Depremde cenazesi bulunmayan kişilere ne olacak? Geride bıraktıkları ailelerinin hakları neler? SGK hangi hakları sağlıyor?

Kahramanmaraş merkezli depremlerde Türkiye yerle bir oldu. Can kayıpları, depremzedeler enkazlar... Kayıplarının acısına en çok aileleri üzüldü. Geride kalan eşler çocuklar hayat telaşesinin içinde nasıl geçinecekler? Çalışamayacak durumda olan depremzedelere tanınan haklar neler? Enkaz altından cenazesi çıkmayan kişilerin geride bıraktıkları ne olacak? Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel açıklık getirdi.

Google Haberlere Abone ol
Depremde cenazesi bulunmayan kişilere ne olacak? Geride bıraktıkları ailelerinin hakları neler? SGK hangi hakları sağlıyor?

Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketinde ölüm bilançosu her geçen gün artıyor. Depremzedeler kayıplarına ağlarken bir yandan da hayatta kalmaya çalışıyor. Çünkü geçim derdi deprem de dinlemiyor. Çalışamaz halde olan depremzede ailelerin çalışabilecek ne iş yerleri kaldı ne de meslekleri. Enkaz altında kalan ve cenazesi bulunamayan kişilere ne olacak merak konusu.

Hukuki olarak kayıtlara nasıl geçecekler. Çalıştıkları iş ne olacak, maaşları ne olacak? Hayatlarını kaybedenler ailelerine ne gibi haklar bırakabilecek? Independent Türkçe'ye konuşan Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, bu soruları cevapladı.

GAIPLIK VE ÖLÜM KARİNESİ

Göçük altında hayatını kaybettiği bilinen ancak cenazesine ulaşılamayan kişiler devlette nasıl görünecek?

Hukukumuza göre kayıp olan için "gaip" ifadesi kullanılır.

İki tür gaiplik var: Basitçe, birincisi ölüm karinesi, diğeri de normal gaiplik.

YALNIZCA BELLİ KİŞİLER ÖLÜM KAYDI OLUŞTURABİLİR

Medeni Kanun'umuza göre kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölüm, ölüm karinesi ve gaiplikle sona erer. Ölüm ile gerçek kişilik sona erecek ve ölenin kişilik hakları ve kişiye bağlı hakları da ortadan kalktığı gibi miras ve hak sahipliği başlar. Ölümü, doktorlar, köy muhtarları, mülki amirler nüfusa bildirir. Bir başkası "Anam-babam öldü" diye nüfusa başvursa bile ölüm kaydı oluşturulamaz. 

Deprem kaybolanlar için (gaiplik ve) mülki amirlerce ölüm tespiti

Medeni Kanun'a göre, bir kişi, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektirecek durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunmamış olunsa dahi gerçekten ölmüş sayılır. 

Ölmüş sayılan bu kişinin nüfus kütüğüne müracaat edilen yerin en büyük mülki amirinin emriyle "ölüm tutanağı" düzenlenerek ölüm kaydı düşülmesine "ölüm karinesi" denir.

Ölüm karinesi bulunan kişinin alt soyundan (çocukları) veya üst soyundan (ana-babası) bir kişinin ya da kardeşlerinin dilekçe ile yazılı başvurarak olayı belgelendirmeleri ya da yetkili makamların durumu resmî bir yazıyla ilgili nüfus müdürlüğüne bildirmesi ile öldüğü iddia edilen kişinin de olayın meydana geldiği sırada orada bulunduğunu kanıtlamaya yeterli görülürse, mülkî idare amirinin emri ile nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşülür.

Gaiplik ve mahkeme ile ölüm tespiti

Ölümü kesin gözüyle değilse veya öyle olsa bile mülki amir ölüm tutanağı tutturmuyorsa mahkeme eliyle gaip kararı alınabilir. Kanun gaiplik için iki seçenek öngörmüştür.

Ölümüne muhtemel gözle bakılabilecek bir durumda kaybolması veya uzun zamandan beri kendisinden haber alınamaması hali.

HAK SAHİPLERİ BAŞVURURSA GAİP KARARI VERİLEBİLİR

Kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların (mirasçılar veya hak sahipleri) başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.

Kendisinden uzun zamandan beri haber alınamama durumlarında süreler de önemlidir. Ölüm tehlikesi içinde kaybolma için bir yıl, uzun zamandan beri haber alınamama durumu için ise son haber tarihinden itibaren beş yıldır.

Mahkeme, bu talep üzerine gaip hakkında bilgisi olan kimseleri belli bir süre içinde bilgi vermeleri için usulüne göre iki kez yapılan ilanla çağırır. Bu süre ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. Yapılan iki ilandan da durumu bilinmeyen kişi hakkında bir bilgi elde edilemezse, mahkeme gaiplik kararı verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü gibi sonuç doğurur.

Yani, mirası mirasçılar arasında pay edilir ve şartları varsa SGK tarafından dul-yetim aylık veya geliri bağlanır. Sonuç olarak 11 ili kapsayan deprem felaketinde cenazesi bulunamadığı için ölümü nüfus müdürlüğünde kayıtlı olamayanların geride kalanları ya mülki amirliğe (kaymakamlık veya valilik) veya mahkemeye başvurmalıdır.

GERİDE KALANLARA VERİLEN HAKLAR

Varsa çalıştığı işyerinden alacaklarını ve varsa kıdem tazminatını alma hakkı,

Varsa mal varlığına mirasçı olma hakkı,

Şartları varsa dul-yetim aylığı veya geliri sahibi olma hakkı.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin