Şükür kavuşturana
Bir sürü ‘Hayata Dönüş’ lafını peş peşe sıralayıp, edebiyat
yapmak istemiyoruz. Fransızca’sı, İngilizce’si ve hatta Urduca’sına
gerek olduğunu sanmıyoruz. Yılların boşvermişliğine Babamızın
deyimiyle ‘Nüfus kağıdı eskimesi’ eklenince, soluğu bir dizi
operasyonla sonuçlanacak ameliyathanede bulduk. İnanın tatsız
şeylerle sizleri üzmek amacında değiliz. Sonuçta Sevgili Kardeşim
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve ekibinin sivil
darbesiyle müthiş bir hastaneye, ECHOMAR’a yatırıldık. Burada
Başhekim olan Operatör Dr. A. Atilla Yılmaz ve olağanüstü ekibini
tanıma şansını yakaladık. Seri testlerden sonra “Cerrahi
müdahaleden başka şansın yok” dendi. Bir gün süren kararsızlığımızı
atlatıp ‘Evet’ dedik. Bu bölüm için yeni bir ‘Dokuzuncu Hariciye
Koğuşu’ yazılabilir. Ancak özetle geçip canınızı sıkmak
istemiyoruz. Neticede “Allah’ın dediği olur” deyip, dini gerekleri
yerine getirip, kendimizi müşfik ellere teslim ettik. Şu satırları
yazdığımızda, beslenme sistemimiz tam tersten çalışmakta. Mide
giriş ve çıkışları kapatılıp, yenileri açıldı. Eskiden beri arızalı
bölümler temizlendi. Hani sizin sindirim sisteminizin tam tersi bir
işleyiş. İngiliz sistemli trafik düzenine sahip olduk. Yıllar yılı
tek gün dahi köşesini boş bırakmayan, yeri geldiğinde 3-5 yazıyı
soluksuz çıkaran yapının ne hale geldiğini düşünün. Dileriz, yeni
yılda geçireceğimiz bir-iki operasyon sonrası sıkıntımız
kalmaz.
* * *
Arada güzel anılarımız da oldu. Her türlü yolla gelen mesajlar inanılır gibi değildi. Hastane odasında üçü aynı anda çalan telefonlara şaşırdık. Hayatımızda yüzünü görmediğimiz okurlarımızın, B.Çekmece-Gürpınar’daki hastaneye kadar gelişlerini asla unutmayacağız. Dualarla elimizi öpenlere gözyaşlarıyla tanık olduk. Arada AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu ile İstanbul’umuzun ‘İnsanoğlu İnsan Valisi Muammer Güler’in verdikleri moral motivasyonu belirtmeden yapamayacağız. Bahçelievler’den Beylikdüzü’ne kadar pek çok Belediye Başkanı devamlı ilgilendiler.
* * *
Biraz da gırgır, konulara geçelim. ‘Kesilip-Biçilme sonrası’ bir ara gözümüzü açınca tepemizde üç çift göz fark ettik. Ercan Arıoğlu, Sadrettin Kuşoğlu ve Sinem Yedekçioğlu -Hepsi oğlu- farları dikmiş, bakıyorlar. Tek cümle sarf ettik: “Eee, fıstık atmayacak mısınız?”
* * *
Bir ara dalmışız, cebimiz çalıyor. Açtık Hıncal Uluç büyüğümüz hatta. Hasta haliyle, bizi merak etmiş. Dilimiz döndüğünce anlattık. İlginç olan RTGD’nin “Son Otuz Yılda İz Bırakanlar” ödülüne layık görülen ikimiz de, Sheraton’daki törene katılamamıştık.
...
“Kendinize iyi bakın. Kaç kişi kaldınız” ya da “Ülkeyi pazarlamaya çalışan şerefsizleri gördükçe, kıymetinizi daha iyi anladık” diyenlerin sayısına inanamadık. Spor medyamızdan arayanların ilk sıralarını, yüklendiklerimizin almasıyla ezildik. Stadyum programının ağır toplarından Erdoğan Arıkan’ın sözleriyle adeta uçtuk:
“Burhan Bey, sizi okuyamadığımız şu kısa sürede ne kadar büyük alan kapladığınızı öğrenmiş olduk”. Türk Müziği tutkunları, şefler, bestekârlar, icracılar bizi ihmal etmediler. Demek ki sevgi tek yönlü değilmiş.
* * *
Bütün samimiyetimizle itiraf ediyoruz, Akşam Gazetesi çalışanı olmaktan iftihar duyuyoruz. Her bölümü övgüye değer. En başta da ‘Kahraman Ulaştırma Servisi’. Onların yeri apayrı. Yaradan’a şükürler olsun. Hayata dönüşümüze vesile kıldığı Opr. Dr. Atilla Yılmaz ile hepsi birbirinden değerli arkadaşlarına saygılarımızı yolluyoruz. Tabii, “Kara gün dostu” Orhan Ayhan Ağabeyimizi de unutmuyoruz.
Burhan Ayeri / Akşam