Türkiye'de yaşanan gerilimi yorumlayan Alman basını, “Türkiye’de iki taraftan radikaller üstünlük kazanıyor” diye düşünüyor ve “Her iki taraf da diyalogun yeniden başlatılması için bir yol bulmak durumundalar” diyor.
STUTTGARTER ZEITUNG: “GELİŞMELER SADECE TÜRKİYE’NİN İÇ SORUNU DEĞİL”
Türkiye'deki son gelişmeleri değerlendiren Stuttgarter Zeitung, DWelle’nin yansıttığı yorumunda “Türkiye'nin İslam Dünyası'nda demokratik bir dayanak noktası olabileceğini, komşularına örnek oluşturabileceğini, Avrupa ile Arap ülkeleri arasında köprü vazifesi görebileceğini düşünenlerin artık bu hayale veda etmelerinin zamanı gelmiştir. Ayrıca bu gelişmelerin sadece Türkiye'nin iç sorunu olduğunu sananlar da yanılıyor. Orada tüm bir bölge patlamaya hazır barut fıçısı niteliğinde” gibi görüşleri öne sürüyor.
DER TAGESSPIEGEL: “TÜRKİYE’DE İKİ TARAFTAN RADİKALLER ÜSTÜNLÜK KAZANIYOR”
Der Tagesspiegel adlı gazetenin internet portalındaki Susanne Güsten imzalı yorumunda Türkiye'de birbiri aralarında köprü kuracak, diyaloga hazır insanların sayısının çok az olduğu görüşü savunuluyor. Bu bağlamda “Türkiye'de iki taraftan da radikaller -çoğunluğun çıkarlarının tersine- üstünlük kazanmakta” savını dile getiren gazete, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en azından ortaya çıkan durumun belirli bir bölümünde sorumluluğu olduğunu kabul etmesi gerekiyor” diye savunuyor.
Türklerin ve Kürtlerin büyük çoğunluğu yeni bir savaştan yana olmadığını, artık barış gelmesini istediklerini söyleyen gazete, “Bu nokta, bu karanlık günlerde bir ümit ışığı oluşturuyor. Ankara hükümeti ve HDP büyük sorumluluk taşıyor. Her iki taraf da diyalogun yeniden başlatılması için bir yol bulmak durumundalar” diye yazıyor.
DIE TAGESZEITUNG: “SEÇİME KADAR TANSİYON DÜŞMESİ BEKLENİYOR”
Berlin'de yayımlanan Die Tageszeitung adlı gazetesi ise Türkiye'de barış sözcüğünün “nahoş” bir çağrışım uyandırdığı öne sürüyor. “Gerçi Davutoğlu günlerce süren sessizliğini bozarak tüm vatandaşlarına sükûnet içinde olmaları ve şiddete karışmamaları çağrısı yaptı” diyen gazete, şu iddialarda bulunuyor:
“Ama hem Davutoğlu hem de AKP, uyguladıkları gerginlik stratejisi ile 1 Kasım'daki erken genel seçimlerden puan elde etmeyi umuyorlar. PKK'nın da şimdiye kadarki ateşkes çağrılarını görmezden gelmesi nedeniyle o tarihe kadar tansiyonun düşeceği pek beklenmiyor. Ama bu duruma da herkes boyun eğmiyor”. (ANKA)