Ajda Pekkan NTV'de 'Söz ve Müzik' belgeseline konuştu: O dönemler bir daha geri gelmez

NTV'de hafta sonu yayınlanmaya başlayan belgeselin ilk bölüm konuğu ünlü sanatçıydı.

Google Haberlere Abone ol
Ajda Pekkan NTV'de 'Söz ve Müzik' belgeseline konuştu: O dönemler bir daha geri gelmez

NTV'de hafta sonu yayınlanmaya başlayan, Türkiye pop müzik tarihinde unutulmaz müzikal buluşmaları anlatan 'Söz ve Müzik' belgeselinin ilk bölüm konuğu Ajda Pekkan oldu. Yavuz Hakan Tok ve Hakan Eren danışmanlığında Handan Özsoy ve Suat Kavukluoğlu’nun hazırladığı NTV yapımı belgeselin ilk bölümü büyük ilgi gördü. Ajda Pekkan, programda  kariyerinde derin izler bırakan  Fecri Ebcioğlu, Fikret Şeneş, Şehrazat, Sezen Aksu ve Tarkan'ı, onlarla birlikte yaptığı 'unutulmaz' şarkıların hikayelerini anlattı. Onno Tunç, Aysel Gürel ve Uzay Heparı'yı da anan Pekkan, o dönemler için 'Muhteşem yüzyıldı' yorumunu yaptı: "Yok artık. O dönemler, bir daha geri gelmez.  Kıymetini biliyorsanız yaşıyorsunuz zaten, bilmiyorsanız geçip gidiyor o yıllar ne yazık ki. Ama şimdi hepimiz bunu ne kadar özlemle dile getirdiğimize göre, öyle bir dönem yok artık, gittikçe yok."  



HAYATIMIN YARISI FİKRET HANIM'LA GEÇTİ 



Kariyerine Fecri Ebcioğlu'nun yazdığı şarkılarla başlayan Ajda Pekkan için, 1970'de Fikret Şeneş'le tanışması bir dönüm noktası oldu. 'Sensiz Yıllarda' şarkısıyla başlayan bu müzikal ortaklık, yıllar içinde Ajda Pekkan'ı zirveye taşıdı. Sözlerini Fikret Şeneş'in yazdığı 'Kimler Geldi Kimler Geçti'den 'Bambaşka Biri'ne, 'Haykıracak Nefesim'den  'Hoşgör Sen'e birçok şarkıya yorumuyla hayat veren Pekkan, Şeneş'le ilgili "Hayatımın yarısı onunla geçti" dedi. "Onu görmekten annemi çok göremiyordum.  Ama yapacak bir şey yoktu.  şarkı söylemeyi çok sevdiğim için çok prensipli çalışıyordum. Fikret hanım da öyleydi. Sözlere çok önem veriyordu ve beraber hikayeleştiriyorduk. İnsanlarda dinlerken  akıllarında, hayallerinde resmediyorlardı. Aysel Gürel'le Sezen Aksu, Ajda Pekkan'la Fikret Şeneş diye baktığınız zaman bir "team work" var, ekip çalışması var.  Sizinle beraber yaşasak devamlı, birlikte olsak, o sinerjinin getirdiği, doğurduğu bir başka şeyler oluyor. bu, şarkıya aksediyor. Bu, dostluğa aksediyor." 



'KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ' ŞARKISININ ANLAMINI YILLAR SONRA HİSSETTİM



"Ben 'Kimler geldi kimler geçti'yi söylediğim zaman bana on numara büyüktü o şarkı felsefe olarak. Anlamıyordum bile. Fikret hanım karşımda ezilip büzülüyordu "Faha romantik ol, işte şurası şöyle, ses tının şöyle olsun" Benim sesim böyle çıkıyor, filan diyordum. Dümdüz söylüyordum. Şimdi söylerken daha yorumsal şeyler yapıyorum. Daha güzel oluyor. Daha yaşatabiliyorum sesimle beraber. Diğer şarkıların sözleri de çok derindi. O dönem söz olarak bana çok büyüktü o şarkılar. Bir karış aklımızın olduğu seneler onlar.  Fikret hanım bana demişti zaten 'Ajdacım bu sözlerin kıymetini yıllar sonra, orta yaşını aştıktan sonra anlayacaksın'  Gerçekten de öyle oldu. 



POP MÜZİĞİ TRENDİNİ BEN BAŞLATTIM



"İlk pop müziği trendini, ilk pop müziği konseptini ve formatını ben getirdim. Benim başladığım dönemde gazino olayı vardı. Ya da caz müziği vardı.  Mesela rahmetli Sevinç Tevs, sevgili Rüçhan Çamay, rahmetli Ayten Alpman, hep o büyükler vardı. Biz böyle bakardık ve ben ikisinin arasında  bocalıyordum. Bir paradoks yaşıyordum. Yani gazinoda söylenen şarkılarla repertuvar, sonra da caz kültürü. Yok olabilirdim de ama bir ilki başlattığıma inanıyorum o dönem. Cesur davranmam işe yaradı galiba. Kimseyi umursamam da çok işe yaradı. Ben kendime göre yaptığım işten, bugüne kadar getirdiğim Ajda Pekkan markasından çok mutluyum. Ama  arkasında ben durduğum için. Ben durmasaydım olamazdı çünkü Türkiye'de sistem yoktu ki. O sistemi yaratmak, tek başına bir kadın olarak buraya kadar getirmek 50 seneye yakın hakikaten yürek ister. hakikaten çok zor. "



"SEZEN'LE EVE KAPANIP ÇALIŞTIK"



"Cool Kadın" albümünde Sezen'in evine kapanıp çalıştık.Gece oturuyordu çömelip, ben de orada, "tık tık tık tık", mesela "Cool Kadın"ı yazıyordu.  Çünkü o anda, bir de yoğunlaşıyorsunuz askerlik gibi.  Aynı okul, aynı sınıfı paylaşıyormuş gibi. Meğerse çok hoş bir şeymiş bu. Orada o dostluğu, o sevgiyi, o sıcaklığı yakalayınca siz dökülüyorsunuz zaten. Ondan sonra sizin hislerinizi aldığı zaman Sezen daha da kolay yazıyor hepsini. Gerçekten güzel bir şey çıktı ortaya sonuçta. O albümle zaten patladı olay, derin bir sessizlikten sonra.



SEZEN'LE BİZİM BİR TEK ERKEĞİMİZ VAR, O DA TARKAN



"Ben hep yenilikçi, kadınların umudu bir sanatçı olarak var oldum. Sezen onların yüreğini tırmalayan, kanatan, ağlatan ve onların içindeki o üzüntüleri ortaya fışkırtan, çıkartan insan oldu. Bunu takdir etmemek mümkün değil. Ve bizim bir tek erkeğimiz var. Hakikaten bu konuda bizimle aynı frekansta olan Tarkan. O da çok hassas, o da çok başka. Sizi anlayabiliyor, her yaşa hitap edebiliyor, size çıkabiliyor yaş olarak, küçüğe inebiliyor. İşte biz de öyleyiz. Zaten o yüzden kazancımız o. Bir yerde kalmamak. Ben şuyum, ben oldum artık dememek. 



TARKAN'IN TİTİZLİĞİNİ GÖRÜNCE KENDİME ÜZÜLDÜM 



"Tarkan çok titiz çalışıyor. Ben onun kadar titiz olmadığımı gördüm ve üzüldüm kendi kendime. Deli gibi titiz. . Şimdi benim hayatımda bir de Tarkan'ım var. 



"KENDİMİ HALA BEBEĞİM ZANNEDİYORUM"



Pekkan, imajıyla ilgili de şunları söyledi:



"Onu ben özellikle yapmıyorum. Belki imaj maker'ım da bilinçaltı kendim olduğum için bir değişiklik yapmak lazım galiba deyip onu öyle yapıyorum. Bir de çocukken bebeklerle oynamayı çok severdim. Belki de hala kendimi bebeğim zannedip kendimi süslüyorum filan. Tam bir kız çocuğu durumu. O içimden kaybolmasın istiyorum hiçbir zaman.



Programın 14 Aralık Cumartesi akşamı 22.10’da yayınlanacak 2. Bölümünün konukları ise 'unutulmaz' şarkılara imza atan Çiğdem Talu - Melih Kibar ve Erol Evgin üçlüsü olacak. 



Belgeselin ilk bölümünü buradan izleyebilirsiniz.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin