ABD'den Çin'e gözdağı! Nükleer savaş kapıda

ABD Donanması cuma günü, silahsız, ömrü uzatılmış Trident D5LE nükleer füzelerinin planlanan iki füze denemesini gerçekleştirdi. Perşembe günü Avustralya, ABD ve İngiltere ile tarihi yeni bir ittifakta nükleer enerjili denizaltılar inşa edeceklerini duyurmuştu. Öte yandan, küresel hakimiyet amacına ulaşmak için askeri hareketliliğini artıran Çin, dünyayı alarma geçirdi.

Google Haberlere Abone ol
ABD'den Çin'e gözdağı! Nükleer savaş kapıda

ABD Donanması, USS Wyoming'den silahsız, ömrü uzatılmış Trident D5LE nükleer füzelerinin planlanan iki füze denemesini gerçekleştirdi. Ohio sınıfı bir balistik füze denizaltısı olan USS Wyoming, DASO-31 olarak adlandırılan Gösteri ve Sarsma Operasyonunun bir parçası olan testi tamamladığında Florida, Cape Canaveral kıyılarında yüzüyordu.

Geminin yakıt ikmali revizyonundan sonra operasyonel konuşlandırmaya gönderilmeden önce balistik füze denizaltısının ve mürettebatının uygunluğunu değerlendirmek için DASO yapılıyor.

"NÜKLEER CAYDIRICI"

Milliyet'te yer alan bilgilere göre cuma günü gerçekleştirilen fırlatma, Trident II (D5 & D5LE) SWS'nin 184'üncü başarılı füze testi uçuşunu işaret ediyor. Son Trident II (D5LE) lansmanı Şubat 2021'de Florida kıyılarında tamamlanmıştı.

Deniz Kuvvetleri Stratejik Sistem Programları Direktörü, Amiral Yardımcısı Johnny R. Wolfe Cuma günü yaptığı açıklamada, "Bugünün testi, askeri, sivil ve endüstri ortaklarından oluşan özel bir ekip tarafından mümkün kılınan deniz temelli nükleer caydırıcımızın eşsiz güvenilirliğini gösteriyor" dedi.

Amiral Yardımcısı Johnny R. Wolfe, 'Aynı ekip şimdi deniz temelli stratejik caydırıcılığımızı 2084'e kadar uzatacak olan yeni nesil Trident Stratejik Silah Sistemini geliştiriyor.' ifadelerini kullandı. Donanma, Trident II füzelerinin 'yaşlanma ve eskimeden kaynaklanan potansiyel etkileri ele almak için bir ömür uzatma programından' geçtiğini duyurdu.

HER DENİZALTI 24 TRIDENT FÜZESİ TAŞIYOR

ABD, ülkenin aktif stratejik termo-nükleer savaş başlıklarının yaklaşık yarısını taşıyan 14 Ohio sınıfı balistik füze denizaltısından oluşan bir filoya sahip. Her denizaltı, 8'e kadar nükleer savaş başlığı taşıyan 24 trident füzesi taşıyor.

14 balistik füze denizaltısı, öncelikle ülkenin kendisini ve müttefiklerini savunmaya hazır olduğunu ve kabiliyetini göstermek için nükleer caydırıcılık görevi görüyor. Ohio sınıfı denizaltıların her birinin yıllık maliyeti 170 milyon dolar olarak hesaplandı ve bu, ABD'nin bu caydırıcı gemileri işletmek için yılda 2,4 milyar dolar harcaması anlamına geliyor.

SAVAŞ UYARISI

Öte yandan, küresel hakimiyet amacına ulaşmak için askeri hareketliliğini artıran Çin, dünyayı alarma geçirdi. Pekin yönetimi jetleri ve casus uçaklarını Tayvan'a gönderirken, ABD ve İngiltere ile Pekin karşıtı ittifak kuran Avustralya'dan gelen savaş açıklamasıyla tansiyon iyiden iyiye yükseldi.

Avustralya Savunma Bakanı, Çin ile Tayvan yüzünden büyük bir savaş çıkmasının olası olduğunu kabul etti ve ülkesinin hazırlıklara başlaması gerektiği konusunda uyardı.

ABD'li yetkililerle görüşmek için gittiği Washington'da konuşan Peter Dutton, Avustralya'ya en az sekiz nükleer denizaltı ve diğer gelişmiş askeri teknolojiler sağlayacak olan yeni ittifakın, bölgede 'barışı' güvence altına almakla ilgili olduğu konusunda ısrar etti.

'ÇİN'İN NİYETİ BELLİ'

Avustralyalı Bakan Dutton, "Çinliler, Tayvan ile ilgili niyetlerinde çok net ancak ABD'nin Tayvan'a yönelik niyeti de aynı şekilde net. Kimse savaş çıksın istemiyor ama bu gerçekten Çin'in ne yapacağıyla ilgili bir mesele" diye konuştu.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, yakın gelecekte Tayvan'ı Çin ile 'yeniden birleştirme' sözü verdi ve gerekirse güç kullanacağını söyledi. Öte yandan Joe Biden kısa süre önce, saldırıya uğrarsa adayı savunacağına söz verdi ancak yetkililer daha sonra Biden'ın 'yanlış konuştuğunu' ve Amerika'nın uzun süredir devam eden 'stratejik belirsizlik' politikasının yürürlükte kaldığını söyledi.

Dutton bu uyarıyı yaparken, Pekin de Avustralya'nın İngiltere ve ABD ile yaptığı nükleer güçle çalışan denizaltı anlaşmasına öfke kusmaya devam ediyor. İsimsiz askeri kaynaklar nükleer güçle çalışan denizaltıların konuşlandırılmasının, Avustralya'yı nükleer bir saldırının hedefi haline getirebileceği konusunda uyardı.

Bu arada Boris Johnson, İngiltere'nin artık Güney Çin Denizi'nde savaşa sürüklenebileceği kaygılarının ortasında, İngiltere'nin ABD ve Avustralya ile yapılan ittifaka katılımını savunmak zorunda kaldı. Başbakan Johnson, hiçbir olasılığı dışlamayacağını belirterek Avam Kamarası'nda "Birleşik Krallık uluslararası hukuku savunmaya kararlıdır" diye konuştu.

ÇİN JETLERİ TAYVAN HAVA SAHASINA GİRDİ

İngiltere, ABD ve Avustralya'nın Pekin'e karşı savunma anlaşması imzalamasından sadece bir gün sonra, Çin hava filosundan savaş jetleri de dahil olmak üzere 10 uçak Tayvan hava sahasına girdi.

Taipei yönetimi, iki J-11 avcı uçağı, altı J-16 avcı uçağı, bir Y-8 denizaltısavar uçağı ve bir Y-8 casus uçağının bugün Pratas Adası yakınlarındaki hava savunma tanımlama bölgesine girdiğini duyurdu.

FÜZE SAVUNMA SİSTEMLERİ DEVREYE ALINDI

Tayvan'a ait savaş uçakları Çin uçaklarını geri döndürmek için havalanırken, radyo uyarıları da yayınlandı ve durumu izlemek için füze savunma sistemleri devreye girdi.

Tayvan Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan uçuşların detayları, Çinli savaş uçaklarının geri dönmeden önce, bir süreliğine hava savunma bölgesine girdiğini gösteriyor.

Ancak casus uçak ve denizaltısavar uçak, Tayvan'ın güney kıyısı boyunca birkaç kilometre uçarak daha uzun bir rota yaptı ve ancak bundan sonra geri döndü.

Tayvan hükümeti, bir yıl boyunca Çin hava kuvvetlerinin sınırlarının yakınında, genellikle hava savunma bölgesinin güneybatı kesiminde, Tayvan kontrolündeki Pratas Adası'na yakın tekrarlanan misyonlarından şikayet etti.

ÇİN ADINI BİLE KABUL ETMİYOR

Habere göre ABD, Japonya ve Tayvan'dan yetkililer, müttefik jetleri tanımlamayı kolaylaştıran askeri uçak kodlarını paylaşmak için 2017'de varılan bir anlaşmanın ardından işbirliğinin 'önemli ölçüde arttığını' belirttiler. İki müttefikin nihai hedefinin Tayvan için 'bütünleşik bir savaş planı' geliştirmek olduğu bildiriliyor. ABD ve Japonya'yı özellikle endişelendiren şey ise, Tayvan'ın hava kuvvetlerinin bulunduğu bölgelerde uçan ve sayıları giderek artan Çin savaş uçakları. Çin'in Haziran ayında onlarca savaş uçağıyla gerçekleştirdiği 'taciz' akınından sonra konuşan Tayvan Dışişleri Bakanı Joseph Wu ülkesinin bir çatışmaya hazırlıklı olması gerektiğini söylemişti.

Çin, bağımsızlığını kabul etmediği Tayvan'a 350 kilometre uzaklıkta yer alan Senkaku Adaları'ndaki Japonya hakimiyetini de tanımıyor ve Diaoyü ismini kullanmayı tercih ediyor. Komünist Parti'nin 100. kuruluş yıldönümünde konuşan Çin lideri Şi Jinping, sözü Tayvan'la birleşmeye getirdi ve "Hiç kimse, Çin halkının ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğü konusundaki kararlılığını, iradesini ve kabiliyetini hafife almamalı" dedi.

ÇİN'İ ÇILDIRTACAK SİLAH SATIŞI

ABD, geçtiğimiz aylarda halihazırdaki en büyük iki rakibinden biri olan Çin'i kızdırmak pahasına Pekin yönetiminin bağımsızlığını tanımadığı Tayvan'a 750 milyon dolarlık silah satışını onayladı.

Joe Biden yönetimi, son olarak Çin'in işgal simülasyonuna maruz kalan Tayvan'a silah gönderileceğine dair bilgilendirmeyi Çarşamba günü ABD Kongresi'ne sundu. Buna göre, Pentagon Washington'ın müttefiki Taipei yönetimine 1700 hassas güdüm kitinin yanı sıra yeni üretilmiş 40 M109 kundağı motorlu obüs satacak.

ÇİN ABD'Lİ ŞİRKETLERE YAPTIRIM İLAN ETMİŞTİ

CNN International, geçen yıl Ekim ayında Donald Trump yönetiminin 1,8 milyar dolarlık bir satışa onay verdiğini hatırlatıp önceki yıllardaki toplam miktarın 13 milyar doları bulduğunu hatırlatıyor.

ABD, Güney Asya'daki en stratejik müttefikleri arasında yer alan Tayvan'a F-16 jetlerinden M1A2 Abrams tanklarına ve taşınabilir Stinger uçaksavar füzelerine kadar farklı silahlar gönderdi. CNN, "Biden yönetimi Pekin'i öfkelendirmesi beklenen Tayvan'a 750 milyon dolarlık silah satışını teklif etti" başlığıyla sunduğu haberde, Nisan ayında Washington'dan Taipei'ye giden gayr-ı resmi heyeti öne çıkardı.

Çin, ABD'nin Ekim 2020'de 1,8 milyar dolarlık silah satışının ardından Lockheed Martin, Boeing ve Raytheon dahil ticarete dahil olan tüm Amerikan şirketleri ve vatandaşlarına yaptırım ilan etmişti.

WASHINGTON'IN İLGİSİ ARTIYOR

BBC Tayvan muhabiri Cindy Sui, ABD'nin hiçbir başkan döneminde Donald Trump yönetimindeki kadar silah satılmadığına dikkat çekmiş ve Washington'ın onlarca yıl boyunca Çin'le Tayvan arasındaki hassas dengeyi gözettiğini vurgulamıştı.

Washington Tayvan'a silah satmasına ve adaya örtülü bir güvenlik garantisi sunmasına karşın, Tayvan'la resmi bir savunma anlaşması imzalamış değil. Washington daha önce Japonya, Güney Kore ve Filipinler'le savunma anlaşmaları yapmıştı.

ABD'nin geçtiğimiz yıldan bu yana Tayvan'a artan bir ilgisi söz konusu. Trump döneminin son aylarında yükselen ilgi, Biden yönetiminin göreve gelmesiyle de benzer tonda devam etti. Ağustos 2020'de ABD Sağlık Bakanı Alex Azar, Tayvan'ı ziyaret eden en üst düzey ABD'li yetkili oldu. Azar, Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen'le görüşmüştü.

Tayvan, Çin'den 1940'lardaki iç savaş sırasında ayrıldı. Çin, Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor ve gerekirse güç kullanarak bölgeyi geri alacağını söylüyor. 14 ülke ve Papalık Makamı Tayvan'ı tanıyor. ABD iç savaş sonrasında 30 yıl süreyle Tayvan'ı tanımış ancak 1979'da bu kararını geri almıştı.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin