BABAOĞLU'NUN VATAN'DA YAYINLAAN YAZISI:
"Aşk"ı asıl kadınlar yazıyor...
Aşkı kadınlar okuyor, erkekler yazıyor...
Aktüel Dergisi'nin aşk romanlarını, aşk edebiyatını konu edinen
kapak dosyasının başlığı böyle...
Doğru mu? Bir bölümüyle, doğru.
Ama ima ettiği, hatta iddia ettiği şey baştan aşağı yanlış....
Önce doğru olanın ne olduğuna bakalım.
Evet, aşkı kadınlar okuyor. Daha doğrusu, kadınlar okuyor...
Çünkü araştırmalar ve yayınevleriyle dağıtım şirketlerinin
gözlemleri gösteriyor ki, ülkemizdeki edebiyat okurunun üçte
ikisini kadınlar oluşturuyor.
Aktüel'in iddia ettiği şeye gelince...
Orada medyatik bir yanılsama var.
Bir görme bozukluğu bu. Dahası salgın ve yaygın bir hastalık
bu.
Aşkı, aşk romanlarını, aşk yazılarını, genel olarak aşk üzerine
edebiyatı sadece erkek yazarlarla bağlantılandırıyoruz.
Bazı erkek yazarlar "aşk yazarı" diye etiketleniyorlar. Sonra bu
etiket büyüdükçe büyüyor, üzerlerine yapıştıkça yapışıyor.
Romanlarındaki tarihi arka plan, siyasi serüven, polisiye gerilim
hiç umursanmıyor.
Giderek medya, yazar ve okur üçgeni bu etiketi seviyor,
kabulleniyor ve bu etiket üzerinden ciddi bir piyasa düzeni
oluşuyor.
Sonra da garip bir önyargı zihinlere yerleşip gitgide kemikleşiyor:
Neymiş, aşkı erkekler yazarmış...
Yok canım! Ne ilgisi var!
Aktüel Dergisi'nden bana sorduklarında da söyledim (ama o
görüşlerimi derginin ilgili sayfalarında bulamadım.)
Kadın yazarlar her zaman ve derinlemesine aşkı yazıyorlar. Benim
gözümde, modern edebiyatın en iyi aşk romanlarına, öykülerine imza
atanlar kadınlar...
Fakat ne yazık ki edebiyat üzerine popüler önyargılar bir yerden
sonra bilgiye değil, bilgisizliğe hizmet ediyor.
"Erkekler aşk yazıyor, kadınlar okuyor" gibi iddiaların ardında
birkaç ünlü ve çok satan yazarın kopardığı gürültünün yanıltıcı
etkisi ve böyle bir cehalet yatıyor.
Bana sorarsanız 20. yüzyılın en müthiş, en büyük, en sarsıcı aşk
yazarı Margueritte Duras'dır. Duras ısrarla ve alabildiğine yakıcı
bir üslupla aşk yazmıştır.
Sonra... Bizim adını çok sık işittiğimiz erkek "aşk yazarlarından
hangisi Iris Murdoch kadar cesurca kadın-erkek ilişkilerini
romanlarına konu etmiştir, merak ediyorum?
Murdoch'in eline bu konuda su dökebilecek çok az erkek yazar
görüyorum ortalıkta.
Ve çok sevdiğim yazar Jeanette Winterson geliyor şimdi aklıma.
Winterson'ın son romanlarındaki aşk, emin olun; aşka ömür, giysi ve
ruh biçen erkek yazarların hiçbirinde yok...
Bizden örnek istiyorsanız, hemen 70'ler kuşağından Sevgi Soysal,
Tomris Uyar, Pınar Kür'ü okuyun, ne demek istediğimi
anlayacaksınız.
Yine son kuşaktan hemen aklıma gelen isim Aslı Erdoğan. Nasıl da
derin bir aşk ve kadın-erkek ilişkileri sorgusu vardır onun
romanlarında!..
Galiba işin başka yanına bakmak gerek.
Belki de "kadınlar zaten yazsa yazsa, aşk yazar" diye düşünülüyor
ve bu açıdan yapıtlarına özel bir dikkat gösterilmiyor. Belki
alttan alta kadınlar "yazar" sayılmıyor...
Ve asıl olan şu ki, kadın okurlar erkekler "aşk" yazdığında "vayy
be, adam beklenmeyen bir şey yapmış!" duygusuna kapılıyor.
Belki kadın okurlar erkek yazarlarla uzaktan uzağa erotik bir
ilişki kuruyor.
Ne dersiniz? Bu noktaların üzerinde durmaya değmez mi?
AŞKIN KİTABINI KİM YAZIYOR?
Aktüel dergisi bu hafta kapağına aşk edebiyatını ´Aşkı kadınlar okuyor, erkekler yazıyor´ başlığıyla taşıdı. Vatan yazarı Haşmet Babaoğlu karşı çıktı: ´Böyle iddiaların ardında birkaç ünlü ve çok satan yazarın kopardığı gürültünün yanıltıcı etkisi ve böyle bir cehalet yatıyor.´
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin