Cenk Eren’i Müge Anlı’nın karşısına koyalım!
Sabahların Dobra Dobra’larında eş değiştirmeyi teklif ediyoruz. Çünkü Şenay Düde’kin karşısında bu kez ‘onun bile baş edemediği ‘ biri var. Şarkıcı Cenk Eren.
Ve Cenk bey artık zaptedilemez hallerde. Düşüncem ve önerimiz bir tek Müge Anlı bu gidişata dur diyebilir. (Efendim besistan, Rtük de benimle aynı fikirde mi? Eyvallah!)
Eren’in her sabah ekranlarda sergilediği, ‘partnerinden çok kendini öne çıkarma arzusunu yani dizginlenemeyen ihtirasını bir tek M. Anlı frenleyebilir. Yoksa böyle gitmeyecek. Şenay Düdek’i tanırız, efendi kızdır, iyi yüreklidir, bu ‘sonradan ekran kuşu olanlara’ karşı da anlayışlıdır ama izleyici karşısında bir kez daha azarlanır ve bilgisizlikle suçlanırsa bilemeyiz artık ne olur!
Dediğimiz gibi bu beyefendi son aylarda hayli telaşlı, agresif ve taşkın! “Ben buradayım ve her şeye muhalifim! Hatta Şenay, sana bile muhalifim!” der gibi bir hal ve tavır içinde.
Oysa gece programlarında Seda Sayan’ın karşısında ne kadar da munis!
Peki Sabah olunca ne oluyor? Acaba diyoruz tek başına yapacağı bir programla, tüm yeteneğini gözler önüne sermek istiyor olabilir mi? (Tamam besistan yazacağım çekil başımdan. Evet katıldığım program kulisinde, arkadaşı astrolog, “Önümüzdeki yıl seni tek başına başarıya götürecek bir atak yapıyorsun, falına baktım” dedi. Evet Eren’in gözleri parladı… Evet bunu Şenay duymadı… Hayır besistan ben fena kalpli biri değilim. İki dostun arasını açmak istemiyorum. Sadece eski bir gazetecinin, ikinci işi programcılık olan birine karşı koruyorum. Evet besistanım Cenk Eren’in konuklarına hakaretleri yetmiyormuş gibi, şimdi de partnerine takmasının nedenini merak ediyorum. Sonra sen olsan böyle düşünmez misin, ‘Acaba bu işi tek başına mı yapmak istiyor ’ diye? Ha besistciğim?)
Evet sayın Eren kızmayın ama biz konuklar haşlanmaya alışmıştık da Şenay Düdek biraz fazla oldu!
Bu arada bazı şeyleri yanlış öğrendiğinizi düşünüyorum. Belli ki size, ‘Cazgır ol, reytingi de parayı da kap!’ demişler. Ama yanlış demişler. Cenk bey bu tarz, meslekte köklü olmayanların (acemilerin) ve ‘devir benim devrim, ne yapacaksam şu aralar yapacağım’ diyenlerin tarzıdır. Camiada böyle başlayıp hızla harcanan, birileri veya sistem tarafından ayağı kaydırılan, yok edilen niceleri vardır.
Bu işlerde kalıcı olmak için, ahlakın ve edebin süzgecinden itina ile geçirilmiş engin bir tecrübe ve birikim gerekir. Ve tüm bunların bir şemsiyesi vardır; Vicdan! Yalnız vicdan dediğimiz şey ekranda sergilenen gözyaşı ve titreyen sesle sınırlı değildir. Bunlara eşlik edecek, içinden şefkat fışkıran, ruhun aynası gözler gerekir.
Bence kendinizi bir kez de bu gözle izleyin, inanın bana hak vereceksiniz.
Sizi Müge Anlı’nın karşısına koyma meselesine gelince; Sevgili Anlı, Şenay’a kıyasla yolun çok başında, hırslı, heyecanlı, hedefleri olan bir gazetecidir. Bu yüzden zat-i alinizin hakkından böylece gelebilir. “Demek ki ikimiz aynıyız” diye de düşünmeyin. Farkınız onun işini sizden iyi bilmesi.
Geriye canlarım Pakize ve Şenay kalıyor ki bence harika bir Dobra Dobra olur. Edimle-Büdüm sessiz sakin açarlar programı, laf önceliğini birbirlerine suna suna bir hal olurlar. İki tecrübe bir araya gelir ve sorunların taa dibine inerler. Fazladan tek kelime edilmez. Ağızdan çıkanı kulaklar duyar ve biz sabah kadınları sinirlerimiz gerilmeden gerçek gündemi öğrenir ve dişe dokunur konularda bilgi sahibi oluruz.
Not; Sayın Eren söylemeyi unuttum, Rtük’ten gelen uyarıya tavır almayın. O beyler program formatlarına veya işlediğiniz konulara değil, sizin gibi sunucuların olayları ele alış şekline karşılar.
seldatosun@gmail.com
