Ahmet Çakar: Beni vuran çocuğu şoförüm yapacağım
Evet, belki iyimser düşünüyorum ama... Günlerce beni vuran çocuğu
düşündüm. Belki şartları farklı olsaydı karşıma, doktor ya da
mühendis olarak çıkardı. Tuhaf gelebilir ama onunla birlikte
çalışmayı isterim...
* Sizi kim vurdu?
Birisi birisine, Ahmet Çakar'ı vur emri verdi. Azmettiriciyle, beni
vuran kişi arasında başka bir kişi de olabilir, 3 kişi de olabilir
yani. Sonuç olarak beni vuran adam niye vurduğunu bilmiyor. Belki
iyimser bakıyorum, çünkü böyle ölümcül olayları 40'ından sonra
yaşarsan hayata bakışını değiştiriyor. Günlerce beni vuran çocuğu
düşündüm. 25-30 yaşlarında olmalı... Garip bir şekilde çocuğa ilgim
var, merak ediyorum. Kim olduğunu değil, beni vurmadan 1 gece önce
ne yaptığını... Sabah kalktı duşunu aldı, itikatlı biriyse
abdestini alıp namazını kıldı. Adam vurmaya gidiyorsunuz,
ölebilirsiniz de. O çocuk iyi insanların çocuğu, belki de şartları
farklı olsaydı bu tür bir işe girmezdi. Belki de karşıma hukukçu,
mühendis, doktor olarak çıkardı. Kızgın değilim, hatta yakalanıp
cezasını çektikten sonra onunla birlikte çalışmayı o kadar isterim
ki, size tuhaf gelebilir ama şoförüm olarak alabilirim
yanıma...
* Polisler ilk ifadenizi ne zaman aldı?
Yoğun bakımdayım, yarım saat sonra karşımda bir İtalyan film
yıldızı gibi bir genç... 30 yaşlarında, 'Cinayet Masası'ndan
Komiser Metin' diye tanıttı kendini. Çok yumuşak, beyefendi.
'Hocam, geçmiş olsun' dedi, 'Yorgunsun ama kısaca anlatır mısın?
Sizi kim vurdu?' Beni kimin vurduğunu bilsem valla söylerim, eşkal
veremiyorum dedim.
Polise isim verdim
* Vuranı görmediniz ama vurduran hakkında bir tahmininiz var mı?
Sizi kim vurdurmuş olabilir?
3-4 kişinin adını -ki onları size söyleyemem- şimdi, polise verdim.
Şüphelendiğim 3-4 kişinin adını resmi kanallarla İstanbul
Emniyeti'ne bildirdim.
* Bu 3-4 kişi futbol dünyasından mı?
Gayet tabii. Çünkü, polis haklı olarak dedi ki 'Abi sen niye
vuruldun?' 'Bak' dedim, 'Bir adam niye vurulur bir; kan davası
olur. Ben öyle bir aşiretten değilim. İki; karısına, kızına
gayrımeşru bir şey yapıp adama acı verirsin, namusuyla oynarsın, o
taraklarda da bezim yok. Üç; tefecilik yaparsın, dolandırırsın,
benim parayla pulla işim yok.' Mütevazı, sıradan bir doktorum. Bir
cerrah olsam, ameliyatta ölen bir hastanın ailesi benden intikam
almak istiyor diyeyim, o da değil. Ben niye vuruldum? Çeneden...
Telegol'de yapmış olduğum konuşmalardan vuruldum.
* Sizi vurdurduğunu düşündüğünüz insana karşı ne
hissediyorsunuz?
Kızgınlık dışında tarifi mümkün olmayan bir kırgınlık var. Ben o
alemlerin adamı değilim. Ben vurulmadan önce ne ciddi tehdit aldım,
ne de vurulduktan sonra çeşitli gruplardan Abi kanın yerde
bırakmayalım, intikamını alalım...' gibi geldiler. Ben kendi
halinde, meşru yaşayan bir adamım, benim gayrımeşruyla işim olmaz.
Vurana hiçbir lafım yok. Ama vurdurtan kişi hiç mi vicdan azabı
çekmez? Ne yaptım ki ben sana? Hayat 1 cm.'le yarım cm. arasında.
2-3 gramlık bir metal parçasının ucunda. Değer mi? Kızgın değilim
kırgınım, azmettirici sizinle yaptığım bu röportajı sabah
kahvaltısını ederken okuyacak; gravyer peynirini, reçelini,
ekmeğini yerken, çayını içerken veya sabah sporunu yaparken...
Çünkü beni vurduran, iyi yaşayan bir adam. Kim olduğunu bilmiyorum,
ama 3-4 kişiden birine: Ya kupa ası, ya karo ası, ya maça ası, ya
sinek ası... Değer miydi? Kore'de falan savaşsam ancak bu kadar
kurşun yerim.
Pişman değilim
* Sizi azmettirdiğini düşündüğünüz 4 kişi size geçmiş olsun mesajı
gönderdi mi ya da ziyarete geldi mi?
Hayır. Yani benim polise verdiğim isim listesindeki 4 kişiden de ne
telefonla ne de çiçek yoluyla bir geçmiş olsun gelmedi.
* Sizi söylediğiniz bir laftan dolayı mı vurdular yoksa bildiğiniz
ama şu ana kadar açıklamadığınız bilgilere sahip olduğunuzu
düşündükleri için mi?
Üslubumdan dolayı... Birisinin kanına dokundu herhalde. Çünkü
gizlediğim hiçbir şey yok, ne biliyorsam hepsini vurulana kadar
Telegol'de söyledim. Bu kadar konuşmasaydım vurulmazdım. Keşke
demiyorum, konuştuğum için pişman değilim. Zaman zaman ben de
hakaret sınırına girecek çıkışlar yaptım, kabul ediyorum. Ama bunun
hiçbirisinin bedeli bu olamaz.
Camiaya kırgınım
* Peki, neden sizi vuran şu ana kadar yakalanamadı?
Hayatımda polisle ilk defa bu kadar haşır neşir oldum. Polis, bu
adamı yakalamak için çok uğraştı. Buna ben birebir şahidim,
günlerce, dakikalarca yanlarına gittim. Sabah 8'den gece 2'lere
kadar çok cüzi paraya çalışan binlerce polisin nasıl koşturduğunu
biliyorum.
* Peki delil eksikliğinden mi bulamıyor?
Eşkal yok. Bakın polis söylüyor, beni vururken etrafta insanlar
vardı, hiç kimse adamın eşkalini veremiyor. Ben arkadan ensesini
gördüm, sol kulağını gördüm gibi... Kimse resim çizemiyor. Eee,
şimdi polis ne yapsın? Adam sabıkalı değil, silah temiz çıkmış.
Adamı da gören yok.
* Yaptığınız işten dolayı ve sadece düşüncelerinizi açıkladığınz
için vurulmanız sizi kızdırmıyor mu?
Kesinlikle çok kızgınım. Kendime de kızgınım. Hani bir reklam var
'Sen mi kurtaracan bu ülkeyi be Selo' diyor ya. Bazen diyorum 'Ya
hıyar ağası her bildiğin, her gördüğün çarpıklığın üzerine gittin.
Az kalsın tahtalı köye de gidecektin. ' Ben şunu bekliyordum bugün
beni bir yerde sağlam döverler. Ama bu fazla oldu.
* Futbol camiasına kırgın mısınız?
Hem de çok kırgınım. Birkaç basın mensubu dışında tüm basına
kırgınım. Şimdiye kadar hiç münasebetimiz olmayan Hıncal Uluç'a
teşekkürlerimi, minnettarlığımı bildiriyorum. Bazı kişiler çıktı
ama Hıncal Uluç anormal bir bayrak taşıdı. Birçok basın mensubuna
yazıklar olsun! Benim olayımı sanki duymamışlar gibi davrandılar.
Futbol aleminde dost bildiğim idareciler, eski hakemler, yeni
hakemler bir telefonla bile aramadılar. Korkudan... İnsan yalandan
da olsa arar. Aramadıkları zaman dedim ki; sen ne için mücadele
etmişsin, değer miymiş... Dünya görüşüm de çok değişti bu
kurşunlardan sonra. 1 yıldır küs olduğum Erman Toroğlu hastaneye
geldi, barıştık bu olaydan sonra, eksik olmasın. O da çok önemli
çıkışlar yaptı bu konuda.
* İyileşmeniz uzun sürdü mü?
Ameliyat olduktan 1 hafta sonra hastaneden çıktım. Vurulma anında
kurşunlardan korunmak için vücut kendini öyle kasmış ki, sanki bir
çuval yükle 5 metre atlamış gibi belime zarar verdim, bel fıtığı
oldum. Oradan da ameliyat geçirdim, şimdi iyiyim.
"5 kurşun yedi, kaçtı" dedirtmem
* Bu kirliliğe tekrar dönüyorsunuz anladığım kadarıyla. Yorumculuğa
devam edeceksiniz ama Star'dan ayrıldınız...
Yorumculuğa devam edeceğim. Telegol'e çıkacak havayı hissetmiyorum.
Sebebi nedir, birine kızgın mısınız, kırgın mısınız derseniz, değil
ama nasıl söyleyeyim. Hani çok sevdiğin bir evde otururken, eve
hırsız girer, sana saldırmaya kalkar. Artık o evde oturamazsın, evi
değiştirelim dersin. Artık o evin sihri bitmiştir. Hem sözleşmem
bitti hem de Telegol'e çıkmak istemiyorum bazı sebeplerden dolayı.
Teklifler var, değerlendireceğiz. Şu şerefsizliği mi yaşayım? 5
kurşun yedi, kenara çekildi dedirtmem.
* Silah almayı düşündünüz mü?
Yanlış... Silah taşımak çözüm değil. Benim olayıma bakın...
Vurulduğum an silahlı olsaydım hiçbir şey olmazdı. Kurşunları
yediysen daha elini silaha atana kadar adam kaçmıştı. 2. ihtimal,
sen adam beni vuruyor diye silahına elini attın, tetikçi panik
yapar, seni alnından vurup öldürür. Bütün bunları bırak, silahı
attın adamı öldürdün... Bütün bunlara değer mi?
Haber : Sanem ALTAN
AHMET ÇAKAR TELEGOL'DEN NİYE AYRILDIĞINI SANEM ALTAN'A ANLATTI
Sanem Altan'ın Ahmet Çakar'la yaptığı röportaj devam ediyor. Çakar, bugün Telegol'den niye ayrıldığını açıklarken, "Beni vuran çocuğu şoförüm yapacağım" dedi.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin