Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte ABD ve İngiltere'ye
yaptığımız seyahatten, gündeme dair haberleri aktardık günlerdir.
Biraz da gezinin farklı yönlerine ilişkin izlenimlerimi
paylaşayım:
ANA'nın kabin ekibi
Fatma Sarı, Jülide Çakır, Neşe Özkarasu, Nezaket Gök ve Sevyeter Aydın. Bu beş isim, insanların işlerini ne denli içten, ne kadar başarılı ve ne derece özenli yapabileceklerinin canlı kanıtları.
Başbakan'ın ABD ve İngiltere seyahatinde ANA uçağında görev yapan hosteslerden bahsediyorum. Dört günde dört uçuş yaptık: Ankara - New York, New York - Washington, Washington - Londra ve Londra - Ankara. İnanın zerre kadar abartmıyorum, şimdi sayacaklarım uçuşların her dakikasında geçerliydi:
Güleryüz, samimiyet, ilgi, titizlik, sempati, pratiklik, zarafet, enerji... ANA'nın hostesleri, an geldi uyumakta olan bizlerden birinin üzerine battaniye serdi hissettirmeden, an geldi "Siz seviyorsunuz" deyip, yolculardan birine istememiş olmasına rağmen bir yiyecek ya da içecek getirdi. Uçağın arkasındaki mutfak bölümü gezi boyunca sürekli tam bir arı kovanı görüntüsündeydi.
Ve bu arada inanılır gibi değil ama hepimize sürekli isimlerimizle hitap ettiler. Böyle bir hafıza ve hassasiyet o yoğun temponun içinde daha da çarpıcıydı. Uçaktakilerin bir bölümü oruç tutuyordu. Kabin ekibi, iftar ve sahur servislerini de mükemmel gerçekleştirdi. Oruç tutmayanlara da sürekli ve alternatif üreterek hizmet verdi.
Üstelik daha birkaç saatin sonunda, kim çayını şekerli içiyor, kim limonlu; kim nar suyu seviyor, kim kolayı tercih ediyor hepsini zihinlerine kaydetmişlerdi bile. Bütün bu yoğunluk içinde makyajlarını düzenli olarak tazelemeyi bile ihmal etmediler. Sıcaklıklarına, bakımlılıklarını da ekleyerek çalıştılar.
Sonuç olarak bu beş hanımefendi, çok yorucu bir geziyi, hepimiz
için güzel bir anıya çevirmeyi başardılar
Tavla rekabeti
Başbakan, beraberindeki heyet ve bizleri taşıyan uçakta, uzun uçuşların sıkıcılığını hafifleten en gözde aktivite tavla oynamaktı.
Erdoğan'ın özel müşaviri Mücahit Arslan ve danışmanlarından Yalçın Akdoğan, tavla partilerinin en sert ve başarılı oyuncuları olarak öne çıktılar.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu ikiliye ne Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli rakip olabildi, ne Dış Politika Danışmanı Egemen Bağış ne de (ben dahil) diğer isimler.
En heyecanlı oyunlar da yine Arslan ile Akdoğan arasındakiler oldu. ANA uçağının tavla gündemi gerçekten yoğun, heyecanlı ve keyifliydi.
Kim ne okuyor?
Tavla rekabeti ANA uçağının gazeteci yolcularının çoğunun elinde kitap vardı seyahat boyunca. Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmail Küçükkaya ile birlikte, habercilerden kimin ne okuduğunun listesini yaptık.
İşte o liste:
Ertuğrul Özkök - The Jesus Dynasty (James D.Tabor) Hasan Cemal -
The Shia Revival (Vali Nasr)
Fatih Altaylı - Yerli ve yabancı dergiler
Mustafa Karaalioğlu - Bir Albüm Dolusu Cinayet (Eugenia
Parry)
İsmail Küçükkaya - Ölümsüz Atatürk (Vamık Volkan)
Nuri Elibol - Hayali Ölümler (Michel Schneider)
Murat Çelik - Patasana (Ahmet Ümit)
Ekrem Dumanlı - The Extreme Future (James Canton) Tayfun Devecioğlu
- State of Denial (Bob Woodward)