Bakan Koca, 'Devletimizin gözbebeği gibi önem verdiği' diyerek duyurmuştu. Bakan Koca ile sağlık çalışanları arasında sohbet gerçekleşti. Bakan Koca'dan sağlıkta şiddet açıklaması

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Hekimlerimiz, hemşirelerimiz başta olmak üzere, 39 sağlık meslek grubuna mensup arkadaşlarımızla, sağlık hizmetlerine devletimizin gözbebeği gibi önem verdiğini bilen insanımızla buluşalım" demişti. Bakan Koca o sohbette, kritik açıklamalarda bulundu. Bakan Koca sağlıkta şiddetle ilgili, 'adalete güvenin' dedi.

Google Haberlere Abone ol
Bakan Koca, 'Devletimizin gözbebeği gibi önem verdiği' diyerek duyurmuştu. Bakan Koca ile sağlık çalışanları arasında sohbet gerçekleşti. Bakan Koca'dan sağlıkta şiddet açıklaması

Sohbet toplantısında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlıkta şiddet tartışmalarıyla ilgili "Teşhis hekimin ise hüküm de hakimindir. Bu sebeple, bilhassa hekim arkadaşlarımızdan, tüm camiamızdan rica ediyorum. Adalete güvenin" dedi.

Bakan Koca, şu ifadeleri kullandı:

Aziz vatandaşlarım, değerli sağlık çalışanları her birinizi hürmetle selamlıyorum. Bugünlerde, toplum olarak hassasiyetlerimizi harekete geçiren bazı olaylardan hareketle, etraflı bir değerlendirme yapmak istediğimi sözlerimin başında belirtmeliyim.

“DEVLET, ZAYIFA KARŞI ŞEFKAT, HUZURU BOZANA KARŞI HİZAYA GETİRİCİ GÜÇTÜR”

Kıymetli vatandaşlarım, devlet, toplumun ortak şuuru, cisimleşmiş iradesidir. Birlik ve bütünlüğün hem sonucu, hem teminatıdır. Devlet vatandaşının ihtiyacını anlamak ve gerektiğinde ona çare elini uzatmakla kendini mesul tutmuştur. Okulu ve hastanesi, güvenlik gücü ve yargısı, idari kurumu, adaleti ve merhametiyle daima bizim yanımızdadır. Devlet, zayıfa karşı şefkat, huzuru bozana karşı hizaya getirici güçtür.

Sayın Cumhurbaşkanımızın sık başvurduğu kelimelerle, bu devlet kerim devlettir. Hz. Ömer, nasıl ta Dicle nehri kenarında kurdun kapacağı koyundan bile kendini adeta sorumlu tutma ahlakına sahip idiyse, bizim kerim devletimiz de insanına değer verme ve hizmetinde olma prensibine sahiptir.

Devlet, işlerini, halkına hizmet için tahsis ettiği yetişmiş insanıyla yürütür. Bu hizmetlerde zaman zaman sorunlar yaşanabilir. Devlet mükemmeli hedeflese de, işleyiş bazen bununla çelişebilir.

“SAYGIN TOPLUMUN TAMAMINI YARGILAMAYA KALKANLARI BAŞTAN UYARMAK İSTERİM”

Örneğin, pandemi boyunca ertelenen sağlık hizmetleri ihtiyacı, hastanelerimizde giderek ağırlaşan bir yoğunluğa yol açtı. Salgında insanüstü bir kapasiteyle hizmet veren sağlık çalışanları zorlanmaya başladı. Balkonlara çıkarak alkışladığımız insanların şimdi aynı performansı aralıksız sürdürebileceğini düşünmemiz ise bence pek isabetli değil. Geçiş sürecindeyiz.

Pandemi nedeni ile bütün dünyada zorlaşan hayat şartlarından sağlık çalışanlarımızın da fazlasıyla etkilendiğini, ön görülen iyileştirmelerinse henüz hayata geçmediğini bilmeliyiz.

Şu içinde bulunduğumuz dönemde, sağlık çalışanı ve hasta arasında karşılıklı anlayışın, tevazuun, saygının adeta iyileştirici bir güç olduğunu hiç unutmamalıyız. Sağlık hizmeti alırken anlayışlı, yeri geldiğinde sabırlı olmalıyız. Sorunlarla kişisel olarak mücadele etmek yerine, devletin getireceği çözüme güvenmeliyiz. Hastaneler, bu kerim devletin göz bebeği kurumlardır. Kişilerin hataları varsa o hatalarla ne bu kurumları ne de bir meslek grubunu etiketlemekten kaçınmalıyız.

Sağlığı saadeti olan kıymetli vatandaşlarım ve çalışma huzuru için emek verdiğimiz sağlık çalışanları, biliyoruz ki; şiddet olayları, hasta-hekim insicamını giderek daha fazla etkilemeye başladı. Şunu hemen söylemek, artan şiddet olaylarından hareketle bu saygın toplumun tamamını yargılamaya kalkanları baştan uyarmak isterim.

“PEK ÇOK ÜLKEDE SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET OLAYLARINDA ARTIŞ RAPOR EDİLİYOR”

Pandeminin inişe geçmesiyle birlikte, pek çok ülkede, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında artış rapor edilmektedir. Ülkemizde günbegün artış gösteren olaylara, genel olarak, suça eğilimli veya daha önce suç işlemiş, bazı örneklerde madde bağımlılığı olan, kendini kuralların ve kamu otoritesinin üzerinde gören bir kişilik yapısına sahip olduğu anlaşılan, ayrıca stres anında davranış kontrolünü kaybetmeye meyyal kişiler yol açıyor.

Doktoruna, hemşiresine fiziki şiddet uygulayan kişilerin birçoğunun, aile içi bireyler başta olmak üzere başka şiddet vakalarının bulunması tesadüf değildir. Şiddet olaylarında ciddi bir bölümü de sözlü şiddet oluşturmaktadır. Bu gruptaki şiddetin kaynağı ise, bizce, hasta veya hasta yakını ile sağlık çalışanı arasındaki yanlış beklentiden kaynaklanan gerilimdir. Beklentilerin makul hale getirilmesi ve gerilimin yönetilmesiyle bu kategorideki sorunu, sağlık çalışanları için atılacak adımların oluşturacağı zeminle aşacağımıza inanıyorum.

“TEŞHİS HEKİMİN İSE HÜKÜM DE HAKİMİNDİR”

Bu devlet bir hukuk devletidir. Sağlıkta şiddet olayları da dâhil hukuka akseden hiçbir sorunda bir taraf peşinen suçlu, diğer taraf peşinen masum ve mağdur değildir. Teşhis hekimin ise hüküm de hakimindir. Bu sebeple, bilhassa hekim arkadaşlarımızdan, tüm camiamızdan rica ediyorum. Adalete güvenin. Yapılacak yeni yasal düzenlemeler, sizleri şimdiden müsterih etsin.

Şiddet suçlarını gündemde tutma, suçluları teşhir etme çabasının olumsuz sonuçları da olduğunu, hatta mesnetsiz karşıtlıklar doğurabildiğini unutmayın. Suçlara karşı yeterli yaptırım olmadığı şeklindeki gündem, sorunlu bazı kişilik yapılarında suça yönelime yol açmaktadır. Devlet erkinin, gerçeğe aykırı şekilde duyarsız gösterilmesi bumerang gibi bize geri dönmektedir. Bu zararlı tutumdan vazgeçelim.

“BİZLERE GELEN HASTALARIN DA ANLAŞILMAYA İHTİYACI VAR”

Hasta ile hekim arasındaki o çoğu kere süresi kısa ilişki, özünde nadir bir ilişkidir. Bir taraf anlaşılma ihtiyacı içinde diğer taraf anlamakla görevlidir. Bu, saygıya dayalı, kötü davranışı kabul etmeyecek, hekimin profesyonelliğine dayalı bir ilişkidir. Şiddetin gölgesinin bile bu ilişkiye düşmesine izin vermeyeceğiz. Toplum bizimledir. Fakat şu nokta da önemli: Sağlık profesyonellerinin anlaşılmaya ihtiyacı olduğu gibi, bizlere gelen hastaların da anlaşılmaya ihtiyacı vardır.

Değerli sağlık çalışanları, bir hafta önce, 14 Mart Tıp Bayramı kutlamalarında Sn. Cumhurbaşkanımız 5 büyük müjde verdi. Bunlardan ilk üçü, uğruna her türlü çabayı göstermeye hazır olduğumuz gelişmelerin vaadiydi. Söz icraatın adımıydı ve akabinde harekete geçildi.

Sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi, Malpraktis davalarındaki hata ve haksızlıkların sona erdirilmesi için bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören Kanun Teklifi, Meclisimize sunulup, Adalet Komisyonuna sevk edildi.

“CAMİAMIZ BU GELİŞMELERDEN DUYULACAK HEYECANI MAALESEF GÖSTERMEDİ”

Bu kanun teklifi, kasten yaralamada tutuklu yargılanma sonucunu doğuracak. Yine bu kanun teklifi, sağlık hizmetini engelleme suçunu şiddet olayında cezayı artırıcı bir suç haline getirecek.

Malpraktis kaynaklı dava açılabilmesi, kurulacak Mesleki Sorumluluk Kurulunun onayı şartına bağlanacak. Teklifin temelini oluşturan hükümler, tarihi bir sonuç doğuruyor: Kasıt olmadığı sürece hekimden tazminat yükü kalkacak. Vatandaşın mağduriyeti varsa bunu devlet karşılayacak.

Camiamız, bu gelişmelerden duyulacak heyecanı maalesef göstermedi. Neden?

Maalesef daha önce de örneğini yaşadığımız olaylar yaşandı. Sorunların çözümü etrafında buluşmak yerine, sorunların güncel örnekleri etrafında toplanıldı. Seyri hukuka bırakılması gereken bir olay, neredeyse bir taraflaşmaya, ayrışmaya yol açtı.

“BİR KİŞİNİN HATASI, NE BİR KURUMUN NE DE BİR MESLEK GRUBUNUN HATASIDIR”

Bize gelecek ve huzur vaat eden gerçek gündemden kopmak hatadır. Öte yandan, suç ve ceza şahsidir. Bir kişinin hatası, ne bir kurumun ne de bir meslek grubunun hatasıdır.

İyiler toplumun büyük çoğunluğunu oluşturur. İnsan özünde iyidir, iyi davranış iyiliği daha da geliştirir.

Aziz vatandaşlarım, biz toplum olarak, salgının dehşet saçtığı günlerde sağlık çalışanlarına Sağlık Ordusu adını verdik. Hiçbirimiz, şimdi bunun göz ardı edilmesine izin veremeyiz. Bize yakışan bu doğru tarife halel getirmeyelim. Biri milletini düşmana, biri milletini hastalıklara karşı koruyan iki ordumuz var. Ordu-millet olan bu toplum, bu iki orduyu ayıramaz.

BAKAN KOCA’DAN ÜÇ VURGU

Sözlerimi üç vurguyla bitirmek istiyorum:

Hasta haklarının korunmasında hassasız.

Hasta-sağlık çalışanı arasındaki ilişkiyi daha olgun hale getireceğiz.

Sağlıkta her türlü şiddet olayına, sağlık çalışanlarının açılan davalarda haksız bedeller ödemesine karşı Sn. Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde gereken adımları atacağız.

Halkımızın ve sağlık çalışanlarının bilmesini isterim: Cumhurbaşkanımızın hasta haklarına ve çalışanlarının hukukuna verdiği önem, en büyük gücümüzdür. Halkımıza, sağlık çalışanlarımıza sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

“SİZİN VERDİĞİNİZ HİZMETLERİ KRİTİK ANLARI YAŞAYAN BİLİR”

Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Acil Tıp Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü kutlayan Bakan Koca, “Acil Tıp Teknisyenleri ve Acil Tıp Teknikerleri! Sizin verdiğiniz hizmetleri herkes bilmez, kritik anları yaşayan bilir. Ambulanstaki hasta, olay yerinde ilk müdahaleyi yaptığınız yaralı bilir. Sizi takdir eden hekim bilir” dedi.

 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin