Ayçiçek yağları ve ekmeğe zam mı geliyor? Dünya gazetesinden Ali Ekber Yıldırım Rusya-Ukrayna savaşını değerlendirdi, buğday ve ayçiçek yağ fiyatlarını gündeme getirdi

Rusya-Ukrayna savaşı yüzünden Türkiye'deki bazın ürünlerde fiyat artışı mı yaşanacak? Özellikle ayçiçek yağları ve ekmek fiyatlarında artış mı olacak? İşte Dünya gazetesinden Ali Ekber Yıldırım'ın konuyla ilgili yazısı...

Google Haberlere Abone ol
Ayçiçek yağları ve ekmeğe zam mı geliyor? Dünya gazetesinden Ali Ekber Yıldırım Rusya-Ukrayna savaşını değerlendirdi, buğday ve ayçiçek yağ fiyatlarını gündeme getirdi

Dünya gazetesinden Ali Ekber Yıldırım'ın "Türkiye'nin tarımda en fazla ithalat yaptığı iki ülkenin savaşı" başlıklı yazısı

Rusya-Ukrayna savaşında insanlar can derdinde. Kimileri yaşamını yitirirken, kimileri topraklarını, vatanlarını terk etmek zorunda kalıyor. Böyle bir dönemde onların ürettiği, ihraç ettiği tarım ürünleri üzerinden konuşmak, yazmak çok anlamsız geliyor. Fakat yaşamın gerçeği de bir kez daha kendini gösteriyor. Savaş insanları öldürüyor. Tarımsal üretim, gıda, su, insanları yaşatıyor. Bu nedenle savaşı değil, yaşamı, üretimi savunmalıyız.

Günümüzde yaptırımlar, kısıtlamalar sadece finansal araçlar veya savunma sanayi üzerinden uygulanmıyor. Gıda ürünleri üzerinden de ambargo uygulanıyor. Gıda ambargoları çok daha etkili oluyor. Türkiye'nin etrafındaki ülkelere bakıldığında bu ambargolar hep gündemde. Rusya, Irak, Suriye, İran'a yönelik ambargolar çok etkili oldu.

Kaldı ki, bir ülkede yaşanan sorun dünyanın diğer ülkelerini de olumsuz etkiliyor. Rusya- Ukrayna savaşında tam olarak bunu yaşıyoruz. Savaşın bir an önce sona ermesini istiyoruz.

Bu savaştan da alınacak birçok ders var. Özellikle tarım ve gıda konusunda. Bu savaştan tarım ve gıda için çıkarılacak en önemli ders, Rusya ve Ukrayna'nın tahıl üretimindeki yeri. Rusya ve Ukrayna tahıl üretiminde ve ihracatında dünyanın en önemli iki ülkesi. Bu iki ülke arasındaki savaş dünya tarım ve gıda piyasalarını doğrudan etkiliyor. Rusya'nın saldırısı ile birlikte özellikle buğday, mısır, soya, ayçiçeği fiyatlarında önemli artışlar oldu. Yani savaşla ilgili olmayan insanların sofrasındaki gıdanın fiyatı arttı. Hiç kimse "Rusya-Ukrayna savaşı bizi etkilemez" diyemez.

 

"Bir silah olarak tahıl"

Rusya, o zamanki adıyla Sovyetler Birliği, 1979'da Afganistan'a müdahale ettiğinde ve 9 yıl süren savaşın henüz ilk yılında TIME Dergisi, 21 Ocak 1980 tarihli sayısında buğday başakları ile kaplanan kapağında "GRAIN AS A WEAPON/ WHO WINS-WHO LOSES" başlığı ile çıktı. O zamanlar da gıda, tahıl en önemli gündem konusuydu. TIME dergisi "Bir Silah Olarak Tahıl" başlığı atmış ve kimin kazanacağını, kimin kaybedeceğini sorguluyordu.

Ayçiçek yağları ve ekmeğe zam mı geliyor? Dünya gazetesinden Ali Ekber Yıldırım Rusya-Ukrayna savaşını değerlendirdi, buğday ve ayçiçek yağ fiyatlarını gündeme getirdi - Resim : 2

Afganistan savaşını kaybeden Rusya, bugün, füze sistemleri, nükleer silahlarda yani savaşta kullanacağı silah sistemlerinde dünyanın en önemli ülkelerinden birisi. Ama aynı zamanda tahıl üretiminde de çok büyük başarılara imza attı. O yıllarda tahıl ithalatçısı konumunda olan Rusya, bugün dünyanın en önemli tahıl ihracatçısı ülkelerden birisi. Özellikle buğdayda dünyanın en büyük ihracatçısı konumunda.

Dünya buğday ihracatının yüzde 20'sini Rusya, yüzde 10'nu Ukrayna gerçekleştiriyor. Tahıl eğer bir silah ise bunu en iyi kullanan iki ülke. Sadece buğday üzerinden değerlendirildiğinde, Rusya'nın buğday üretimi ortalama 77 milyon ton, ihracatı 35 milyon ton. Bu sezon yapılan ihracat miktarı 24 milyon ton seviyesinde.

 

Ukrayna'nın buğday üretimi 33 milyon ton, ihracatı 24 milyon ton. Bu sezon yaptığı ihracat 17.8 milyon ton.

Buğdayda fiyat artışı rekor üstüne rekor kırıyor

İki ülkenin elinde ihraç edilmek üzere 14-15 milyon ton buğday var. Ama savaş çıktığı için bu ithalat kolayca yapılamıyor. Özellikle Ukrayna limanlarını kullanamıyor. Rusya, yaptırımlar nedeniyle bu buğdayı ihraç edemezse sadece Rusya değil dünya bundan olumsuz etkilenir.

Nitekim uluslararası ajansların haberlerine de yansıdığı gibi, Chicago Borsası'nda vadeli buğday satışlarında fiyat sadece bir günde yani 28 Şubat'ta yüzde 8 arttı. Bu son 10 yılın en yüksek artışı. Buğdayın tonu 2020 yılında ortalama 232 dolar, 2021 yılında ortalama 293 dolar iken savaşın etkisi ile hızla artan fiyat 343.6 dolara ulaştı. 28 Şubat kuru ile 4 bin 758 lira seviyesine yükseldi. Mısırın vadeli kontratları %3.7 artarak ton başına 267,7 dolar yani 3 bin 707 lira ve soya fasulyesi de yüzde 2,5 artarak ton başına 596,7 dolara yani 8 bin 264 liraya yükseldi.

 

Savaşın devam etmesi durumunda tahıl fiyatları başta olmak üzere gıda fiyatlarındaki artış devam edecek. Bu da özellikle tarımsal üretimi yetersiz olan, üretemeyen ülkelerde, yoksulların yaşamını tehdit ediyor.

Türkiye, Rusya ve Ukrayna'dan buğday, arpa, mısır, ayçiçeği, yem sanayinde kullanılan kepek, küspe gibi birçok ürünü ithal ediyor. Bu ithalatı ya yapamayacak ya da başka ülkelerden çok daha pahalıya alacak. Yani ithalata daha fazla döviz ödeyecek.

Türkiye'nin ithalatında Rusya birinci,Ukrayna ikinci

Dış ticaret verilerine bakıldığında durum gerçekten vahim. Agrimetre'nin Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu için hazırladığı tarım ve gıdadaki dış ticaret verileri incelendiğinde Türkiye'nin 2021 sonu itibariyle tarım ve gıda ürünleri ihracatı 25.1 milyar dolar, ithalatı ise 19.5 milyar dolar. Dış ticaret fazlası 5.6 milyar dolar. Tarımda dış ticaret fazlası veriyoruz diye övünecek miyiz?

Tarımsal potansiyeli yüksek, her ürünün yetiştiği, iklimi, coğrafyası, ürün çeşitliliği ile dünyada örnek gösterilen Türkiye'nin, en az 50 milyar dolar tarım ürünü ihraç etmeli. İthalatı ise yetiştirilemeyen bir kaç ürün ile sınırlı olmalı. Örneğin, Türkiye, dünyanın en fazla ayçiçeği ithal eden ülkesi olmamalı.

Dış ticaret verilerinde en dikkat çekici olan durum, Türkiye'nin tarım ürünleri ithalatında Rusya'nın ilk sırada, Ukrayna'nın ikinci sırada olması. Yani Türkiye'nin en fazla tarım ürünü ithal ettiği iki ülke şu anda savaşıyor.

 

En fazla ithal edilen 3 ürün buğday, soya, ayçiçeği

Türkiye, 2021 yılında Rusya'dan 4.3 milyar dolar, Ukrayna'dan 1.5 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi. İthalatta üçüncü sırada ise 1.4 milyar dolar ile Brezilya var.

Türkiye'nin tarım ve gıda ihracatında ilk sırada Irak, ikinci sırada Almanya var. Rusya ise 3.sırada. Irak'a ihracat 2.8 milyar dolar, Almanya'ya 1.7 milyar dolar ve Rusya'ya yapılan ihracat 1.6 milyar dolar.

Ürün bazında bakıldığında ise en fazla ithal edilen ürün buğday. Türkiye, 2021'de 8.4 milyon ton buğday ithalatına 2.5 milyar dolar ödedi. İkinci sırada 2.5 milyon ton ile soya ithalatı var. Soya ithalatına ödenen döviz yaklaşık 1.4 milyar dolar. Üçüncü sırada ise 897 bin ton ithalatla ham ayçiçeği yağı var. Ham ayçiçeği yağına ödenen döviz yaklaşık 1.2 milyar dolar. Türkiye 2021'de 1 milyon 490 bin ton kepek ithalatına 342 milyon dolar ödedi. Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ilk üç ürünün ise fındık, un ve makarna olduğunu belirtelim.

Özetle, Rusya, Ukrayna savaşı tarım ve gıda açısından bakıldığında her ülkeyi olumsuz etkiliyor. Ama en fazla etkilenecek ülkelerin başında Türkiye var. Türkiye'nin tarım ürünleri ithalatında Rusya ilk sırada, Ukrayna ikinci sırada. Bu iki ülkede savaş var ithalatı başka ülkelerden yapalım dediğinizde bu kez yükselen fiyatlar nedeniyle ithalata daha fazla döviz ödemek zorundasınız. Çözüm, ülkenin tarım potansiyelini üretimle değerlendirmek. İthalat politikasından vazgeçerek üretim odaklı politika uygulamaktır.

 

Ekonomi büyürken tarım neden küçüldü?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) büyüme verilerini açıkladı. TÜİK'e göre 2021'de ekonomi yüzde 11 büyürken, tarım yüzde 2,2 oranında küçüldü. Bu küçülmenin temel nedeni 2021'de yaşanan kuraklık, artan girdi maliyetleri, ithalat ve dışa bağımlılık, çiftçinin para kazanamaması nedeniyle üretimden çıkması şeklinde özetlenebilir.

Tarımda küçülmenin nedenlerini sosyal medya üzerinden okurlarımıza, takipçilerimize sorduğumuzda verilen yanıtların büyük bölümü, “üretim planlamasının yapılmaması, tarım alanlarının betonlaşması ve amaç dışı kullanılması, girdi fiyatlarının yüksek, ürün fiyatlarının üreticide çok düşük kalması, ithalata verilen kaynağın çiftçiye verilmemesi yani tarımın yeterince desteklenmemesi, enerji, gübre, mazot başta olmak üzere temel girdilerdeki dışa bağımlılık, hükümetin yanlış tarım politikaları” şeklinde uzayıp gidiyor.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin