´ÇOCUKLARIMIZIN CESETLERİNİ ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORUZ´

Bingöl depremi üzerine çok yazı kaleme alındı. Yazılı basında olanları okumuşsunuzdur. Bingöl depremi üzerine Mustafa Dağıstanlı da bir yazı yazdı; Dikkat edin, çocuklarımızın cesetlerini çıkarmaya çalışıyoruz diyerek.

Google Haberlere Abone ol
´ÇOCUKLARIMIZIN CESETLERİNİ ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORUZ´

“Dişlerimiz arasındaki ceset” çocuklarımızınkidir



Dikkat edin! Çocuklarımızın cesetlerini çıkarmaya çalışıyoruz. Utanın ve utanalım, çocuklarımızın cesetlerinin çıkarılışını seyrediyoruz. Bu kez depremin yokladığı Bingöl’deki yatılı okulda sıkışıp ölen çocuklarımızın.

NTV-MSNBC




Evet, doğru, Türkiye, İsviçre veya Kanada veya Norveç’in bulunduğu coğrafyada bulunmuyor. Onların komşuları gibi değil bizim komşularımız. Onun için Amerika Birleşik Devletleri ile Irak’a girmeliydik, değil mi? Onun için silahlanıyoruz, değil mi? Onun için Kürtlere anadil hakkı yok. Onun için başları kapalı kızlara eğitim hakkı yok. Onun için, işkence var. Onun için, onun için, onun için...





Onun için çocuklarımızı öldürüp sonra da cesetlerinin çıkarılışını seyrediyoruz, değil mi? Devletin bekası, vatanın bölünmez bütünlüğü ve milletin dinmeyen ölümü onun için!.


Bu çocuk ölüleri bile bu düzenin çöktüğünü, iflas ettiğini gösteremeyecek bize. Geçen sonbaharda Karadeniz’deki selde can verenler de gösterememişti, Ağustos 1999 Gölcük depreminde elbirliğiyle öldürdüğümüz 30 bini aşkın kişi de gösterememişti, öbürleri de...


Bu düzen iç politikasıyla da, dış politikasıyla da, muasır medeniyet olma iddiasıyla da, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu şiarıyla da, şanlı ve kanlı tarihiyle de, yöneteni ve yönetileniyle de çökmüş, iflas etmiş. Görelim bunu. Ancak bunu görürsek başka bir şey yapabiliriz. Yoksa, suç ortaklığına devam edeceğiz.


Evet, suç ortaklığı diyorum. Bu toplumu birarada tutan asıl şey geniş, derin, yaygın suç ortaklığından başka bir şey değil. Ben başka hiçbir şey göremiyorum. Ne dil birliği, ne din birliği, ne ülkü birliği... Değil, hiçbiri değil... Dil’e bakın, Türkçe yaygın ve sürekli biçimde katledilmekte. Gazeteleri okuyun, televizyon ve radyoları dinleyin anlarsınız, eğer anlayabilecek yeterliği kaybetmediyseniz. Din’e bakın; ancak müşriklerin yapabileceği şeyleri yapmakta müslümanlar. Ortak ülkü mü dediniz, olsa olsa topluca kirişi kırmak, aniden İsviçreli oluvermek, ister haydan gelsin ister huydan, kolay yoldan cebini doldurmak isteyen bir kalabalığız biz. Vatan mı dediniz, bizim “vatan”ımıza, ana ve baba ocağımıza yaptığımız hunharca muameleyi tarihin hiçbir vandalı yapmamıştır el toprağına bile. “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda” mısraının en azından bir bölümü geçersiz artık; “cennet vatan”dan söz edilebilecek pek bir durum bırakmadık. Zaten toprağı sıkınca fışkıracak olan da şuheda değil, elbirliğiyle katlettiğimiz kendi çocuklarımız. İstiklal marşını tamamen geçersiz kılmış ırkın ahvadıyız biz.


İşte bütün bunlar büyük bir suç ortaklığı olmadan olamazdı. Hiç büyük, geniş, yaygın ve derin, hepimizi saran bir suç ortaklığı olmasa, çocuklarımızı öldürdüğümüz için, öldüreceğimiz için cezasız kalabilir miydik? Cezasız kalacağımızı bilir miydik? Vicdanımızı canlı tutacak kimse kalmadığından bu kadar emin olabilir miydik? En yumuşak, en hassas yerlerimizin jiletlenmesine bile aldırmayacağımızı, çünkü oraların bile nasırlaştığını bilebilir miydik?



Siyasette, kışlada, işte, sokakta, evde hırsla, hınçla, şehvetle yürüttüğümüz iktidar savaşı, çocuklarımızın altında can verdiği ve can çekiştiği okul enkazlarının üzerinde verilmektedir. Bunu unutmayın.



Bu memlekette olumlu olan ne varsa çok gerilerde, altta, derinde kalmış. Üstünde, enkaz enkaz üstüne. Filiz veremiyor onun için hiçbir şey, zehir çiçeklerinden başka. Eğer kendimize karşı dürüst olabilirsek, cesur olabilirsek, hesap sorabilirsek bu enkazdan, işte o altta kalan şeyi çıkarabiliriz; eğer hala filiz verme yeterliğindeyse. Ancak o zaman çıkarabiliriz ve ancak o zaman yeni ve olumlu bir hayat kurabiliriz.



Ve bir şey olmalı mutlaka çıkarabileceğimiz, bir şey olmalı! Sadece, ümit iyi bir şey olduğu için değil, bir ülkede hiçbir olumlu şey olmaması imkansız, mantıksız ve çok acımasız olduğu için bir şey mutlaka olmalı bulabileceğimiz. Yok mu yoksa?!

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin