Gerçekten mi?
Türkiye, Avrupa Birliği (AB) yolunda kendisinden bekleneni yapacak,
demokrasinin önüne kanallar açmak üzere hazırlanan yeni uyum
yasalarını çıkaracak mı gerçekten?
Aslında bu soruya ihtiyaç bırakmayan bir gelişme dün yaşandı ve bir
süreden beri üzerinde hazırlıkları sürdürülen '6. uyum yasası
paketi' Meclis'e sunuldu. Pakette, Türkçe'den başka dillerle
kamu/özel radyo ve televizyonlarda yayın yapılabilmesine izin
veren, terörle mücadele yasasında yer alan düşünceyi yasaklayıcı
maddeyi değiştirerek propagandayı suç olmaktan çıkaran düzenlemeler
var. Hükümetin, asker-sivil ilişkilerini demokratik bir düzleme
çekmeye dönük hazırlıkları da sürüyor...
Birkaç madde değişiyor diye bu denli sevindiğimizi gören
şaşırabilir. Oysa, yeniden düzenlenen bir-iki maddeden çok daha
derin bir şeyler oluyor Türkiye'de... Yasa değişiklikleri o
olan-biten olumlu gelişmelerin dışa vurumu yalnızca... Bu durumda
olanın adını koymakta yarar var: Türkiye, neredeyse Cumhuriyet'in
kurulduğu ilk günden buyana süregelen korkularını arkada
bırakıyor...
Cumhuriyet, çöken bir imparatorluğun yıkıntıları üzerine ve Anadolu
topraklarına zorla sığarak kurulduğu için, kendini hiçbir zaman
güvende hissedemedi. Her ülkenin dostları ve düşmanları vardır;
Türkiye Cumhuriyeti ise, tehdit değerlendirmesini, kimsenin kendisi
hakkında iyi hisler beslemediği, dört bir yanının düşmanlarla
çevrili olduğu temel kabulüne dayandırıyor. 50 yıldır NATO üyesi
Türkiye, 40 yıldır AB üyesi olmaya çabalıyor; ancak, ülke
güvenliğinden sorumlu olanları biraz deştiğinizde, NATO ve AB
üyelerinin toprak bütünlüğümüzü içlerine sindiremedikleri görüşünün
etkisinde bulunduklarını hissedebiliyorsunuz.
Herkesi düşman gören, müttefiklerinden bile korkması gerektiğine
inanan bir insanın geliştirebileceği ne kadar psikolojik
rahatsızlık olabilirse, Türkiye de, ülke olarak, aynı semptomları
dışa vuruyor. Düşman sadece dışınızda olmaz, dış-düşman ülkenin
içini de rahat bırakmaz... Bu sebeple, Türkiye, Cumhuriyet'in ilk
yıllarından beri mücadele ettiği halde 'iç düşmanların' da
hakkından gelemiyor. Sürekli düşmanlar her zaman baş ağrıtıyor;
bazı düşmanlar ise geçici, ancak biri gitse bir diğeri mutlaka onun
yerini alıyor. Dilimizde en çok kullanılan deyimlerden birinin "Su
uyur düşman uyumaz" olması elbette boşuna değil.
Meclis'e sevk edilen ve sevk edilmesi beklenen uyum paketleri,
Türkiye'nin 'korkuları' ile doğrudan ilgili konularda yasal
düzenlemeler öngördükleri için önemli. "Türkçe'den başka dillerle
yayın" denildiğinde akla ilk gelebilecek İngilizce ve Fransızca
gibi dillerde yayın esasen yıllardır yapılabiliyor; ancak
Türkiye'de konuşulan Türkçe-dışı dillere yayın izni getirilmesi bir
yenilik. Terörle mücadele yasasında düşünceyi yasaklayan maddenin
değişmesi de öyle. Darısı, diğer yasalardaki kısıtlamaların ve
yanlışlıkların başına... İdarenin bütün tasarruflarını yargı
denetimi altına sokan, demokrasi alanını genişleten, "Yasakçılık
yasaktır" anlayışını yansıtan her yeni düzenleme, ülkenin çağdaş
dünya ile mesafesini biraz daha kısaltacaktır...
Hükümet, AB yolundaki bu zorunlu adımları bile, ülkeye özgü şartlar
yüzünden, bayağı tedirginlikle atabiliyor. İtirazlar geldiğinde,
"TCK 312. madde bu işe yeter" gibi, fikri hâlâ suç sayan bir başka
maddenin ardına sığınma kolaycılığının bundan başka bir anlamı
olamaz. Terörle mücadele yasasında fikri yasaklayan maddeler hep
vardı, terör önlenebildi mi? Kötüye kullanılabilir diye
özgürlükleri sınırladık da ileriye mi gittik? Cezaevleri
yazarlar-çizerlerin ikinci adresi olunca rahat edebildik mi? Hak ve
özgürlükleri en geniş biçimiyle yaşayabilen, demokrasiye güvenen
bir ülke olalım; belki rahat, huzur ve refahı o sayede
yakalayabiliriz...
Bunca yıl özürlü bir demokrasiye alıştığımız, sözü-yazısı
özdenetime tâbi bir ülkede yaşadığımız için, Meclis gündemine giren
ufku genişletme amaçlı yeni düzenlemeler hepimizi şaşırtıyor.
Rüyadaymışcasına, "Gerçekten mi?" diye soruşumuz bundan...
Bundan üç-beş yıl sonra, korkuların pençesinde yaşadığımız onca
yıllık geçmişi değerlendirirken, "Boşuna korkmuşuz" diyeceğimiz ise
şimdiden kesin. Korkularımızdan başka korkacağımız bir şey yok
çünkü...
AB UYUM PAKETİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK FEHMİ KORU´YU SEVİNDİRDİ
Meclis´e sunulan 6. uyum yasasında yalnızca "Türkçe´den başka dillerle kamu/özel radyo ve televizyonlarda yayın yapılabilmesine izin veren" maddede değişiklik yapıldı. Yeni Şafak yazarına göre, bu maddedeki düzenleme "Gerçekten mi" dedirtecek kadar önemli.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin