Anlatma gücü kalmayan insanın edebiyatı: 'Hayıflanma'

Fırat Caner’in 'Hayıflanma' adlı anlatısı Komşu Yayınları tarafından yayımlandı.

Google Haberlere Abone ol
Anlatma gücü kalmayan insanın edebiyatı: 'Hayıflanma'

'Hayıflanma’nın kurmaca anlatı türünün olanaklarına ilişkin bir arayış metni olduğunu söylemek mümkün. 



Bir konusu olmadığı gibi, parçalar arasında bir süreklilik varmış hissi uyandıran anlatı kişilerinin tanıtlayıcı özellikleri de yok. Bir okurun tavsiye ederken başkasına anlatamayacağı, bir öğrencinin özetleyemeyeceği ve başka metinlere atıflarla örülmüş olması sebebiyle de bir yazarın gönderme yapmakta sıkıntı çekeceği son derece özgün bir eser. Kitabın temel sürükleyici unsuru Fırat Caner’in dille kurduğu ilişkinin ta kendisi. Bu nedenle de 'Hayıflanma' bir defada tükenmeyecek bir okuma serüveni vaat ediyor.  Kitap, bir kez okunduktan sonra her okurun kendi yaşam ve edebiyat yaşantısı doğrultusunda tekrar tekrar dönüp okumak isteyeceği bölümler, paragraflar ve cümlelerle dolu. 'Hayıflanma’yı bitirdiğinizde bir roman ya da bir hikaye okumadığınızı, belirli bir olay zinciri içinde sürüklenmediğinizi ve kitabı size okutan şeyin olay zinciri içinde bir sonraki aşamada ne olacağına ilişkin merakınız olmadığını fark ediyorsunuz. Tam da bu yüzden olsa gerek, alışılmış bir romanı okuduktan sonra kitapla ilişkiniz sona ererken, 'Hayıflanma' ile ilişkiniz kitabı ilk okuyuşunuzla başlıyor. Sonrası, ilk kez kulağınıza çalındığında pek hoşunuza giden bir şarkıyı yeniden ve yeniden dinlemeyi istemek gibi.



Mühendis kökenli bir Türk edebiyatı doktoru olan Caner’in Zeval adlı bir şiir kitabı ve Geyiğin Laneti: Bir Murathan Mungan İncelemesi adlı bir incelemesi var.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin