Anadolu Ajansı çalışanları, Medya-İş Sendikası'nca, Zeytinburnu'ndaki Sur Restoran'da düzenlenen iftarda bir araya geldi.
Burada konuşan Öztürk, dün Ankara'da gerçekleştirilen iftar programından sonra bugün de ajansın en büyük merkezlerinden İstanbul'da tüm birimler ve aileleriyle iftarda buluştuklarını söyledi.
İyi bir çalışanın mutlu bir aileden geldiği zaman verimli olacağını dile getiren Öztürk, huzurlu bir ailesi olanın huzurlu bir iş yeri, huzurlu bir iş yeri olanın da huzurlu bir ailesi olacağını, bu ikisinin birbirini beslediğini aktardı.
Öztürk, ajansta 3. yılı doldurduklarını kaydederek, dün Ankara'daki iftarda ilk göreve geldiği dönemdeki görüntülerinin izletildiğini, izlerken duygulandıklarını ve mutlu olduklarını hem de çıktıkları yolda ne kadar mesafe katettiklerini gördüklerini bildirdi.
O dönemde AA'nın dünyanın en büyük ilk 5 ajansı arasında olmasından bahsettiklerini ve hedeflerini açıkladıklarını hatırlatan Öztürk, bu hedefin gerçekleşmesi için güzel bir çalışma ekibi kurduklarını ve "Nasıl büyük bir ajans olunur?" sorusunu sorduklarını, cevabını kendilerinin bulduklarını, 3 yıl sonraki ramazanda geriye dönüp baktıklarında hedeflerine ulaştıklarını ve dualarının kabul olduğunu gördüklerini dile getirdi.
Öztürk, "Anadolu Ajansı gazeteciliğin okuldur. Hep böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. Önceleri sadece Türkçe haber yazıp fotoğraf çeken bir okulken bugün finans, diplomasi, İngilizce, Arapça, Rusça, Boşnakça, Kürtçe'nin, 8 ayrı dilde haber yapan her dilin okulu olmak durumundadır. En önemli gücümüz inancımızdan kaynaklanıyor. Ben inanmış bir ekibin önünde hiçbir şeyin duramayacağına inanıyorum. İnanmış bir ekibin neleri başarabileceğine dair sorunun cevabı olarak Anadolu Ajansı'nı gösteriyorum" diye konuştu.
AA'nın 3 yılda Ortadoğu'nun en güçlü ajansı olduğunu belirten Öztürk, geçen yıl Ramazan'da Mısır'da Rabia Meydanı'nı bütün dünyaya duyurduklarını ve canlı yayın yaptıklarını söyledi.
AA Genel Müdürü Öztürk, şöyle devam etti:
Ümmetin kaderine bakın ki bu yıl Gazze'den canlı yayın yapıyoruz, yine savaş var, yine Müslümanlar öldürülüyor. Biz yine Gazze'den canlı yayın yapan Ortadoğu'nun en güçlü haber ajansıyız. Bizim coğrafyamızın kaderi böyle. 3 yıldır Suriye'den her gün acı haber yapan, Irak'tan, Musul'dan, Kerkük'ten, Şam'dan her gün hüzünlü haber yapan ajans olarak ümmetin sesini dünyaya duyurmaya çalışıyoruz. Bu ağır bir yük ama bu yükü kaldıracak gücümüz olduğu için Allah bize bunu nasip etti. Yani bize canlı yayında Gazze'nin acısını dünyaya duyurma görevi verdi. Bunun hüznünü yaşayarak duyuruyoruz. Bu yıl 280'e yakın insan öldürüldü ve yine bunu biz duyurduk.
Öztürk, çalışanların bir gün çocuklarına anlatacak bir hikayeleri olacağını belirterek, buradaki çocukların bu toplantıları hatırlayacağını ve "Benim babam, annem bu kurumu bir dünya markası haline getirdi" diye gururla yad edeceğini söyledi.
"Bu ramazanda dua edelim ki artık öldürülen Müslüman haberi yapmayalım. Daha çok zafer ve barış haberleri yapalım" diyen Öztürk, İslam dünyasının orta yerinde yangın olduğunu, Fas'tan Malezya'ya kadar İslam ülkelerinde acıların ve kavgaların yaşandığını, bunun sebeplerini konuşup tartıştıklarını dile getirdi.
Öztürk, "Ben 20 yıllık gazeteci olarak hiç bu kadar yoğun kaos görmedim. Her yerde savaş, her yerde acı, her yerde ölüm haberleri ve hepsinin de Müslüman ülkelerde olması az rastlanır bir şey. Çok hüzünlü ve üzüntü verici bir şey. Ama bu da bize denk geldi. Bu dönemde habercilik yapıyoruz. Her günümüz kriz yönetmekle geçiyor ama Allah taşıyamayacağımız yükü bize vermez. Bu ağır sorumluluğu biz taşıyacakmışız ki Mısır'ın, Rabia Meydanı'nın, Suriye'nin, Irak'ın ve Filistin'in yükünü bize taşıttı" diye konuştu.
Medya-İş Sendikası Genel Başkanı Gürsel Eser de "Biraz gecikmeli de olsa birinci dönem toplu sözleşmemizi imzaladık. Buradan belirtmek isterim ki, ikinci dönem toplu sözleşmemiz için yetkimizi aldık. Allah'ın izniyle ağustos gibi görüşmelerimize başlayacağız" dedi.