1. Uluslararası Bodrum Tiyatro Festivali sürüyor. Ashura seyirciyle buluştu: Geçmişle cesur bir hesaplaşma; geleceğe dair bir umut

Ashura kelime anlamıyla üç büyük dinde pek çok karşılığı olan, hicri yıl takvimine göre Muharrem ayının onuncu günü olarak bilinir. İzlediğimiz temsil ise; üç semavi dine ait şarkıların metnini oluşturduğu, zorunlu göç, kimlik, aidiyet, dil, dilsizlik gibi kavramları sorgulayan, müzisyen, şarkıcı ve oyuncuların birlikte yer aldığı bir müzik-tiyatro gösterisi. 

1. Uluslararası Bodrum Tiyatro Festivali Deli Dumrul oyunuyla başladıKültür Sanat

İlk gösterimini 2004 yılında 14. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nde gerçekleştiren Ashura, yaklaşık 20 yıldır yurt içi ve dışında birçok festivalde ödüller ve övgüler toplamaya devam ediyor.

13 DİLDE 26 GÖÇ ŞARKISI

Bu yıl ilki düzenlenen 1. Uluslararası Bodrum Tiyatro Festivali'nde izleyicisiyle buluşan bu etkileyici oyun; 13 dilde söylenen 26 göç şarkısıyla izleyicisini kalbinde vurdu.

Oyun; oradan oraya savrulan, zorunlu olarak göç ettirilen insanları, dilleri, dinleri sürgünlerin göç yollarını, göç yollarında söylenen şarkılarla anlatıyor.

Çağlayan Çetin, Kamucan Yalçın, Mustafa Avkıran, Nebi, Nuri Harun Ateş, Ömer Avcı, Övül Avkıran, Selahattin Yazıcıoğlu, Selçuk Artut, Sema Moritz ve Zeynep Ayşe Hatipoğlu’nun yer aldığı oyunda cumhuriyetin kurulmasından günümüze kadar günden güne azalan, unutulmaya yüz yutmuş ve çoğu da yok olmuş dillere, kültürlere saygı duruşunda bulunuyor.

YİTİP GİDENLERE VE ÖTEKİLERE BİR AĞIT...

Oyunun sonunda izleyicilere dağıtılan aşure ise yitip gidenlere ve ötekilere yapılan bir taziye niteliğinde. 

Cumhuriyetin 100. yılında toplumsal hafızaya dikkat çekmesi açısından da çok kıymetli bir oyun Aşura... Geçmişle cesur bir hesaplaşma belki de geleceğe dair bir umut.

İzlerken benim de hafızamda şarkılar döndü durdu.  Belki Yeni Türkü haklı çıkacak "Dağılsak da göç yollarında, yarın bizim bütün dünya" derken belki de Sezen Aksu; Bir arada olabilmek ne mümkün, Bir arada kalabilmek imkansız.. Seneler alıp gitmiş ne var ne yoksa her şeyi..

Dünyanın en önemli tenoru Andrea Bocelli'nin geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yaptığı basın toplantısında İtalyan bir yazarın sözlerine gönderme yaptığı şu atıf aklıma geldi yeniden; "İntikam seni rahatlatabilir ama affetmekten çok daha ağır sonuçları vardır.'"