'Çetinkaya ve Karan'ın mahkumiyeti, demokratik hukuk devleti tarihimizde bir lekedir'

Basın Konseyi'nden Cumhuriyet yazarlarına verilen 2 yıl hapis cezasına tepki...

Google Haberlere Abone ol
'Çetinkaya ve Karan'ın mahkumiyeti, demokratik hukuk devleti tarihimizde bir lekedir'

Basın Konseyi, Cumhuriyet gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan'a Charlie Hebdo karikatürüne köşelerinde yer verdikleri gerekçesiyle verilen 2 yıl hapis cezasına tepki gösterdi.



Konsey'den yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:



HİKMET ÇETİNKAYA VE CEYDA KARAN’IN MAHKUMİYETİ DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ TARİHİMİZDE BİR LEKEDİR!



Cumhuriyet gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan'a, Charlie Hebdo’da yayımlanan bir karikatürü paylaşmaktan ötürü 2 yıl hapis cezası verilmiş olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrendik.



Bu kararın, Anayasamızın 26. maddesinde korunan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, 28. maddesinde güvence altına alınan basın hürriyeti; yine Anayasamızın 90/son maddesine göre uymakla yükümlü olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüne dair 10. maddesi ve Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 19. maddesi ve bu hükümlere dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi kararlarına açıkça aykırı olduğu belirtilmelidir.



Mahkumiyetin “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” (Türk Ceza Kanunu m. 216/1) suçuna dayandırılmasını ayrıca şaşkınlıkla karşılıyoruz!



Türkiye’mizin bütün uluslararası ifade ve basın özgürlüğü sıralamalarında “muasır medeniyet düzeyi” hedefimize yakışmayan noktalarda bulunduğu ve gitgide daha da alt sıralara düştüğü bir ortamda, bu mahkumiyet, ülkemizin saygınlık ve itibarını daha fazla sarsmak ve - hüküm kesinleşirse – devletimiz aleyhine yeni insan hakları ihlali tespitlerine ve tazminat kararlarına yol açmaktan başka bir işe yaramayacaktır.



Yakın geçmişimizdeki siyasi davalardaki uyarılarımızın haklılığı bugün ortaya çıkmıştır:  konjonktürün etkisiyle alınan kararlar, bugün hemen herkesin pişmanlık ve utanç duyduğu büyük mağduriyetlere yol açmış ve Türkiye’ye zarar vermekten başka bir işlev görmemiştir. Demokrasi tarihimiz bunun daha nice örnekleriyle doludur. Bu karar da bu zincirin bir halkası olmaya adaydır.



Öte yandan, hüküm açıklanınca salonda duyulan “tekbir” sesleri ve önceki duruşmada sanıklara karşı dile getirilen açık tehditler bir arada düşünüldüğünde; davaya katılanların amaçlarının, istisnalar bir yana, insan haklarına saygılı, özgürlükçü ve demokratik bir hukuk devleti düzeniyle bağdaşmadığını da ortaya koyacaktır.



Bu nedenle, samimi kaygılarımızın bu sefer zamanında dikkate alınması ve yukarıda anılan mevzuatın gözetilerek bu hatadan dönülmesi, demokratik bir hukuk devleti yolunda ilerlemesi şart olan ülkemiz açısından en büyük temennimizdir!

 



 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin