MELİKE KARAKARTAL / KELEBEK
O görüntüler ne söylüyor?
Ümit Özat’ın “kadınlar futboldan anlamaz” sözlerinin altına imzasını atacak, hatta hayatın her alanında bu anlayışla hareket eden bir dolu adam var, o kadar tanıdık ki o videodaki görüntüler...
Köşeye sıkışınca “Önce dinlemeyi öğren” gibi sözler sarf eden,
nezaketten uzak, adap yoksunu...
Zaten her gün karşılaşıyorduk, ekranda gördüklerimiz herhalde
kimseyi pek şaşırtmamıştır...
Ümit Özat ve onun gibi düşünen erkeklere sormalı, kadınların
futboldan anlamaması beyinlerinde erkeklerde olan özel bir kısmın
olmamasından mı kaynaklanıyor acaba? Beynin sol üst kısmında
“futboldan anlama nöronları” var da biz mi bilmiyoruz? Ümit Özat,
kadınların futboldan anlamayacağı iddiasını bilimsel verilerle
destekleyebiliyor mu?
Hoş, elinde bilimsel veriler olsaydı eğer, stüdyoyu terk
etmeyebilir, bu müthiş bilgileri bizimle de paylaşabilirdi. Kadın
ve erkek beyninin farklılıklarından kaynaklanan bir durum olduğunu
ileri sürebilirdi mesela. Böyle bir bakış da, belki kimileri
tarafından en azından “düşünmeye layık” bir durum olarak
değerlendirilebilirdi.
Bununla kalmaz, Simge Fıstıkoğlu’nun sözlerine, üslubunu ve
nezaketini bozmadan cevap verebilirdi.
Ancak iş oralara varamıyor, elde öyle bir veri yok çünkü. Özat
karşısındaki “canlı”yı, onun için cevap vermeye değmeyecek, erkek
işlerinden anlamayan, oraya “süs” olsun diye oturtulmuş bir kadın
olarak gördüğü için daha fazla böyle bir sohbetin içinde kalmak
istemiyor ve kalkıp gidiyor.
Nasıl kalkmasın ki? “Bir şeyden anlamayan kadın” cevap verebiliyor,
konuşabiliyor üstelik. Laf ile ezemediği için bu sohbette yenik
taraf olacağını seziyor. Ardından, kendince stratejik bir hareket
yapıyor, toplum linç etmesin diye kuru bir “yanlış anlaşıldım”ı
kenara konduruyor ve gidiyor.
Bir kadına yenilmiş olarak değil, “stüdyoyu terk eden”, “cevap
vermeye bile tenezzül etmeyen” “terbiyesizlik karşısında daha fazla
durmak istemeyen”; en önemlisi de “bir kadını ciddiye alıp
sinirlenen” adam olarak akıllarda kalmak istiyor ama olmuyor.
Çünkü durum açık:
Ayrıca “Kadınlar futboldan anlamaz zaten”, sözlükten bakarak
anlamını bulacağımız bir cümle değil. Yeterince açık. Sorsanız, 66
aylık bir çocuk bile ortamdaki üslupsuzu ve kadını aşağılayan bir
söyleme imza atan adamı ayırt edebilir. O aksini yapmak istedi ama
biz kendisini cinsiyetçi, üslupsuz ve nezaketsiz bir adam olarak
hatırlayacağız.
Kadın=Cansız, hissiz bir dolgu malzemesi
O
işine baksından “Kadın futboldan anlamaz”a, “Su testisi su yolunda
kırılır”dan kadının ana ve bacı olma özelliklerinin, insan olma
halinden önde bulundurulmasına, artık cinsiyetçilik kökünün
kazınması zor bir geleceğe doğru emin adımlarla gidiyor.
Fena olan kısmı ise şu: Kadın, ciddiye alınacak bir varlık olmadığı
için cinsiyetçi adamların fikrini bırakın bir kadın, bir erkek bile
değiştiremez.
Cinsiyetçi adamla tartışmak mümkün değildir çünkü kadını
kendisinden aşağı bir varlık gördüğü için genel hâl ve tavrı,
gözlerini yarım açık tutmak suretiyle “bırrrak bu işleri” diyerek
kafa çevirmekten ibarettir. Kadın bir “hayat süsü”dür, türlerin
devamlılığı için vardır, evi çekip çevirsin, kola takıp
gezdirilsin, “kadın işlerini” eksiksiz yapsın diye vardır.
Şunu kabul edelim, kadına karşı bakış farklı olsaydı, bugün
manşetlerde kadına dair daha farklı haberler okurduk. Erkekler
kadınları bu kadar rahat taciz edemez, sokağa çıktığımız anda
“bakalım bugün başımıza neler gelecek” endişesi taşımazdık. Futbolu
konuşacak olursak, bir tartışmada yeterlilik, cinsiyetle değil
bilgi düzeyi ve gözlem gücü ile ölçülürdü.
Kadın bu hayatta boşlukları doldurmak için bulunan hissiz bir eşya
çoğu erkeğin gözünde.
İşte bu nedenle daha çok çıkacak bu tip cinsiyetçi durumlar
önümüze...