BİSKÜVİ KARTONUNDA PARA ALAN GAZETECİ

Akşam Gazetesi yazarı Burhan Ayeri yıllar önce Ülker'in sahibi ile yaşadığı anıyı yazdı. İşte o çok tartışılacak anı:

"Ülker firmasının bizde özel yeri var. Yıllar önce mali güçlüğe düşen gazetemizin patronunun isteğiyle Sabri Ülker'e gittik. Ne hikmetse 'Bir şey verecek al getir' lafı ile Ülker'in kurucusunu tanıdık. Çay ısmarladı, bir süre konuştuk. 'Mesleğimizin Habercilik' olduğunu öğrenince 'Neden bir muhasebe elemanı yollamadı?' diye sordu. 'Bilmiyorum' cevabını alınca, 'Anlaşıldı güven meselesi'yi ilave etti. Bir süre sonra iki ayrı çocuk bisküvisi kartonu elimize tutuşturuldu. Teşekkür ederken 'Bunlarda ne olduğunu sorduk'. 'Para' karşılığını alınca iyice şaşırdık. İplerle bağlı kutuları gazetemize getirirken. 'Amerika'daki zenci soyguncuları hatırladık. Bir arada endişelendik bile. Sonuçta emaneti sağsalim yerine ulaştırdık. Hem de kimseye çaktırmadan. Daha sonra rakamı öğrenince iki kere şoke olduk. Dönemine göre müthiş bir paraydı. Laf aramızda, bize bu hizmetimizin ve taşıdığımızın riski karşılığında hiçbir 'Çıkma yapılmadı'. İşte Sabri Ülker buydu. Başı sıkışan dostlarına, senetsiz sepetsiz yardım ederdi. Yine de bu işe devam ettiğini duyuyoruz. Bu satırları niye yazdık diye soran olursa, "Atıf Hoca ile Reklam ve Rekabet"i izledik diye cevap veririz. Bugün müthiş cirosu, 850'yi bulan ürünüyle Ülker artık bir büyük markadır. Körfez Harekatı'ndaki ABD askerlerinin elinde gördük. Afrika'nın kabile devletlerinde onun ürünleri kullanılıyor. İşin en önemli taraflarından biri 8 ayrı reklam şirketi ile çalışmakta olması. Prof. Dr. Ali Atıf Bir, 'Niye aile fertlerini kamuoyu tanımıyor' derken çok ciddi bir olguya parmak bastı. Çünkü Sabri Bey ve yedi göbek sülalesi, ne gece kulüplerinde, ne barlarda göründüler. Eğitimine katkıda bulundukları toplam öğrenci sayısı onbinleri aştı. Biz Sabri Ülker'i ve onun adını taşıyan her ürünü seviyoruz."