CNN Türk sunucusu sonunda patladı: Yemediğim hakaret kalmadı

Gezi Parkı eylemleri sürecindeki yayınlarıyla çok eleştirilen kanalın sunucusu Burak Törün, yaşadıklarını anlattı.

Google Haberlere Abone ol
CNN Türk sunucusu sonunda patladı: Yemediğim hakaret kalmadı

CNN Türk Ana Haber sunucusu Burak Törün, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından hazırlanan Bounterview dergisinin Temmuz sayısına verdiği röportajda Gezi Parkı sürecinde yaşadıklarını anlattı.  



CNN Türk’te çalışıyorum diye yemediğim hakaret kalmadı



Gezi Parkı olayları sırasında, yayınladığı penguen belgeseliyle büyük tepki toplayan televizyon kanallarının başında gelen CNN Türk sunucusu Burak Törün düşüncelerini şu sözlerle aktardı:  



“Penguen, CNN Türk sayesinde direnişin simgesi haline geldi. Ben medya sektöründe çalışıyorum diye medyayı savunacak değilim. Bir sorun yaşadığınızda sorunu dışınızda aramamanız lazım. Sorun ne olursa olsun, sorumluluk alıp elinizi taşın altına sokmak zorundasınız. Çünkü siz neyi deneyimliyor olursanız olun her şey sizin seçimleriniz ile ilgilidir. Bugün Gezi Parkı’nda bir olay yaşanıyorsa ve ben 5 yıldır Taksim’e, Gezi Parkı’na gitmiyor bile olsam orada yaşananlarda benim bir parça sorumluluğum var demektir. Benim yaptığım toplumsal seçimlerle ilgilidir. Bu yüzden ben eleştirileri haksız bulmuyorum ama bazen eleştirilerin dozu kaçıyor. İnsanlar eleştirirken kimi eleştirdiğine ve hangi sebeple eleştirdiğine dikkat etsinler. Medyayı eleştireceksiniz tek bir gözlükten bakıp eleştirmeyin. Haber yöneticisini ayrı eleştirin, patronu ayrı eleştirin ama yönetici olmayanı da ayrı eleştirin. Sırf CNN Türk’te çalışıyorum diye yemediğim hakaret, işitmediğim küfür kalmadı. Ben bugün CNN Türk'te çalışmasam X kanalında çalışsam yine bu eleştirilere maruz kalacağım. Dolayısıyla insanlar sapla samanı ayırmasını biraz bilmeli. Ne söylediğinizden çok neyi nasıl söylediğiniz çok daha önemlidir. Biz eleştirilecek kişi değiliz.”



Tek suçumuz CNN Türk’te çalışıyor olmak



Medyanın yasama, yürütme ve yargıdan sonraki dördüncü büyük güç olduğunu ifade eden Törün, medya sektörünü şöyle değerlendirdi:  



“Bir ülkenin iktidarını medya seçiyorsa artık, medya çok önemli bir güçtür. Ama medyatik olmanın çok büyük dezavantajları da vardır, hem kişisel hem de global anlamda. Örneğin, biz medya olarak Gezi Parkı olayları gündeme geldiğinde biraz duyarsız kaldık. İnsanlar penguenleri izledi CNN Türk’te, bunun elbet bir sebebi vardı. Ama sonuçta bu karar mercii bizmişiz gibi, medya sektörünün en alt tabakasında olan adam bile çok büyük eleştirilere, hatta hakaretlere maruz kaldı. Tek suçumuz CNN Türk’te çalışıyor olmak. Bu bir dezavantajdır.”



Türk medyası özgür değil



Törün, “Medya üzerinde bir baskı olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna da şu cevabı verdi:



“Tabii ki düşünüyorum. Biz birinci sınıf demokrasinin olduğu bir ülkede yaşamıyoruz ne yazık ki. Bunu haberci kimliğimle söylüyorum. Düşünce özgürlüğünün olduğu bir ülkede yaşamıyoruz. Biliyorsunuz, haber yayımı konusunda bir takım baskılar olabiliyor. Aydın Doğan’ın başına geleni biliyorsunuz. 826 trilyon lira vergi borcu çıkarıldı durup dururken. Bu bir örnektir. Türk medyası özgür değil. Türk medyası yansız da değil bu yüzden. Eğer bir ülkenin medyası yansız değilse o ülkenin medyasında baskı var demektir.”


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin