Deprem bölgesinde 3 aşamalı şehirleşme modeli uygulanacak. Bakan Kurum açıkladı: Fay yasası hazırlanıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konuk olduğu AA Editör Masası'nda soruları yanıtladı. Bakan Kurum "Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde hasar tespiti bugün itibarıyla yüzde 80 seviyelerine geldi, birkaç gün içerisinde tamamlayacağız" dedi. Deprem bölgesinde 3 aşamalı şehirleşme modeli hayata geçireceklerini açıklayan Kurum, AFAD'ın Fay Yasası hazırlığı yaptığını ve radikal kararlar alınacağını açıkladı. Kurum, Marmara depremi hazırlıklarını da anlattı.

Google Haberlere Abone ol
Deprem bölgesinde 3 aşamalı şehirleşme modeli uygulanacak. Bakan Kurum açıkladı: Fay yasası hazırlanıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde hasar tespitinin bugün itibarıyla Türkiye genelinde yüzde 80 seviyesine geldiğini belirterek, birkaç gün içerisinde tamamlanacağını bildirdi.

Bakan Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adıyaman'da gerçekleştirilen Anadolu Ajansı Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

HASAR TESPİTİ GELECEK YERLEŞİM İÇİN ÖNEMLİ

Deprem bölgelerindeki hasar tespit çalışmalarındaki son durumun sorulması üzerine Kurum, hasar tespit çalışmalarının 11 ilde 7 bin 300 personelle eş zamanlı yürütüldüğünü bildirdi.

Hasar tespitiyle çıkacak envanterin, gelecekteki yerleşim için önemine işaret eden Kurum, "Binaların doğru alanlarda olup olmadığı, zeminin kalitesini, yıkımın ne denli o alanda fazla olup olmadığını o tespitlerle görmüş olacağız." dedi.

164 BİN 29 BİNADA AĞIR HASAR TESPİT ETTİK

Bilim insanlarıyla bu konuda istişarelerde bulunduklarını anlatan Kurum, "Yapmış olduğumuz hasar tespit çalışmalarında depremin 18'inci günündeyiz, 164 bin 29 binada yer alan 518 bin 754 bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunun tespitini yaptık. Bunu dört ile çarptığınızda neredeyse İstanbul büyüklüğündeki nüfustan bahsediyoruz. Dolayısıyla bu yıkımın büyüklüğünü anlamak zorundayız." diye konuştu.

Yıkık ve acil yıkılması gereken binaların, hemen yıkılacak binalar olduğuna dikkati çeken Kurum, ağır hasarlı binaların da taşıyıcı sistemlerinin hasar görmesi dolayısıyla girilemez, kullanılamaz binalar olduğunu söyledi.

HASAR TESPİTİ ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA TAMAMLANACAK

Kurum, kişilerin kimlik numarası ile binasının hasarını e-Devlet'ten görebildiğine de değinerek, şunları söyledi:

"Hasar tespiti bugün itibarıyla Türkiye genelinde yüzde 80 seviyelerine geldi. Önümüzdeki birkaç gün içerisinde inşallah tamamlayacağız. Hasar tespitleri esnasında, Hatay Defne merkezli ardından Samandağ merkezli iki deprem yaşadık. Zaten acil yıkılacak, ağır hasarlı binalarla ilgili bir tespit yapmaya gerek yok. Dolayısıyla orta hasarlı ve az hasarlı binalara bir kez daha bakacağız. En son Defne merkezli depremde hasar görmüş mü, görmemiş mi, bunu tekrar tespit edebilmek amacıyla."

LİTERATÜR 15 METRE, BİZ 500 METREDEN AŞAĞI YANAŞMAYACAĞI

Tedbirleri alarak, sağlam bina yapılacağını kaydeden Kurum, bilim insanlarıyla görüşerek fay hattından ne kadar mesafede bina yapılması gerektiğini sorduğunu, onların da dünya literatürüne göre 15 metre olduğunu söylediklerini anlattı.

"Hocalarımıza, 'Bunun bilimsel bir neticesi, sonucu yok. Biz emniyette kalmak istiyoruz. Fay hattına 500 metreden aşağı yanaşmasak' dedim. 'Çok iyi yaparsınız, daha güvenli olur' dediler." ifadelerini kullanan Kurum, kırılan faylarla birlikte salınım gerçekleştiğini, fay hattından uzaklaştıkça salınımın etkisinin de azaldığını belirtti.

YIKILANLARIN YÜZDE 98'İ YAPI DENETİM HİZMETİ ALMAMIŞ BİNALAR

Osmaniye'de de yapıların fay hattına mesafeleri ve zemin yapısı nedeniyle yıkımlar olduğunu söyleyen Kurum, yapı denetimine ilişkin her depremden sonra envanteri topladıklarını, hasar tespiti yapılırken bina kayıt sistemleriyle binanın yaşı, ruhsatı, iskanı gibi bilgileri kaydettiklerini, bu veriler ışığında da yıkımın sebeplerini ve neticelerini detaylı şekilde araştırdıklarını ifade etti.

Bakan Kurum, "Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde de gördüğümüz, yıkılan binaların yüzde 98'inin yapı denetim hizmeti almamış binalar olduğunu görüyoruz. 1999 öncesi yapılmış ve herhangi bir yapı denetim hizmeti almamış, mühendislik hizmeti almamış olduğunu görüyoruz." dedi.

YENİ BİNALARIN YÜZDE 2'Sİ YIKILDI

Kahramanmaraş depreminde 1999'dan önce inşa edilmiş binaların oranlarına ilişkin bilgi veren Murat Kurum, şunları kaydetti:

"Adana'da bu oran yüzde 96,7 yıkılan binalar, yapı denetim hizmeti almamış, Adıyaman'da yüzde 96,2 1999 öncesi yapılmış. Gaziantep'te yüzde 96,7, Hatay'da yüzde 97,7, Kahramanmaraş'ta yüzde 96,2, Malatya'da yüzde 98,6, Osmaniye'de yüzde 98,6 yapı denetim hizmeti almamış binaların yıkılma oranı. Yani 1999 öncesi yapılan yapılar, binada oturan vatandaşlarımız için bir tehdit ki envantere baktığınızda bina sayısı olarak da ciddi bir sayı var."

Yeni yapılan binalar içinde de ağır hasarlılar bulunduğunu ancak yıkılanların oranının yüzde 2 olduğunu anlatan Kurum, ancak bu binaların görevini yaptığını, yapı denetiminden geçtiğini ve o binalarda vatandaşların hayatını kaybetmediklerini bildirdi.

Kurum, şöyle konuştu:

"Buradaki veriler bize şunu gösteriyor; 1999 öncesi yapılan yapıların yüzde 98'inin yıkıldığını net bir şekilde gösteriyor. Toplam 2 milyon 535 bin yapının tespiti yapılmış. 1999 öncesi inşa edilen yapı 1 milyon 191 bin. Yani yüzde 48'i 1999 öncesi yapılmış. Bu da ne demek? Yüzde 52'si de bizim getirmiş olduğumuz yapı denetim sistemiyle, deprem yönetmeliğiyle, biliyorsunuz 1999 sonrası yapı denetim sistemini, yeni deprem yönetmeliklerini hayata geçirdik. Dolayısıyla yüzde 52'sini de güvenli hale getirdik. Tüm Türkiye'de bu oran yüzde 60'lara, 65'lere geldi. Yıkık bina sayısı 18 bin 150. Bunların 1999 için olanı 17 bin 588. Sadece 562 yeni bina yıkılmış. Dolayısıyla 1999 öncesi yapılan mühendislik hizmeti almamış, herhangi bir denetime tabi olmamış yapıların maalesef yüzde 98'in yıkıldığını görüyoruz."

ÜÇ AŞAMALI ŞEHİRLŞME MODELLER KURULUYOR

Deprem bölgesinde üç aşamalı şehirleşme modelleri olacağını belirten Kurum, şehrin belirledikleri, güvenli, sağlam alanlarında konteyner kentleri kurduktan sonra yürüteceklerini söyledi.

Kurum, halen Adıyaman'da 3 bin konteyner yapmak için çalıştıklarını; prefabrik, çelik konstrüksiyon ve yığma yapıdan oluşan konteynerleri vatandaşın geçici iskanını sağlayabilmek amacıyla 15-20 gün içerisinde tamamlayacaklarını ifade ederek bu çalışmayı bütün şehirlerde eş zamanlı olarak AFAD'ın koordinasyonunda yürüttüklerini kaydetti.

Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TOKİ, Emlak Konut Genel Müdürlüğü eliyle vatandaşımızın geçici barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla gece gündüz 24 saat esasıyla arkadaşlarımız çalışıyorlar ve bir gün önce, bir saat önce vatandaşlarımıza bu alanları teslim etmenin gayretiyle motivasyonuyla yapıyoruz. Bunlarla birlikte, eş zamanlı olarak biz bir taraftan da şehrin çeperinde, şehre yakın, şehrin sosyolojisini, kültürel yapısını, demokratik yapısını, o şehrin ihtiyaçlarını, yani vatandaşın ihtiyacı nedir, oradaki gelenek nedir, görenek nedir, adet nedir, örf nedir, bu anlayışla belirlediğimiz rezerv alanlarda yerleşimlere başlayacağız. Bunların ihalelerini yaptık. Ay sonuna kadar 14 bin 500 rakamına ulaşacağız. Önümüzdeki nisan ve mart aylarında 270 bin hedefliyoruz ve hasar tespitle birlikte etap etap bu sayıları arttıracağız. 11 ilimizde eş zamanlı şu an depremden hasar gören Adıyaman'ımızda, Malatya'mızda, Gaziantep'imizde, Şanlıurfa'mızda, Diyarbakır'ımızda, ilçelerimizde, köylerimizde, köydeki vatandaşlarımıza da eş zamanlı köy konutlarımızı yürütüyoruz. Bu illerimizde ay sonuna kadar yapacağımız sözleşmelerin rakamıdır bu. Yani depremden 16 gün sonra bu devlet, vatandaşı için kalıcı konutların sözleşmelerini imzalamaya başlamış. Tabii ki hak sahipliği sürecini de zaten eş zamanlı yürütüyoruz. Bir taraftan biz konutlarımızı yapacağız, vatandaşlarımıza bu süreçte taşınma yardımı, ev sahibi olanlara 5 bin lira kira yardımı, kiracılara da 2 bin liradan 3 bin liraya Sayın Cumhurbaşkanımız çıkarılması talimatı verdiler. 3 bin lira yine kiracı vatandaşlarımız için de taşınma yardımı, kira yardımı vereceğiz ve evi teslim edilene kadar o vatandaşlarımız bu kira yardımını alacaklar. Bir yıl içerisinde, aynı diğer depremlerde olduğu gibi konutlarımızı onlara hızlı bir şekilde vereceğiz."

ÖNCELİK 11 İL, İSTANBUL'DA DA ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Şu an önceliklerinin 11 ille birlikte İstanbul'daki 900 bin konut olduğunu ifade eden Bakan Kurum, İstanbul'da, Üsküdar, Ataşehir, Ümraniye, Beykoz, Başakşehir, Avcılar ve Okmeydanı'nda kentsel dönüşüm projeleri yürüttüklerini vurguladı.

Kurum, yapı denetim yasasını kendilerinin hayata geçirdiğini, tüm yapı denetim sistemini kura sistemine göre değiştirdiklerini, göreve gelir gelmez emsal artışlarına dur dediklerini, imarların parsel bazında değil, ada bazında verileceğini söylediklerini aktardı.

6 AY SONRA ETAP ETAP TESLİM EDECEĞİZ

Deprem bölgelerinde 300 binin üzerinde çadırın dağıtıldığını bildiren Kurum, konteyner isteyenlerin başvurularının alınmaya devam ettiğini, kira ve taşınma yardımı yapıldığını, bu nedenle herkesin konteyner de istemeyebileceğini söyledi. Kurum, taşıma ücretlerinin de vatandaşların mağdur edilmemesi için sabitlendiğini hatırlattı.

Yapılacak yeni konutlara ilişkin Bakan Kurum, "Bir yıl diyoruz, biliyorsunuz daha önceki depremlerde 6 ay sonra teslim etmeye başladık. Burada da aynısını yapacağız, 6 ay sonra etap etap projelerimizi bitirip teslim edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Tüm planlamaların yapıldığını dile getiren Kurum, depremden etkilenen vatandaşlar için proje çizmek için gönüllü olanların da bulunduğunu bildirdi.

MARMARA İÇİN DE AYNI ANLAYIŞLA ÇALIŞACAĞIZ

Kentsel dönüşüme farklı bakan belediyelere karşı yaptırımın olup olmayacağının sorulması üzerine Kurum, şunları kaydetti:

"Bugün, 11 ilimizdeki afet konutlarımızı yapmak ve bir an önce vatandaşlarımızı sağlam konutlarına yerleştirmek önceliğimiz. Aynı şekilde hemen buradaki süreci yoluna koyar koymaz Marmara Bölgesi'nde de aynı kararlılığı ortaya koymak zorundayız. Bunun siyaseti, partisi yok. Bunun dil, din, ırk ayrımı yok. Bunu yapmak zorundayız ve herkesin de bu bakış açısıyla sürece yaklaşması gerekiyor. Bunu bir milat kabul edip, bu milatla birlikte İstanbul'da da dönüşmesi gereken her yerde biz devletimizin tüm imkanlarıyla dönüşüm sürecini daha da artırarak devam edeceğiz. Yapmayan kişilerle, yapmayan kurumlarla ilgili de iradeyi ortaya koymalarını bekliyoruz. Yapılmaması durumunda da radikal bir tedbiri de hayata geçirmemiz gerektiğini kendi adıma düşünüyorum. Eminim ki onlar da bu sürece katılacaktır, katılmak isteyecektir. Tekrar söylüyorum bu işin siyaseti yok. Hep birlikte el ele vereceğiz. Nasıl bugün deprem bölgesi için 85 milyon el ele verdiysek Marmara'mız, İstanbul'umuz, Kocaeli'miz için de aynı anlayışla çalışacağız ve bu iradeyi ortaya koyacağız."

Kaynak: A.A
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin