'likler.



Muhalif rüzgárlar hep üniversitedekileri savurmuş.



Sıraselviler'deki İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin sergi salonunda Darülfünundan Günümüze Üniversite Yayıncılığı ve Yaşamı sergisini gezerken, anılar, çağrışımlar kafamda çözülmez bir yumağa dönüşüyor.



Üniversitenin hatıra defteri ile benim kişisel anılarım üst üste çakışıyor. Bazen net bazen flu. Anımsayabildiklerim, unutmak istediklerim.



* * *



ÜNİVERSİTE fotoğraflarına bakarken, bilime, sanata emek veren birçok kuşağı saygıyla birlikte düşünüyorum.



İlkler...



Çok zorlandılar ama inandıkları işin mutluluğunu tattılar.



Sadece üniversite değil, bir toplumun tarihinden izdüşümleri izleyebilirsiniz bu sergideki fotoğraflarda.



12 Ağustos 1932.



Çankırı İstasyonu'nda, üniversite hocaları ve öğrencileri. Devrimleri halka anlatmak için gelmişler. Kıyafetleri, yüz ifadeleri ile yeni uygarlığın temsilcileri oldukları her hallerinden belli.



Bugün böyle bir fotoğraf çekebilir miyim? Kararsızım.



Böyle inançlı bir topluluğa rastlayabilir miyim? Hayır.



Ya okul dergileri? Bugün olmayan bir zenginlik.



İstekleri mi yok, yoksa sindirildiler mi?



Vezneciler'deki Üniversiteliler Yurdu'nda kalan öğrencilerin çıkardığı Yurd-Üniversiteliler Dergisi. Dergi için toplanan öğrenciler, aynı yurtlarda siyaset uğruna çatıştılar. Ne kadar çok politikaya bulandık bir zamanlar.



Şubat 1940 sayısına baktım. Kimler yok ki?



Mehmet Kaplan, Müştak Erenus, Celál Sılay, Tarık Zafer Tunaya, Yusuf Mardin, Fethi Tevetoğlu, Emin Ülgener. Onları üne götüren ilk satırlar.



Feridun Ergin'in iktisat kitabı.



Bir zamanlar Cumhuriyet'teki başyazılarından tanıdığım, tanıştığım ekonomi profesörü.



Türkiye'de yayınlanan ilk doktora tezi, coğrafyanın unutulmaz ismi Sırrı Erinç'e ait: Doğu Karadeniz Dağlarında Glasyalmorfoloji Araştırmaları.



* * *



BU sergi herkes için ayrı bir anlam taşıyor.



Üniversitenin hatıra defterinde kendini bulanlar, bugünle dünü karşılaştıracaklar.



Gene de iyimser ayrıldım sergiden.

 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin