TV ile ilgili düzenlemeleri içeren Sınırötesi Yayın Direktifi daha sonra Avrupa Konseyi ülkeleri ve bu arada Türkiye tarafından da kabul edilen Avrupa Sınırötesi Yayın sözleşmesinin esasını oluşturmuştur. Bu sözleşmenin hemen bütün ilkeleri de halen yürürlükteki RTÜK yasısında aynen mevcuttur. Dolayısıyla bu alanda yapılacak bir şey bulunmamaktadır.
Ancak bu sektörün AB’ye katılmadan ötürü çok hızlı bir gelişme göstermesi kaçınılmaz. Çünkü benzer durumdaki bütün ülkelerde aynı olaya tanık olundu. AB’ye gidemeden önce Türkiye’deki gibi reklam yatırımları toplam GSMH’nın yüzde yarımı dolayında olan Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde bu oran hızla % 2’ye yükseldi. Şu anda benzer bir süreç adaylık döneminin sonuna yaklaşan Romanya ve Bulgaristan’da da yaşanıyor. Türkiye’de reklam yatırımlarının artması ve ekonominin büyümesine paralel olarak bu sektöre giren paranın artması kaçınılmaz.
Bu ise Türkiye’yi bugüne kadar bu alana girmekte çekingen davranan yabancı sermaye için daha da cazip hale getirecektir. Bu arada yasalardaki yabancı mülkiyeti ile ilgili sınırlamalar da kalkacağı için bu sektöre daha fazla yabancı şirketlerin girmesi, son bir yıldır ilk belirtileri görülen bu gelişmenin önümüzdeki dönemde artması çok muhtemel.