CHP, Tuncay Güney’in TRT’de yapılan canlı yayını ile ilgili
eleştirilere de yer verdiği gensoru önergesinde, “firari şüpheli
bir kişiye, siyasi iktidarın, TRT'nin ekranlarını açması, kamuoyu
oluşturmaya, yargıyı etkilemeye ve siyasi muhalifleri sindirmeye
dönük bir girişimdir" denildi.
CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Süha Okay, Kemal Kılıçdaroğlu ve
Kemal Anadol’un imzasıyla; Bakan Aydın hakkında TBMM Başkanlığı'na
sunulan gensoru önergesinde, TRT’nin son günlerde yaptığı yayınlar
da eleştirildi.
Gensoru önergesinde; Ergenekon soruşturmasının ana eksenini
oluşturan Tuncay Güney'in 14 Ocak 2009 tarihinde TRT 2'de “Büyüteç”
adlı programa çıkarıldığı anımsatılarak, Güney'in 4 saat boyunca,
Anamuhalefet Partisi ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da
aralarında bulunduğu birçok kişi ile kurumsal yapı hakkında
hakaret, iftira, şantaj ve tehditle dolu açıklamalar yapıldığı,
kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ifade edildi.
"Hedefler gösterildi, kamuoyu oluşturuldu"
TRT ekranından, Ergenekon soruşturmasının bir sonraki aşaması için
hedefler gösterildiği ve kamuoyu oluşturulduğunun altı çizilen
gensoru önergesinde; TRT'nin özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı
ilkelerinin Anayasa’da tanımlandığı dile getirildi.
Kamu hizmeti yayıncılığı yapması gereken TRT'nin yayın
politikalarının çerçevesinin Anayasa ve yasalarla çizildiği
belirtilen gensoru önergesinde, şu ifadelere yer verildi:
“Tuncay Güney'in TRT ekranlarına çıkarılması, habercilik refleksi
ya da bu kişinin daha önce diğer televizyon kanallarına çıkmış
olması gibi basit ve hukuki dayanaktan yoksun açıklamalarla
geçiştirilemez. TRT'nin, Tuncay Güney'e ekranlarını açması ve bu
kişiyi saygın, güvenilir bir kişi formatı ile izleyicilere sunması,
sadece yayın etiğinin değil, yasaların da açık ihlali
niteliğindedir.”
"Siyasi komplo"
Tuncay Güney’in açıklamalarının zamanına dikkat çekilen önergede;
Güney'in 2001 yılı ifade görüntülerinin dağıtıldığı gün, TRT
ekranlarına çıkarılmasının siyasi amaçlara yönelik planlı bir
komplo çalışması olduğu ileri sürüldü.
CHP gensoru önergesinde Ergenekon soruşturma kapsamında 10. Dalga
gözaltıları da anımsatarak, “Tuncay Güney'in iftira, tehdit ve
şantajlarına aracı olmanın yanında, Sabih Kanadoğlu'nun gözaltına
alınacağının sadece TRT tarafından saatlerce önce açıklanması, kazı
çalışmalarının sadece TRT üzerinden servis edilmesi gibi olaylar,
bugüne kadar yandaş medya üzerinden yürütülen dezenformasyonun,
bundan sonra devletin resmi televizyonu önderliğinde
gerçekleştirileceğini ortaya koymaktadır” denildi.
Yaşanan süreçte TRT'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın,
TRT'nin yayın etiği ve yasaları ihlal eden yayın politikası
konusunda, suskunluğunu koruduğu suçlaması getirilen gensoru
önergesinde şöyle denildi:
“Bakan Aydın, sorumluları himaye etmiş ve bu siyasi komplonun planlayıcısı konumunda hareket etmiştir. TRT'yi, Ergenekon soruşturmasının propaganda aracına dönüştüren, firari şüphelileri TRT ekranlarına çıkararak siyasi muhalifleri sindirmeye yönelik açıklamalarına göz yuman, saygın insanların kişilik haklarına saldırtan, yargıyı etkilemesine zemin oluşturan Devlet Bakanı Mehmet Aydın hakkında, Anayasanın 98 ve 99'uncu, İçtüzüğün 106. maddeleri gereğince gensoru açılmasını arz ve teklif ederiz.”
Vatan