'Aziz Ayşe' izleyiciyle buluşuyor

Elfe Uluç’un ilk uzun metrajlı filmi 1 Kasım'da gösterime girecek.

Google Haberlere Abone ol
'Aziz Ayşe' izleyiciyle buluşuyor

Geçtiğimiz yıl uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde, Uluslararası Ankara  Film Festivali’nde ana yarışma bölümünde yarışan, Londra Türk Film Festivali, Uçan Süpürge Kadın Film Festivali, Malatya, Gaziantep film festivalleri bir çok festivalde gösterilen  Elfe Uluç’un ilk uzun metrajlı filmi 1 Kasım'da vizyona giriyor. Daha önce kısa film, belgesel ve videoart işlerinden tanıdığımız Uluç'un ilk uzun metrajlı filmi 'Aziz Ayşe', İstanbul’da yaşayan iki farklı dünyayı yanyana getiriyor.



Beyaz Türk, hijyen ve steril bir kesim ile güneydoğulu, koyu tenli, mağdur insanları... İstanbul’daki köpükleri ve çöplükleri. 'Aziz Ayşe' bir yandan da feminist bir film. Hem fiziken güzel ve çekici kadınların toplumda çoğu zaman kendilerini, bir adım geride tutmak ve bastırmak zorunda kalmış olabileceğine dikkati çekiyor, hem Engin Altan Düzyatan’ın canlandırdığı karakter ile metroseksüel erkekleri ti'ye alıyor. Filmin kadın karakterini  ise Feride Çetin canlandırıyor.



Hikaye daha derinde ahlakın, iyilik yapmanın yalan söylemenin çelişkilerine odaklanıyor. Film kamera dili ve anlatımıyla da modern ve deneysel bir üslup kullanıyor.  Tıpkı bir yalan makinesi gibi gerçek ile taklit arasındaki ilişkiyi açığa çıkarmayı hedefliyor. 



Biolojik olarak kadın olanlar ile  kendini kadın hissedenler, gerçek oyuncular ile doğal kastlar, gerçekle gerçek olmayan gerçek : yani 'yalan'  arasında felsefi sorular soruyor film. Söylenebilen tek gerçek bazan yalandır diyor, izleyiciye adeta.



Filmin Hikayesi



Ayşe, çöplerden kazandığını aç kalmak pahasına camiye, Mehmetçik Vakfı'na ve hayır kurumlarına bağışlayan bir kâğıt toplayıcısıdır. Erkek görünümünün altında kendini kadın hissetmektedir. Bir tesadüfle bir gün bir çiftin hayatına girer.Ve kendi de dahil bu üç kişinin hayatlarının değiştiği bir yolculuk başlar.



Öykü maddeyi (çöpü) Ayşe maddeye (paraya) değil maneviyata (yardıma) dönüştüren bir modern çağ peygamberini konu ediyor. Sorgulayıcı bir kamera eşliğinde kentin en fakir ve en seçkin semtleri arasında yolculuk ediyor. Tarlabaşı’ndan ya da Avcılar otobanında çalışan kızlardan, Boğaz’a Bebek’e, veya  Maslak’taki medya kulelerine yolculuk ediyor.



Filmin değişik oyuncu kadrosu  Aziz Ayşe’nin değişik bir oyuncu kadrosu bulunuyor: Kağıt toplayıcısı Ayşe’nin (Melikşah Yardımcı) kendini canlandırdığı filmin ‘Cadının Bohçası’  adlı otobiyografik oyunu ile tanınan ayrıca Taraf gazetesindeki yazılarından tanıdığımız, tek kişilik tiyatrosuyla yalnızca ülkemizde değil dünyanın her yerine davet edilen  politik sanatçı Esmeray, Aydın Esen gibi müzisyenlerle çalışmalarından da tanıdığımız jazz müzisyeni Şenol Küçükyıldırım, Ferhan Şensoy tiyatrosunun oyuncularından Orhan Ertürk ve Cenk Sözeri yer alıyor. Filmin özgün temaları fransız elektronik müzik kompozitörü Pascal H. Lesport’a ait. Filmde David Darling, Nil Karaibrahim, Hande Yener, Zeki Müren, İncesaz, Ajda Pekkan, Mercan Dede, Bogatini gibi sanatçıların parçaları yer alıyor. 



Ayşe’yi canlandıran Melikşah Yardımcı



Ayşe rolü ile kendini canlandıran Melikşah Yardımcı, Muş doğumlu. Dedeleri İran’dan, evliyalar, ermişler sülalesinden geliyor.Dolapdere’de Ayşe’ye yardımlarından ötürü Aziz lakabı takılması gerçeğe denk düşmüş bir tesadüf aslında.Film, hepimizin, modern ve yalnız insanların çöpünü toplayan ve o çöpü sevgi olarak geri dönüştüren bir modern çağ ermişini anlatıyor.Ayşe maddeyi maddeye değil maneviyata dönüştürmeyi akıl eden bir efsanevi bir kişilik. Filmde de oyuncuları, gerçeği, her şeyi değiştiriyor Ayşe. 



Filmin ayrıntılı konusu



Ayşe, çöplerden kazandığını aç kalmak pahasına hayır kurumlarına, camiye, Mehmetçik Vakfına bağışlayan bir kağıt toplayıcısıdır. Erkek görünümünün altında içinde bir kadın ruh haliı ve hissiyatı taşır. Bir tesadüfle bir gün bir çiftin hayatına girer.Ve kendi de dahil bu üç kişinin kimliklerin ve hayatlarının değiştiği bir yolculuk

başlar. Ayşe işgal ettiği sahipsiz bir evi elinden almak için komşularının onu öldürmek istemelerinden korkar. Medyada önemsiz bir işi olan Elif Ayşe ile tanışınca büyülenir. Bir anda bir belgesel film çekmeye soyunur. Amerika'da okumuş, Türkiye'de tutunmakta zorlanan uzun surely sevgilisi Murat, Elif'i hem kaybetmekten korkacak, hem kıskanacaktır.



Küllenmekte olan ilişkileri bir sınava girer. Murat Elif'e ilk kez büyük bir konser aldığı yalanını söyler. Elif içinde bastırdığı başka bir kadının sesini duymaya başlamış, değişmiştir. Murat'tan etkilenmez, işine asılır; Belgesel yönetmeni olmaya karar vermiştir; Murat'tan ayrılır... Bu olaydan sonra Murat'a gerçekten büyük bir konser teklifi gelir.Yalanı sanki gerçek olmuştur.



Ölüm tehdidi hisseden Ayşe ise komşularının kendisini sürekli izlemelerinden şikayet eder. Bir evde namuslu bir şekilde yaşamasına kimsenin karışmamasını istemektedir… Elif, Ayşe’yi komşulardan korumak için belediyeden bu evin ona  tahsis edilmesini sağlar. Dolapdere’deki bu binada 20 yıldan fazla bir süredir yaşadığı için kendisine izin verilir. Ayşe çok mutlu olur, evi boyar, rasta saçlarını keser, sıradan bir yaşama başlar…Fakat içindeki gözetlenme duygusundan kurtulamaz. Ve bir gün  evi terk eder. Eski kılıklarıyla, geldiği sokaklara döner…Belediye sahipsiz evleri yıkmaya başlar, Ayşe’nin evi de yıkılır.



Elif bir belgesel yönetmeni, Murat başarılı bir müzisyen, Ayşe de eskisi gibi sokaklarda yaşayan bir kağıt toplayıcısı olarak yaşamlarına devam ederler.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin