Görüşmeler sırasında hakkındaki eleştirilere yanıt vermek amacıyla söz alan Devlet Bakanı Aydın, programın bir bölümünü izlediğini, programla ilgili metnin ise tamamını incelediğini, CHP ve Genel Başkanı ile ilgili 5-6 cümle söylendiğini bildirdi.
Pek çok kişinin canlı yayın olmadan ekrana çıkmadığını ifade eden Aydın, ''Ben de çıkmıyorum. Mutfakta ne gibi sıkıntıların çıkacağını tahmin edemiyorsunuz. Ön pazarlık da yapamazsınız. Ayrıca ne söyleyeceğini, tahmin etmeniz dahi mümkün değil. Bu, bu işin riski. TRT, epeyce tereddütten sonra Tuncay Güney'i canlı yayına çıkarıyor. Bu zat zaten pek çok kanala çıkmış, Türkiye'de en çok satan gazetelerde çıkmış. Basın yayına intikal edebildiği kadar etmiş.
Bir ülkede bir konu bu kadar konuşuluyor, bir zat hakkında bu kadar yayın var, onun sürüp gitmekte olan bir davanın ekseni olduğu iddia ediliyor ve TRT bunu görmezden geliyor. Ben vatandaş olsam, o TRT'nin televizyonunu pencereden atarım. Ondan sonra TRT'yi kim dinler. Bu kadar önemli olacak ve TRT haber vermeyecek, sesini kesecek ve millet de diyecek ki (bizim ne güzel yayın organımız var) Böyle TRT olur mu?'' diye konuştu.
TRT'deki söz konusu programla ilgili kendisine soru
sorulmadığını, fikrinin alınmadığını ya da müracaat edilmediğini
belirten Aydın, ''İyi ki alınmamış. O zaman suç işlerdim ben. Eğer
yayınlayamazsınız deseydim o zaman TRT'nin özerkliğine,
bağımsızlığına müdahale ettiğim için kendimi siyaseten suçlu
hissederdim'' dedi.
Gensoru önergesinde, TRT 2'de yayınlanan programda Tuncay Güney'in
birçok kişiyle, kurumsal yapı hakkında hakaret, iftira, şantaj ve
tehditle dolu açıklamalar yaptığı belirtilerek, TRT'den sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın, ''TRT'nin yayın etiği ve yasaları
ihlal eden yayın politikası konusunda suskunluğunu koruyarak
sorumluları himaye ve bu siyasi komplonun planlayıcısı konumunda
hareket ettiği'' ileri sürülüyordu.
AA