- Türkiye'de medyanın mülkiyet ilişkileri ve bunun sonuçlarınıza
ilişkin kaygularınızı dile getirdiğiniz Filler ve Çimenler
kitabınızdaki panorama, son 6 ayda ne tür bir görünüm aldı?
- Fazla birşey değişti denilemez. Benim, medyanın görmemeye ve
duyurmamaya çalıştığı eleştirilerimin ardından Hürriyet'ten Ege
Cansen, medyada satılmış kalemler var, anlamında sıkı bir yazı
yazdı. Hürriyet bu yazıyı bir hafta görmezlikten geldi ama
sonrasında Ertuğrul Özkök, zevahiri kurtarmak için , bu yazı bir
milat olacaktır, dedi.
- Peki oldu mu?
- Tabi ki hiçbirşey değişmedi. Eski tas, eski hamam. Hala Aydın
Doğan gazeteleri ve TV'leri , gruplarının bir tür halkla ilişkiler
birimi gibi çalışıyorlar. Onca yolsuzluk ve usulsüzlük varken onlar
için tek hortumlama vakası , ele geçiremedikleri Sabah ve Turkcell
hisselerini kaptırmayan Karamehmet vakalarıyla sınırlı. Savaş ile
ilgili , bildiğiniz gibi, çok "savaşçı" bir tavır sergilediler grup
olarak.. Doğan, kendi cephesine Zafer Mutlu'nun yanısıra, kanlı
bıçaklı olduğu Nazlı Ilıcak'I kattı ve herkese parmak ısırttı..Anti
Doğan Grubun medyasında da değişen birşey yok. Karamehmet
Pamukbank'ı verdi ama Turkcell hisselerini kurtardı. Bu oerasyonda
da medyasını tepe tepe kullandı. Onun medyasında da Grup çıkarları
ve rakibi yıpratmada medya silahı yine önplanda. Sabah ile Ciner,
Maliye'den ve BDDK'dan mal kurtarma konusunda sıkı bir işbirliği
sergiliyorlar. Cumhuriyet, ne yazık ki, Ciner, Karamehmet
ikilisinin kontrolüne girdi. Uzanların Star'ı , doludizgin Genç
Parti'nin organı olma yolunda.. İslamcı medyanın çoğu ise AKP'nin
özürlerini kamuflaj uğraşında. Bu arada TRT'nin de AKP'nin
kadrolaşma operasyonlarından bağışık kalmayacağı açıkça
görülüyor.
- Çok içaçıcı bir panorama değil bu…
- Öyle tabi. Hele ki, ülkenin nereye gittiğine dair bir sorunun
yanıtını aradığınızda endişeleriniz daha çok büyüyor. Tarihinin en
büyük krizinin yaralarını saramadan eski filmi gözgöre göre yeniden
vizyona sokuyorlar. IMF'nin büyük vebaliyle yaşanan kriz, topluma
tarihinin en büyük yoksulluğunu yaşattı. Büyük kentlerde her 4
kişiden biri işsiz. Adana'da işsizlik yüzde 35'e çıkmış. Ama
medyaya sorarsanız, ortalık güllük gülistanlık, canlanma bile var.
Oysa alttan alta ciddi bir krizin taşları yeniden döşeniyor. Toplum
3 Kasım'da tasfiye ettiği siyasilere tepki duyarak iktidara
getirdiği AKP'den de çok erken sıkılma sinyalleri veriyor. Sırayı
Uzanların Genç Parti'si almak istiyor, baksanıza. Ne hallere
geldik. Bütün bu olup bitenler ve dipsiz tünelden çıkma ile ilgili
olarak da medya ortamı hiç içaçıcı değil. Medyalar, sahiplerinin
birer silahı, yönetici -gazetecileri de tetikçileri durumunda.
Tetikçi olmak istemeyen gazeteciler, neyin haberini, neyin
gazeteciliğini yapacaklaını şaşırmış haldeler. 4 milyonu biraz
geçen bir tiraj var ama içerik oldukça yavan, oldukça sığ ve gerçek
hayattan son derece kopuk.
- Alternatif bir çaba, bir girişim..
- Herşeye rağmen mevcut medyaların içinde birçok dürüst insan kendi
köşelerinde, programlarında, sayfalarında düzgün bir duruş
göstermeye, eğilip bükülmemeye çalışıyorlar. İnternet ortamı bazı
nefes alıp vermelere olanak sağladı. Tirajı çok düşük kalsa da
günlük, haftalık, aylık bir alternatif medya tabi ki var. Ama o
alternatif ses, hakim gürültünün içinde o kadar boğuluyor, öyle
cılız kalıyor ki. Yine de pes etmemek , büsbütün susmamak gerek.
Tersine, bazılarının macera, umutsuz gibi görecekleri projelere
niyet etmek gerek. Mesela biz, bir grup arkaaşımla, bağımsız bir
günlük gazetenin olabilirliği üzerine bir çalışma başlatmış
bulunuyoruz.
- Nasıl bir proje ?
- Biz düşündük ki, 4 milyon 200 bin gazetenin satıldığı 70 milyon
nüfuslu bu ülkede, bizim hissiyatımızı paylaşan insanların
katkısıyla biz de 100 bin tirajlı bir popüler gazete yapabiliriz.
Halkın doğru bilgilenmesine özen gösteren, doyurucu yorumları
okuyabileceği, TÜSİAD'dan, IMF'den,derin devletten diğer hakim
unsurlardan çekinmeden lafını dobra dobra, hem de ortalama okurun
hissiyatına tercüman olacak üslupta ve tonda söyleyecek çağdaş,
emekten, üreticilikten yana, ilerici bir gazete düşlüyoruz.
Görselliği, rengi, hayatın çeşnisini ihmal etmeyen, esprili, deli
dolu, kravatsız bir gazete. Kahvelerde, vapurda, metroda okunan,
eve taşınan, kendi Güzin Ablası da olan ama sorunlara adam gibi
yaklaşım gösteren, rahat bir gazete. Bence böyle bir gazetenin
okuyucusu orada bir yerlerde var. Bütün mesele onun beklentisine
yanıt vermekte, ona ulaşmakta. Bunu yapabilecek editoryal kadronun
da olduğuna inanıyoruz. Şöyle düşünün, 4 milyon küsur gazete
satılıyor ve ortalama 200 bin liradan 800 milyar bir ciro bu.
Hergün 800 trilyon TL'yi bu gazetelere harcayanlar bizim için de
günde 20 milyar TL harcasınlar. Yani onlara harcadıklarının yüzde
2'sinden ibaret. Günlük gazete okuyucusunun yüzde 2'sini yanımıza
alamaz mıyız? Olmayacak bir hedef değil. Hatta daha fazlası bile
mümkün. Ama buradan, 100 bin tirajdan başlanabilir..
- - Maddi boyut. Böyle bir projenin gerektireceği yatırım?
- Onu da tabi dikkate alıyoruz. Deneyimi olan arkadaşlarımız bütün
detaylarla fizibilite yapıyorlar. Hakim bir sermayedar değil
aradığımız. Hem maddi olarak hem yazar, okuyucu, dağıtıcı,
yaygınlaştırıcı olarak profesyonelleri olan ama gönüllü katkıları
da massedecek bir proje, düşündüğümüz. Dolayısıyla projenin mali
portresi de çok ortaklı olacak. İrili ufaklı bir dizi sermayeden,
ortaktan oluşan bir yapı düşünüyoruz. Ülkenin emekten yana
kuruluşlarının, partilerinin, gruplarının bir ortak ses olarak
projeyi sahipleneceklerine ve yaşatmak için çaba göstereceklerine
inanıyoruz. Bu proje, çok somut bir üretme, dayanışma pratiği
olabilir. Ve çoğumuzun ruhunun böyle bir üretim pratiğine katılmaya
ihtiyacı var. O zaman niye harekete geçmiyoruz ki ?
- Birileri "rüya görüyorsunuz" diyecek..
- Elcevap: Evet, rüya görmeliyiz. Vah onlara ki, rüya görmeyi
bilmezler. Vah onlara ki, rüya görmeyi unutmuşlar…
´100 BİN TİRAJLI BAĞIMSIZ GAZETE YAPMALIYIZ´
Medya düzeninin eleştirildiği Filler ve Çimenler kitabının yazarı Mustafa Sönmez, bağımsız bir gazeteye ihtiyaç olduğunu ve Türkiye´de bunu yaratabilecek bir potansiyeli harekete geçirmek için bir grup arkadaşı ile çalışmalara başladıklarını söyledi. Sönmez Medyatava´nın sorularını yanıtladı.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin