'Basın Özgürlüğü Ödülü'ne layık görülen Ayşenur Arslan'dan sert sözler

Gazeteci, ödülünü cezaevine atılan ve işsiz bırakılan gazeteciler adına aldı.

Google Haberlere Abone ol
'Basın Özgürlüğü Ödülü'ne layık görülen Ayşenur Arslan'dan sert sözler

Karşıyaka Belediyesi’nin İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte verdiği “2013 Basın Özgürlüğü Ödülü” “yazdıkları ve muhalif duruşları nedeniyle işsiz kalan gazeteciler” adına gazeteci Ayşenur Arslan’a verildi. Ödülünü Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel’in elinden alan Ayşenur Arslan, “Bu ödülü yazdıkları, konuştukları için cezaevine atılan ya da işsiz bırakılan gazeteciler adına emaneten ve sembolik olarak alıyorum” dedi.



Karşıyaka Belediyesi Ahmet Piriştina Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törene, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, gazeteci Uğur Dündar, Haluk Şahin, geçtiğimiz yıl aynı ödülü alan Nedim Şener, CNN’de “Medya Mahallesi” adlı programı uzun süre sürdürüp söylemleri nedeniyle işine son verilen Ayşenur Arslan ile çok sayıda basın temsilcisi ve vatandaşlar katıldı.



“GERÇEKLERİ GÖRMEK İSTİYORUZ”



Basın ve ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamanın toplumsal boyutta pek çok kısıtlama ve özgürlüğün yok edilmesi demek olduğunu belirten Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak “Gazeteci bilgilendirir, öğretir, nabza göre şerbet veren değil olup biteni anlatır. Bu nedenle iktidarların hep baskısı altında kalmaktadır. Biz artık gerçekleri görmek istiyoruz.  Bizlerin gerçekleri görebilmesi için mücadele edenlerin yalnız olmadığını bilmelerini istiyoruz. Bu ödül onların yalnız olmadıklarının bir simgesidir. Son 10 yılda iktidara kafa tutan gazetecilerden yüzlercesi işsiz kaldı. Bu yıl ödülümüzü almaya hak kazanan Ayşenur Arslan’da bu uğurda simge olmuş bir isimdir” diye konuştu. 



ÖDÜL DİZ ÇÖKMEYEN GAZETECİLERE



Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel de konuşmasında Ayşenur Arslan’a  birçok ödül verilmesi gerektiğini belirterek şöyle dedi:



“Gazetecilik ve televizyonculukla hiçbir ilgisi olmayan, kendi gemisini yürütmek için medya araçlarını birer silah olarak kullanan patronların bu iktidar karşısında diz çöktüğü bir ortamda bu ödülü sevgili Ayşenur Arslan’a vereceğiz. Arslan düşündüklerini söyleyebilen ve yazabilen ender insanlardan biridir. Abdülhamit’in 1908’de kaldırdığı sansürün bugün katmerlisi uygulanıyor. O dönemde padişahlık vardı, bu dönemde ise nasıl bir yönetim olduğu anlaşılamıyor. Ancak iktidara ters düşen gazeteciler hapislere atılıyor, işlerine son veriliyor.”



Konuşmasında 5 Ağustos’ta Silivri’de görülecek karar duruşmasının önemine de dikkat çeken Sertel, halkı 5 Ağustos’ta Silivri’de olmaya çağırdı. Sertel, “Silivri’de zindanlarda çürütülen üyemiz Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi pek çok gazeteci arkadaşımızın hepsinin özgürlüğü halkın mücadelenizden geçiyor. Onları demir parmaklıklar arasından kurtarmanın yolu, sandıktan geçiyor. Bu konuda hiçbir medya kuruluşunun ve özellikle belli alanlarda hizmet veren medya kuruluşunun yapamadığını halk yapacaktır” dedi.



 “SANSÜR VE OTOSANSÜR ÇOK NET”



Ödülünü aldıktan sonra teşekkür konuşması yapan gazeteci Ayşenur Arslan da,  şunları söyledi:



“Bu ödülü yazdıkları, konuştukları için cezaevine atılan ya da işsiz bırakılan gazeteciler adına emaneten ve sembolik olarak alıyorum. Başbakan Erdoğan cezaevinde olan gazetecilerin bir tekinin ismini dahi bilmiyor. Ona kalırsa hepsi terörist.  Bu ülkeyi yönetmeye talip olan iktidardaki insanlar bu isimleri bilmiyor ve bilmek istemiyor. Medya  bildiğinizden daha kötü ve utanç verici bir durumda. Çok net otosansür ve sansür var. Çok çirkin. Bunları uygulayanlar, aynada yüzlerine nasıl bakıyorlar anlamıyorum.”



HALK GERÇEKLERİ ÖĞRENMELİ



Törende konuşan Haluk Şahin tepki koyacak kişinin bir birey olduğunu belirterek “İzmir’de olmak güzel, insanın morali düzeliyor. Gazetecilik mesleğinin insanı rezil ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Ayşenur Arslan bireysel tepkisini koyabilen ender insanlardan biridir” dedi.



Geçtiğimiz yıl tutuklu gazeteciler adına ödülü alan Nedim Şener’de konuşmasında yaşanan baskıları anlatarak “Cezaevinden çıktığımda her şeyin değişeceğini sanmıştım. Artık tencere tava çalan da terörist ilan ediliyor. Gelecek yıl bu ödülü belki de tencere, tava çaldığı için Ayşe teyze alacak. O kadar otoriter bir iktidar var ki yandaşların dışında ses duymak istemiyor“ diye konuştu.  



“Biz halkın gerçekleri öğrenmesi için mücadele ediyoruz” diyen Uğur Dündar da konuşmasında sadece halkın önünde eğilebileceğini belirterek şöyle dedi: “Günümüzde artık basın hür değildir, sansür edilebilir anlayışı yerleşmeye başladı. İktidar hırsı bu kutsal Ramazan ayında bile insanları muhbir yapmaya yönlendiriyor, kin ve nefret tohumları ekiyor. Başbakan yakında bir kampanya başlatacak üç tencere tava çalanı ihbar edene bir tava bedava diyecek.”



Gezi olayları sırasında ülkede yaşananlar yerine penguen belgeseli yayınlayan televizyonlara atfen sahnede maket penguenler konuldu. Soğuk Heykel Atölyesi sanatçıları ise sansüre uğrayan basını temsil eden üyeleri ile ayrı bir renk kattı. Ayağından zincirli barış güvercini plaketi şeklindeki 2013 Basın Özgürlüğü Ödülü Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ile Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyet Başkanı Atilla Sertel tarafından Ayşenur Arslan’a verildi.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin