'Bizim sitede var üç beş. Benim listem hazır açıkçası' diye tehditler savuran Sevda Noyan ile ilgili ilk karar çıktı

3 Mayıs 2020 tarihinde bir televizyon programında bir soru üzerine, "15 Temmuz kursağımızda kaldı. Yanlış anlaşılmasın, doğru anlaşılsın bizim aile bir 50 kişiyi götürür yani. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim sitede var üç beş. Benim listem hazır açıkçası" diyen Sevda Noyan ile ilgili ilk karar çıktı.

Google Haberlere Abone ol
'Bizim sitede var üç beş. Benim listem hazır açıkçası' diye tehditler savuran Sevda Noyan ile ilgili ilk karar çıktı

Bir televizyon programındaki "15 Temmuz kursağımızda kaldı, bizim sitede var üç beş. Benim listem hazır açıkçası" sözleri nedeniyle "Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit" suçundan 6 yıla kadar hapsi istenen Sevda Noyan'ın dava dosyası, uzlaştırma savcılığına gönderildi. Noyan, üç şikayetçi ile uzlaşırsa dava düşecek.

İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Sevda Noyan katılmadı.

Noyan'ı avukatı Burak Tosun temsil etti. Şikayetçi olarak da duruşmaya katılan olmadı. Hâkim, Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne Sevda Noyan ile aynı sitede yaşayan ve ondan şikâyetçi olduğu belirtilen kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi için yazı yazıldığını ve bu yazıya cevap verildiğini belirterek site yönetimi tarafından bu kişilerin mağdur olmadığı ve Noyan'dan şikâyetçi olmadıklarının bildirildiğini söyledi.

AVUKATI BERAATİNİ İSTEDİ

Hâkim, Noyan'ın avukatına müvekkili için "Zincirleme bir şekilde tehdit" suçundan ek savunma hakkı verildiğini belirtti. Bunun üzerine Noyan'ın avukatı Burak Tosun, "Müvekkilimin suç teşkil ettiği iddia edilen eylemleri tehdit suçunun unsurlarını oluşturmuyor. Bu sözler herhangi birisine yönelik değildir. Bu nedenle müvekkilimin beraatını talep ediyorum" dedi. 

DOSYA UZLAŞTIRMA BÜROSU'NA GÖNDERİLDİ

Mahkeme, Sevda Noyan ile onunla aynı sitede yaşayan üç kişinin uzlaşıp uzlaşmadıklarının sorulması için dava dosyasının Uzlaştırma Bürosu'na gönderilmesine karar verdi. Duruşma 17 Mayıs'a ertelendi. Noyan ile aynı sitede yaşayan üç kişi uzlaşırsa bu dava düşürülecek.

 İDDİANAME

Sevda Noyan, 3 Mayıs 2020 tarihinde bir televizyon programında bir soru üzerine, "15 Temmuz kursağımızda kaldı. Yanlış anlaşılmasın, doğru anlaşılsın bizim aile bir 50 kişiyi götürür yani. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim sitede var üç beş. Benim listem hazır açıkçası" şeklinde sözler sarf etmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu da hakkında suç duyurusunda bulunulan Sevda Noyan'a "Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit" suçundan 3 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açmıştı. 1 Temmuz 2021 tarihli duruşmada ise duruşma savcısı, TCK'nin 213. maddesindeki zincirleme olarak "Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit" suçundan dava açılmışsa da suçun TCK'nin 106/1. ve 43/1. maddeleri uyarınca "Zincirleme tehdit" suçunu oluşma ihtimali nedeniyle sanığın ek savunmasının alınmasını talep etmişti.

 

"MEDYADA KÖPÜRTÜLDÜ" DEMİŞTİ

Sanık Sevda Noyan 13 Nisan 2021 tarihli duruşmada yaptığı savunmasında, programın sunucu Esra Elönü'nün 15 Temmuz darbe girişimine dair "Bir daha böyle bir şey yaşansa" ilişkin sorusu üzerine "Nüktedan" bir yanıt verdiğini belirtmişti. Noyan, "O zaman bir şey yapmadık ama bir daha böyle bir kalkışma olursa, esprili şekilde iddianamede geçen bu ifadeleri kullandım. Ancak burada bir eksiklik vardır, ben komşulardan bahsettiğim de sunucunun bunu normalde açması gerekirdi. Disleksi hastasıyım yani düşüncem ile ifadem birbirini tutmaması sonucu konuşmam eksik kaldı. Sunucu da bunu açmam için herhangi bir soru sormadı. Asıl anlatmak istediğim, 70 hanelik bir sitede oturuyoruz, 15 Temmuz sonrası bütün komşuları tehdit eden 7-8 tane site mensubu yurt dışına kaçtı. Bir sonraki evimizde oturuyorlardı. Bu kişilerden biri, yeniden geleceklerini ve darbe yapacaklarını bizleri barındırmayacaklarını söylediler. Program bittiğinde çok iyi reyting aldı. Tebrik telefonları aldık. Aradan 4 gün geçti, cuma günü Twitter'dan başlayan operasyonla, ki bunun dış kaynaklı olduğunu tespit ettim. Sadece iddianamedeki bir cümle alınarak eşimin geçmişi de ortaya konularak bizi çok ciddi şekilde mağdur edip tehdit ettiler. Telefonlarım çalmaya başladı.  Instagram'ım hacklendi. Bunun üzerine emniyetten bana koruma tahsis edildi. Çocuklarımın, torunlarımın, ailemin adresleri deşifre edildi. Medyada bu husus köpürtüldü. Ciddi mağduriyetime neden oldu. Bu sözleri halk arasında korku panik yaratmak amacıyla söylemedim. Üzgünüm. Keşke yaşanmasaydı. Söylediğim sözler de suç unsuru yoktur. Beraatimi isterim" demişti.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin