Sevgili Medyatava Editörleri,
Aykut Işıklar tarafından mahkemeye verileceğinizi üzülerek
öğrendim.
Bu maili geçmiş olsun dileklerimi sunmak için yazıyorum.
130 sanatçı, 400 tiyatroseverin katıldığı ve Tiyatro
Eleştirmenler Birliği,
TOMEB (Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği) ve TOBAV Genel Merkezi
gibi meslek örgütlerin şiddetle kınadığı ve Eleştirmenler
Birliği'nin kınama metninde kamuoyuna "zavallı bir
magazincinin faşizan düşünceleri" olarak yansıyan yazıyı sanırım
herkes yanlış anlamış!
Yazarın bu kişilere de dava açacağını düşünerek, mahkeme
koridorlarının epey kalabalık olacağını öngörüyorum.
Daha önceleri hakkımda çok güzel yazılar da yazmış olan, yaptığım
programları, yönettiğim oyunları yere göğe sığdıramayan ama her
nedense birden bire fikir değiştiren ve bana kökenim
nedeniyle değil, tiyatrocu olmadığım için dil uzattığını
söyleyen Sayın Işıklar'ın 27 Mart 2008 tarihli yazısını da yorumsuz
olarak paylaşmak istedim.
Oysa bilmeden konuşacağına sayıları her gün artan tatlıcı
dükkanlarınla ilgilense ya. Bak masaları ne kadar kirli... Ayrıca
Nedim'in bu tatlıcı işi nereden geliyor? Onu da anlamış değilim.
Kazandibi, keşkül, sütlaç gibi süt ürünlerinden yapılan tatlılar
Osmanlı'dan kalmadır.
Osmanlılar zamanında bu işi de Boşnaklar yapardı biliyorum ben. Keşkülün Saban'ın kökleri ile ne ilgisi var? Gayrımüslüm vatandaşlarımızın kazandibi sattığını ilk kez Nedim Saban'da görüyorum. Hoş Nedim aslını inkar eder. Yakında sütlaç ve kazandibinin ana vatanı Tel-Aviv ve Hayfa denilirse şaşırmayın. Yunanlılar'ın baklavaya bile sahiplenmesi gibi... Nedim şimdi bu yazdıklarıma da bozulacaktır.
Ben de üzgünüm. Perşembe sabahı Kadir Topbaş'ın basın açıklamasına kadar konuşmasa idi. Toplantı davetiyesinde bakın ne yazıyor; 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, 2010 Avrupa Kültür Başkenti sıfatına layık görülen kentimizi daha ileri bir noktaya taşımak amacıyla 2004 yılından bu güne yeni kültürel mekânlar açmak, mevcut sahneleri yenilemek ve İstanbul halkının tiyatroya olan ilgisini artırmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.
Nedim Perşembe sabahı benim yanımda stajyer muhabir olarak bu toplantıya gelebilir, her soruyu sorabilirdi. Harbiye Tiyatrosu yıkılacak mı, yoksa nasıl modernleşecek öğrense idi. Tabii kazandibi karıştırmayı ve bankalara para yatırmayı ertelemek de zor. Aaa şimdi aklıma geldi. Başkan da Saray Muhallebicisi'nin sahibi değil mi?
Demek Nedim'in ticari rakibi. Tiyatro salonları bahane imiş, iş muhallebici kavgası imiş. Başkan Topbaş beni ilgilendirmez ama Saray'ın çorbasına tavuklu pilavıma, her türlü yumurtasına ve tavuk göğsüne dil uzatanı çok fena yaparım. Hayatım onlarla birlikte geçti.
Son olarak, bugün sitenizde yayınlanan yazarın yanıtında
baklava tüccarı olduğumla ilgili iddiaları esefle kınıyorum.
Baklava tücccarlığı değil, sütlü tatlı ticareti yapıyorum. Yazar,
baklavacı olduğumu iddia ederek, baklavacılara hakaret etmiyor
mu?
Yazar, benim devlet yardımı alamadığım için ortalığı
karıştırdığımı iddia etse de, tiyatrom 12 yıldır devlet yardımı
almaktadır.
Yine yazar, dünkü yazısında Atatürk Kültür Merkezi'nin
onarıldığını iddia etmiştir. Tiyatrocu olmadığım için, görememiş
olabilirim ama AKM bir yıldır kapalıdır ve henüz bir çivi bile
çakılmamıştır.