Küsurat Yayınları'nda staj yapan Ayşe Gülen Eyi, ünlü dizi Leyla İle Mecnun'un senaristi yazar Burak Aksak'ın kendisine hakaret ettiğini ve şiddet uyguladığını iddia etti. Aksak ise iddianın doğru olmadığı ve yasal yollara başvuracağını söyledi.
Burak Aksak yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Kadının beyanı esastır” Bu yüzden yazılanları okuyup da
hakkımda yapılan yorumları anlayabiliyorum. Ancak şunu
söyleyebilirim ki;iddiaların tümü asılsızdır. Küsurat Yayınları’nın
bu sene çıkarmayı planladığı kitaplar, ilk kitabı olan kadın
yazarlardır. Ofis çalışanlarının tamamı kadınlardan oluştuğu gibi,
hepsi de sigortalı çalışanlardır. Film çekimleri ve ardından kurgu
süreci nedeniyle yayıneviyle ilgim alakam, zaten yapılan işlerin
son halini gördükten sonra onay vermekten öteye gitmez. Bahsi geçen
kitapta emeği geçen herkesin ismi künyede yer almaktadır. Tıpkı bir
önceki kitapta yer aldığı gibi. ‘Ayna Ayna’ isimli kitabımızın
künyesinde de görebilirsiniz bu isimleri. Hele ki “Dünyaya Kafa
Tutan Kadınlar” adlı erkek egemen toplumda başarılı kadınların yok
sayıldığının anlatıldığı bir kitapta böyle bir şey yapmam
düşünülemez. Burayı kadının sesinin daha gür çıktığı bir yer haline
getirmekten başka bir amacımız yoktu.
Bunu sağlayan da, ben değil burada çalışan kadınlardır. Bahsi geçen
kişiye, tam zamanlı çalışanımız olması teklif edilmiş ve
sigortasının yapılması gerektiği söylenmiş ancak kendisi başka
birinin daha yanında çalıştığını, ardından da okulunun başlaması
sebebiyle her gün ofise gelemeyeceğini açıklamış, dolayısıyla
yollarımızı ayırma kararı kaçınılmaz olmuştur.
Her şey Pazartesi günü yapılan bu konuşmadan sonra başlamış ve
işle ilgili durumu konuşurken gösterdiği saygısız ve üslupsuz
hareketlerinden dolayı ofisi terk etmesini istememle
sonuçlanmıştır. Haliyle gergin ve seslerin yükseldiği bir ortam
olduğu doğrudur. Ancak kişinin şahsına küfür ya da şiddet söz
konusu dahi değildir. Bırakın şiddeti, fiziki bir temasım dahi
olmamıştır, olamaz. Mottosu “Hevesini ağzına sokup, kursağına kadar
ittirenlere inat; vazgeçme” olan bir yayınevinde geçen bu hadise
zaten tüm hevesimizi kırmış ve insanlara olan güvenimizi
zedelemiştir. Metinlerin haklarına dair aldığımız tüm imzalar da
benim için artık yok hükmündedir.
Diledikleri gibi, diledikleri yerde kullanabilirler bu metinlerini.
Gelinen şu noktada; atılan iftiralar karşısında daha fazla sessiz
kalamam. Bu yüzden mesele artık avukatlarımızın kontrolündedir.
Hukuki sürecin ardından neyin ne olduğunu hep beraber görürüz.
‘Çamur at izi kalsın’ zihniyetinin de en kısa zamanda son bulması
dileklerimle.
Burak Aksak