Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan The Economist'in kendisi ile ilgili kapağına tepki gecikmedi: Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Hz. Ali Camii’nde cuma namazının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, seçim takvimine ilişkin "Şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık" açıklamasını yaptı. Erdoğan, The Economist'in kendisi hakkında hazırladığı kapağa da tepki göstererek, "Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor? Benim milletim ne derse Türkiye'de o olur" ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan The Economist'in kendisi ile ilgili kapağına tepki gecikmedi: Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Hz. Ali Camii’nde cuma namazının ardından açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim takvimine ilişkin açıklama yaptı.

Erdoğan seçim takvimiyle ilgili, "Şu anda seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Türkiye'de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dır. Cumhurbaşkanı kararname ile 60 gün önceden bu işin ilanını yapar 60 gün sonra YSK kronolojik yapıyı çalıştırır. Diyelim ki Mart'ın 10'un da ilan ettiyse 60 gün çalışmaya başlar. 60 gün ne zaman bitiyorsa o gün seçim günüdür. Bunu da YSK takip eder. Bunlar bu işin farkında değil. 14 Mayıs'ı konuşmaya başladılar bu da hayırlı bir adımdır" dedi.  

 THE ECONOMIST YORUMU

The Economist'in kendisi ile ilgili kapağına da değinen Erdoğan, "Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor? Benim milletim ne derse Türkiye'de o olur. Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi tayin edemez" ifadelerini kullandı.

MİÇOTAKİS'İN SÖZLERİNE YANIT

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in "Erdoğan ile çözümün imkansız olduğunu düşünmüyorum" sözlerini değerlendiren Erdoğan, "Miçotakis bu tür şeyleri söyleyebilir. Miçotakis'in söylemleri bölgenin kaderini belirlemeye yeterli değildir. Her şeyden önce gerek Lozan'ın gerek Adalar'la ilgili yaklaşım tarzını şu anda Yunan yetkililer tarafından uygulanmadığını görüyoruz. Bu Adalar'ın silahlanması diye bir şey yoktur. Bunlar Adaları silahlandırmak suretiyle gerek Lozan gerek diğer anlaşmalara ilgili olarak bunlara ters adımlar atmaktadırlar. Gereken adımları biz vakti saati geldiğinde uluslararası toplantılarda, gerekli olan yerlerde gerekli olanı söylüyoruz. Bunlar da artık başlarının çaresine bakacaklar" ifadelerini kullandı.

BİZ BARAJLARIMIZI GÜÇLENDİRDİK; ŞİMDİ AYNI ŞEYİN YAPILMASI GEREKİYOR 

Kuraklıkla ilgili soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Büyükşehirlerde yine aynı şekilde büyükşehir belediyeleri barajlar yapmak suretiyle bunun önlemini alır. Bunlar anlık adımlar değil. Tedbirlerini çok daha önceden almak gerekiyor. Devlet su işleri olarak ülke genelinde birçok şehrimizde barajlar yaptık yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerimizde de büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır, yükümlüğündedir. Onların da buralarda barajlar yapmaları gerekir. Ben İstanbul'da büyükşehir belediye başkanıyken kuraklığın, susuzluğun olduğu dönemde barajlar yaptık ve 110, 120 kilometre mesafeden barajlarımıza ta Sazlıdere'ye kadar su getirmek suretiyle o barajlarımızı güçlendirdik. Şimdi aynı şeyin yapılması gerekiyor ama gördüğümüz kadarıyla tespit ettiğimiz kadarıyla oranlar ciddi manada düşmüş vaziyette. Ülke genelinde Devlet Su İşleri'nin tasarrufunda olan yerlerde ise biz bu barajları yapmaya devam ediyoruz. En son yaptığımız baraj da Yusufeli Barajı. Niye yaptık bunu? Yusufeli Barajı şu anda inşallah kısa süre içerisinde tamamen devreye girmiş olacak. Doluluk oranı ciddi manada artmış vaziyette. Orda gerek Borçka, gerek Deriner Barajı bütün bu barajlar bizim için bu sıkıntılı anları gidermeye yönelik yatırımlarımızdır, adımlarımızdır. Bu işin tek tedbiri barajlardır. Bunun dışında ciddi bir tedbir söz konusu değil" dedi.

Kaynak: A.A
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin