ÇETE HABERLERİ YANLIŞ MI VERİLİYOR?

Vatan yazarı Haşmet Babaoğlu, gazetelerin 'çete haberleri'ni veriş tarzını eleştirdi.

Google Haberlere Abone ol
ÇETE HABERLERİ YANLIŞ MI VERİLİYOR?

HAŞMET BABAOĞLU / VATAN


Çete haberleri eleştirel tavırla yapılmalı


Bazen kuşkuya düşüyorum.

Acaba biz gazeteciler çete haberlerini sayfalarımıza taşırken ciddi bir yanlış mı yapıyoruz?

Sakın farkına bile varmadan bu kişileri birer suçlu gibi değil de son derece "çekici" hayatlar yaşayan kişiler, neredeyse "popüler idol"ler olarak sunma noktasına gelmiş olmayalım!

Eğer böyleyse, sürüsüne bereket sosyopat beyinlere, genç dimağlara malzeme veriyor ve çok kötü bir şey yapıyoruz demektir.

Dün gazetelerimiz çete lideri kadın polis haberine geniş yer vermişti. Hele bir gazetemiz (Akşam) haberi manşetine taşımıştı.

Ama nasıl?

Gazetelerdeki fotoğraflar, fotoğraf altları ve genel sunum bu bakımdan çok ilginçti.

Sanki o genç ve güzel kadın çete kurmak, haraç toplamak, adam vurmaktan sanık değildi…

Sanki hasbelkader suç işlemiş gözüpek bir motor sporcusuydu.

Sanki kaderin yoldan çıkarttığı eski ve ünlü bir manken; hatta residence'larda yaşayan, pistlerde erkeklerle yarışan serüvenci bir kariyer kadını vardı karşımızda...


***


Hiç kuşku yok ki, çekici bir haberdi.

Bir gazetenin manşeti olması gerekir miydi, pek sanmıyorum ama bu habere önemli bir yer ayrılması normaldir.

Fakat çekici haber başka şey, haberin "çirkin" kahramanını "çekici" kılmak başka şey!..

Zihnimi kurcalayan şu: Acaba artık mafya, çete, çeteci haberlerini yaparken tavırsız - yorumsuz habercilik kisvesini terk etmek ve çirkin hayatları asla çekici göstermeyecek bir üsluba ağırlık vermek daha doğru olmaz mı?

Ha diyeceksiniz ki, yanlış haberde ve habercilikte değil sevgili Haşmet; yanlış, son yıllarda bu ülke insanına musallat olan zihniyette…

Eh, doğrusu siz de haklısınız.

Öyle ya, kirli ilişkileri nedeniyle emniyetten atıldığını yazıyorsun, kimse tınmıyor.

Haraççı olduğunu, adam vurduğunu, hayatını silahlı tehditle sürdürdüğünü, çete kurduğunu yazıyorsun, çoğu kişinin okurken gözü bile takılmıyor.

Ama yazdıklarından birçok kişinin aklında kadının magazin ünlülerini andıran görüntüsü, 2500 dolara kiraladığı 15. kattaki dairesi, korkutucu gücü, hızlı ve zengin yaşamı kalıyor.

Anlayacağınız, su o kadar kirlendi ki temizliğin ne olduğunu unutacak hale geldik...

Düğünde sema, tabelada Mevlânâ!
2007 UNESCO tarafından "Mevlânâ Yılı" ilan edildi ve önüne gelenin önüne gelen yerde sema ayini düzenlemesine; her satıcının Mevlânâ adından medet ummasına bir son verilmesi nihayet gündeme geldi.

Türkiye'nin bu konuda UNESCO'ya bazı taahhütleri var. Bu taahhütler arasında "Mevlânâ'nın adına ve Mevlevi kültürüne saygı duyulacak. Lokanta, pideci, kasap ve berber gibi iş yerlerine 'Mevlânâ' adı verilemeyecek" maddesi de bulunuyor.

Bilen bilir; yeri geldikçe bu konuyu dile getirir yakınırım. Çünkü Mevlânâ'ya değer verenlerin Mevlânâ adını "yağmalar" gibi kullanmalarını aklım almıyor, bir.

Bu tutum Mevlânâ'nın bir "derinlik" olduğu gerçeğini perdeliyor; giderek yüzeysel -turistik bir kirlilik halini alıyor, iki.

Şimdi Zaman Gazetesi'nden okuyup öğrendim ki, Konya'nın o ünlü, tadına doyulmaz etli ekmeğinin üzerine biraz peynir eklenmişine bir süredir "Mevlânâ pidesi" deniyormuş..

Bilmiyorum, nedir bu?

Belki de halkın bütün kültürel hücrelerine kadar Mevlânâ'yı kucaklayışının bir parçasıdır. Olumlu bir sürecin tezahürüdür belki de.

Keşke içinde ticaret olmasaydı da işin aslını anlayabilseydik!

Kumru, hanımeli, şeftali ve köpekler
Cumartesi günleri köşemde yer kalırsa "haftanın 5'i" diye bir liste veriyorum ya hani...

Geçen gün okurum Cenk Akcan da "haftanın 5'i bir yerdesi" başlığıyla kendi listesini göndermiş ki çok hoş. Mektubunu aldığımdan beri kulaklarım çınlıyor, eksik olmasın!

Şöyle...

"1. Balkona konan kumru ile sabah kahvaltıları.

2. Gece 23.30'da bahçeyi sulamadan önce sarı anne kedi ve sarı yavru kediye verdiğim peynirin bitişini seyretmek.

3. Park yerindeki kuru gürültücü sokak köpeğiyle ayaküstü muhabbet.

4. Çekirdekten yetişme, cılız, ilaçsız, gübresiz şeftali ağacının yarı yeşil, yarı sarı meyvelerinden tırtıklamak, çekirdeklerini tekrar bahçeye atmak.

5. Çiçeklerini dökmüş hanımelinin yapraklarını sularken Haşmet Abi'nin kulaklarını çınlatmak."

Etiketler Haşmet Babaoğlu
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin