CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan çok konuşulacak açıklama. 1982‘deki Anayasa oylamasını örnek gösterdi: Seçim, tek başına bir siyasal iktidara meşruiyet kazandırmaz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'dan çok konuşulacak sözler. 1982'deki Anayasa oylamasını örnek gösteren Kılıçdaroğlu, "Seçim tek başına bir siyasal iktidara meşruiyet kazandırmaz" dedi.

Google Haberlere Abone ol
CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan çok konuşulacak açıklama.  1982‘deki Anayasa oylamasını örnek gösterdi: Seçim, tek başına bir siyasal iktidara meşruiyet kazandırmaz

Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları tarafından parti genel merkezinde düzenlenen "Eşitlik Gelecek" başlıklı toplantıya katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, topluluk faaliyetleri, yerel seçimler ve eşitlik ile ilgili sunumlarının ardından sözü Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na bıraktı.

"Kadınlar, parlamentoda arzu ettiğimiz kadar temsil edilmiyor"

Kadınların milletvekili seçme ve seçilme haklarının 1934'te tanındığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Fransa 1944'te bu hakkı tanıdı. Bizden tam 10 yıl sonra, Japonya 1945 yani bizden 11 yıl sonra, İtalya, Arjantin ve Meksika ise 1946 bizden tam 12 yıl sonra." dedi.

Kılıçdaroğlu, kadınların milletvekili seçilme hakkına kavuştuğu tarihten bu yana parlamentoda arzu edilen ölçüde temsil edilemediğini savundu.

Kadınların ciddi mağduriyetlerle karşı karşıya olduğu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bu dramı sonlandırmak için kadınları ciddi örgütlemeniz gerekiyor. Kadın örgütlenmesini sağladığınız andan itibaren önünüzde hiçbir gücün duramayacağını göreceksiniz." şeklinde konuştu.

"3 milyona yakın kadın okuma yazma bilmiyor"

Kılıçdaroğlu, 3 milyona yakın kadının okuma yazma bilmediğini ve eğitimde de eşitliğin sağlanması gerektiğini söyledi. Kadınların sosyal güvenlik haklarına ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, kırsal bölgelerde bütün kadınların çalıştığını, ancak sosyal güvenliklerinin olmadığını iddia etti.

"Yolsuzluk yapanlar devlet kadrolarında önemli görevlere getirildi"

Kılıçdaroğlu, yolsuzluk yapanların delillerinin yargıya teslim edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Ama yolsuzluk yapanlar yargıya teslim edilmedi tam tersine devlet kadrolarında önemli görevlere getirildi." dedi.

Her vatandaşın mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Bugüne kadar kur korumalı mevduat sahiplerine ödenen faiz 717 milyar lira. Herkes mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Ancak 717 milyar liraya faiz geliri elde edenler bir kuruş bile vergi ödemedi." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sizin fakir veya zengin olmanızın hiçbir önemi yok. 717 milyar lira faiz ödüyorsunuz yönetiyorlar evet ama meşru değildir ahlakçı değildir yasal değildir hukuka uygun değildir anayasaya uygun değildir Bunları bilmek ve bunları anlatmak zorundasınız. Anlatmazsanız Cumhuriyet Halk Partisi kadın kolları il başkanı olarak görevinizi yapmamış olursunuz."

"Hiçbir sınırımız güvenli değil"

Sığınmacılar konusunda da değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Özellikle sınır illerinde görev yapan kadın arkadaşlarım gideceksiniz 'sınır namustur' diye bir tabela var göreceksiniz. 'Buraya bu siyasal iktidarın namusunu sorgulamaya geldim' diyeceksiniz. Eğer hudut namustur diye burada yazıyorsa bu hudutlar neden yol geçen hanı? Neden milyonlarca insan elini kolunu sallayarak Türkiye'ye gelebiliyor?"

Kılıçdaroğlu konuşmasında, 14 Mayıs Cumhurbaşkanı seçim sürecine de değinerek, bu süreçte montajlanmış videoların kamuoyuyla paylaşıldığını öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Siz seçime montaj videoları ile gidiyorsanız sahtekarlık yapıyorsanız ve yaptığınız sahtekarlığı da televizyonlarda dillendiriyorsanız 'Evet bunlar montajdır' diyorsanız. Gelip 'Ben yeniden kazandım' diye meydana çıkıyorsanız sizin ahlaki ve siyasi meşruiyetiniz yoktur.

Seçim, tek başına bir siyasal iktidara meşruiyet kazandırmaz. Örnekse 1980 darbesinden sonra 82 Anayasası halk oylamasına sunuldu. Darbe anayasasını kabul edenlerin oranı yüzde 91,37. Yani bu ülkenin insanlarının yüzde 91'i darbe anayasasına 'evet' dedi. Ben o yıllarda İstanbul'da kamu görevlisiydim. 'Hayır' diyenlerden birisi de benim, bu yüzde 8'in içinde ben de vardım."

Kaynak: A.A
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin