AKP'den milletvekili seçilen eski futbolcu Hakan Şükür'ün şike operasyonu sonrasında yaptığı "Ben sporculuk hayatımda hep yalnız kalmayı tercih ediyordum çünkü, çok içli dışlı olduğunuz zaman bazı şeylerden ister istemez belki tehditle belki başka şeylerle işin içinde olabilirsiniz” şeklindeki açıklaması üzerine Radikal gazetesi yazarı Kenan Başaran bugün köşesinde bu fotoğrafı yayımlayarak aşağıdaki yorumu kaleme aldı:
Aynı denizde yüzmüşüz biz
7 gün sonraysa koskaca Fenerbahçe’nin küme düşeceği konuşulur
oldu. Beşiktaş da plase...
Yargı, nihayet ‘sigara dumamınını’ tutmak için harekete geçti.
Futbolda şike olduğu konusunda kimsenin şüphesi olmasa da iş ‘Hadi
anlat kardeşim’e gelince cevap klişeydi: “Şike sigara dumanına
benzer, göürsün ama elinle tutamazsın.” Pazar günü başlatılan ve
ezberleri bozan soruşturmanın iddianamesi çıkmadan, onu bunu küme
düşürmenin; elinden kupasını almanın alemi yok ama geçmişte halının
altına süpürülen pislikleri de bu vesileyle dillendirmekten geri
durmayalım. Örnekse, soruşturmanın sadece bir yıllık bir sürece
hapsedilmesine karşı çıkalım. Zira hiç kimse masum değil bu oyunda!
80’leri 90’ları geçtim, 2000’lerdeki şaibeler ortada duruyor. Ali
Fevzi Bir’in hakem ve hocalarla yaptığı telefon konuşmaları delil
sayılmamıştı. Tahminim bu operasyonla da geçmişin bütün kirli
çamaşırlarını ortaya dökmekten ziyade, bundan sonrasına ‘ayağınızı
denk alın’ denilmek isteniyor. Şiddet Yasası’na bir destek
yani.
Bu arada, vekilimiz Hakan Şükür’ün açıklaması beni şaşırttı. Şöyle
diyor: “Benim çok değerli arkadaşlarım var, çocukluğumuzu beraber
geçirdiğimiz. Ama ben sporculuk hayatımda hep yalnız kalmayı tercih
ediyordum çünkü, çok içli dışlı olduğunuz zaman bazı şeylerden
ister istemez belki tehditle belki başka şeylerle işin içinde
olabilirsiniz.” Şükür’ün sözünü ettiği arkadaş Bülent Uygun. İş
ortaklığı da var. Uygun, kendisiyle yaptığım bir röportajda daha
önce futbolda şike iddialarına adı karışan Sedat Peker ile gurur
duyduğunu açık açık söylemişti. Hakan Şükür, futbol dünyasında
yalnız olduğunu söylüyor ama arşivler de orada. Şükür ve Peker’in
‘aynı denizde’ ‘beraber yüzdük’leri görülüyor